Covid-19 mücadelesinde hastalığa yakalanarak hayatını kaybeden sağlık emekçileri  ve yurttaşlar Antalya’da anıldı.

Antalya Tabip Odası’nın çağrısıyla  bütün hastane ve sağlık kuruluşlarında eşzamanlı bir dakikalık saygı duruşu yapıldı.

Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde biraraya gelen sağlık emekçileri, yurttaşlar öncelikle  hayatını kaybeden emekçiler ve yurttaşlar  anısına bir dakikalık saygı duruşu  yaptılar.

Saygı duruşunun ardından Antalya Tabip Odası Başkanı Prof.Nursel Şahin bir konuşma yaptı. Nursel Şahin “Pandemi Sürecinde Kaybettiğimiz Sağlık Çalışanları ve Tüm Vatandaşlarımızı Saygıyla Anıyoruz… Hekimlerin ve sağlık çalışanlarının temel görevi hastalıkların önlenmesi, tedavi edilmesi ve böylece bireylerin ve toplumun sağlık hakkının korunması, geliştirilmesidir. Bu görevi mesleklerinin evrensel değerlerine dayanarak her zaman canla başla yapmaktadırlar. Türk Tabipleri Birliği ve Tabip Odalarının salgına yönelik bilimsel verilere dayanan uyarı ve önerileri toplumun sağlık ve yaşam hakkı için kamuoyu ile paylaşması evrensel, yasal ve etik sorumluluğudur. COVID-19 salgınında kaybettiğimiz meslektaşlarımızı siyah kurdele ile anmak ve başka kayıplar olmasın diye çabalamak ise kaybettiklerimize ve yakınlarına karşı vefa borcumuzdur.” dedi.

“Kaybettiklerimizin anısına saygı göstermemizin ihanet olarak nitelenmesi, TTB’nin kapatılmasının istenmesi kabul edilemez” diye konuşan Prf.Dr.Nursel Şahin  “Bizler olağandışı durumlarda da mesleğimizin doğasında yer alan fedakârlığı ve özveriyi yerine getirmeyi başarmış bir mesleğin mensuplarıyız. Pandemiye karşı en ön saflarda mücadeleyi yürüten hekimler ve bütün sağlık çalışanları ölüm – kalım savaşına dönüşen COVID-19 mücadelesinde  yalnız bırakılmayacaklarını ve korunacaklarını bilmek istiyor. Bu insanüstü çabalarının farkında olunduğunu gösterecek; maddi ve manevi olarak destekleyecek Sağlık Bakanlığı ve hükümet tutumu istiyoruz. Salgınla mücadeleyi sürdürürken kendi sağlığımızın, hastalığı sevdiklerimize ve diğer hastalarımıza taşımanın, yaşamımızı kaybetmemiz durumunda geride bıraktıklarımızın geleceğinin kaygısını yaşamak istemiyoruz.

Yöneticilerin, hastanelerin salgınla kuşatıldığı bu günlerde, hekimlerin ve sağlık çalışanlarının sesine, haykırışına kulak vermeleri zorunluluktur. Tüm sağlık çalışanlarında fiziksel ve ruhsal olarak yaşanmakta olan çöküş ve tükenmişliğin pandemi sürecinde yaratabileceği moralsizlik ve zaaflar konusunda yetkilileri uyarmak istiyoruz. Hekimleri ve sağlık çalışanlarını korumayı başaramaz, maddi ve manevi desteği sağlayamazsanız, toplumu hiç koruyamazsınız.

Bu süreçte kaybettiğimiz sağlık çalışanları ve tüm vatandaşlarımızı bir kez daha saygı ve minnetle anıyoruz”  dedi.

Nursel Şahin’in ardından söz alan Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Antalya Şube Eş Başkanı Şükran İçöz “Covid-19 Mücadelesinde omuz omuza mücadele ettiğimiz, bu uğurda beraber can verdiğimiz herşeye rağmen iyi hekimlik mücadelesinden vazgeçmeyen Türk Tabipleri Birliği’nin yanındayız. Türk Tabipleri Birliği Kapatılsın diyenleri şiddetle kınıyoruz” dedi. Tüm halkımıza sesleniyorum diyen Şükran İçöz “Ülkeyi yönetenler virüsle mücadeleyi tamamen halkın inisiyatifine bırakmış durumda.  Lütfen kendimizi ve çevremizdekileri korumak için, maskemizi takalım, sosyal mesafemizi koruyalım, hijyen kurallarına uyalım, çalışmak zorunda değilsek mümkün olduğu kadar dışarıya çıkmayalım. Çünkü yönetenler salgınla gerekli mücadeleyi vermiyor, onlar salgınla mücadeleyi değil algıyı yönetmek istiyor. Sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin bu dönemde yaşadıklarının- önemlerinin ve sorunlarının farkında olan tüm toplum kesimlerinin de bu mücadeleye destek vermeye çağırıyorum” şeklinde konuştu.

Şükran İçöz,  “Pandemi sürecinde haklarını isteyen sağlık emekçilerinin “sadece para istiyorlar” şeklinde yansıtılmasının kendilerini derinden yaraladığını ifade etti. Biz sanki salgından önce çalışmıyorduk da sanki salgınla beraber çalışmaya başlamışız şeklinde kamuoyunda yaratılmaya çalışan algı tüm sağlık emekçilerini derinden üzmektedir. Biz dünden bu güne sağlık emekçilerinin hakları için mücadele ediyoruz bundan sonrada etmeye devam edeceğiz.” Dedi

Antalya Eczacılar Odası Başkanı  Ecz. Mehmet Ertekin ve  HDP Antalya Milletvekili Kemal Bülbül’de kısa birer konuşma yaptılar.

BASIN METNİ

Pandemi Sürecinde Kaybettiğimiz Sağlık Çalışanları ve Tüm Vatandaşlarımızı Saygıyla Anıyoruz…

Hekimlerin ve sağlık çalışanlarının temel görevi hastalıkların önlenmesi, tedavi edilmesi ile bireylerin ve toplumun sağlık hakkının korunması, geliştirilmesidir. Bunu mesleklerinin evrensel değerlerine dayanarak her zaman canla başla yapmaktadırlar.

Türk Tabipleri Birliği’nin salgına yönelik bilimsel verilere dayanan uyarı ve önerileri toplumun sağlık ve yaşam hakkı için kamuoyu ile paylaşması evrensel, yasal ve etik sorumluluğudur. COVID-19 salgınında kaybettiğimiz meslektaşlarımızı siyah kurdele ile anmak ve başka kayıplar olmasın diye çabalamak ise kaybettiklerimize ve yakınlarına karşı vefa borcumuzdur.

Ancak bu ödevlerini yerine getirirken kendi sağlıklarının, yaşamlarının korunmasını sağlayacak koşulları beklemek de en doğal haklarıdır. Yaşatmak için yaşamalıdırlar. Bu hakların sağlanması için gerekli düzenlemelerin yapılması, önlemlerin alınması, uygun çalışma ortamlarının oluşturulması, emeklerinin karşılıklarının sağlanması ise devletin asli sorumluluğudur.

Bugün geldiğimiz noktada ülkemiz için 6 ay önce başlayan salgın şiddetlenerek devam etmektedir. Resmi rakamlara göre bugüne kadar 296 bin vatandaşımız hastalanmış ve 7249 vatandaşımız vefat etmiştir. Sağlık çalışanları arasında ise hasta sayısı 30 bini bulmuştur. 31’i hekim olmak üzere 91 sağlık çalışanı ne yazık ki bu mücadelede kaybedilmiştir. Pandemi sürecinin şeffaflıkla yönetilmemesi ve bu nedenle kesin rakamlara ulaşılamamakla birlikte sahada çalışan meslektaşlarımızdan edindiğimiz bilgilere göre Antalya’da da halen yaklaşık 4500 Covid (+) vaka izlenmekte olup son dönemde günde 400-500 arası yeni vaka tespit edilmektedir. Ayrıca bir meslektaşımızı da Covid-19 nedeniyle kaybetmiş olmanın acısını yaşamaktayız. Resmi rakamlar göz önüne alındığında oransal olarak toplumdaki bireylere göre sağlık çalışanlarının 10 kat daha fazla hasta olduğu görülmektedir. Bu da açıklıkla gösteriyor ki Covid-19 sağlık çalışanları için bir meslek hastalığıdır ve bu konuda gerekli hukuki süreç yürütülmelidir.

Sağlık hizmetlerinin en önemli basamağı hastalanmanın önlenmesi yani koruyucu hizmetlerdir. Covid-19 gibi bulaşıcı ve salgın hastalıklarda toplumun korunabilmesi için koruyucu hizmetlerin önemi bir kat daha artmaktadır. Ancak yine bilmekteyiz ki iktidarın sağlık hizmetlerini metalaştırarak kar elde etme aracı olarak görmesinin sonucu tedavi edici hizmetler öncelenmektedir. Salgın bilimini dikkate alan, aklın ve bilimin ışığında bir salgın yönetimi yaşama geçirilebilse covid-19’un önlenebilir bir hastalık olduğu görülecektir. Tüm dünyada salgının halen devam etmesinin temel nedeni, merkeze halk sağlığı ve bilimi değil de ekonomik gerekçeleri alan yaklaşımdır. Hiçbir salgın sadece vatandaşların bireysel çabalarıyla önlenemez. Kamusal sağlık otoritesi şu anda maske, mesafe ve el hijyeni uyarıları dışında bütün alanlardan kendisini çekmiştir. Covid-19 yayılımından sadece yurttaşların suçlu olduğu algısı yaratılmaktadır. Bireysel tedbirler ancak merkezi ve kapsamlı bir irade ve güven verici, halkın sosyal gereksinimlerine çözüm getiren kararlarla birlikte uygulandığında anlamlı olacak ve sonuç verecektir.

Bizler olağandışı durumlarda da mesleğimizin doğasında yer alan fedakârlığı ve özveriyi yerine getirmeyi başarmış bir mesleğin mensuplarıyız. Pandemiye karşı en ön saflarda mücadeleyi yürüten hekimler ve bütün sağlık çalışanları ölüm – kalım savaşına dönüşen COVID-19 mücadelesinde  yalnız bırakılmayacaklarını ve korunacaklarını bilmek istiyor. Bu insanüstü çabalarının farkında olunduğunu gösterecek; maddi ve manevi olarak destekleyecek Sağlık Bakanlığı ve hükümet tutumu istiyoruz. Salgınla mücadeleyi sürdürürken kendi sağlığımızın, hastalığı sevdiklerimize ve diğer hastalarımıza taşımanın, yaşamımızı kaybetmemiz durumunda geride bıraktıklarımızın geleceğinin kaygısını yaşamak istemiyoruz.

Yöneticilerin, hastanelerin salgınla kuşatıldığı bu günlerde, hekimlerin ve sağlık çalışanlarının sesine, haykırışına kulak vermeleri zorunluluktur. Tüm sağlık çalışanlarında fiziksel ve ruhsal olarak yaşanmakta olan çöküş ve tükenmişliğin pandemi sürecinde yaratabileceği moralsizlik ve zaaflar konusunda yetkilileri uyarmak istiyoruz. Hekimleri ve sağlık çalışanlarını korumayı başaramaz, maddi ve manevi desteği sağlayamazsanız, toplumu hiç koruyamazsınız.

Bu süreçte kaybettiğimiz sağlık çalışanları ve tüm vatandaşlarımızı bir kez daha saygı ve minnetle anıyoruz.

Antalya Tabip Odası

 Yönetim kurulu

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here