1 Eylül Dünya Barış günü Emek ve Demorasi Güçleri’nce gerçekleştirilen bir yürüyüş ve basın açıklaması ile kutlandı
Kapalı Yol Halk Bankası önünde toplanan yüzlerce kişi “Savaşa Hayır Barış Hemen Şimdi” “Yaşasın Halkların Kardeşliği” “Katil ABD İşbirlikçi AKP” sloganları ile Attalos Heykeline kadar yürüdüler
BASINA VE KAMUOYUNA
DEĞERLİ HALKIMIZ
İnsanlık tarihinde, egemenlik ilişkilerinin kurulduğu günden bu güne, egemenler tarafından savaşa sürüklenen halklar hep barıştan yana olmuşlardır. Egemenler günümüzde de aynı senaryoyu devam ettirmektedirler.
Dünyanın birçok yerinde yaşanmakta olan çatışmalar, savaşlar ve şiddet, insanlığın geleceğini tehdit etmekte ve insanın en temel evrensel hakkı olan “yaşama hakkı”nı elinden almaktadır. .
Rakamlara göre dünyada barış için harcanan her 1 dolara karşılık, silahlanmaya 2000 Dolar harcanıyor. Küresel eşitsizliğin yarattığı yoksulluk, açlık, savaş ve çatışmalar, neredeyse olağan bir duruma gelmiştir.
Dünya halklarının düşmanı ABD ve diğer emperyalist güçler, önce Afganistan’a saldırdı, sonra “demokrasi ve özgürlük getirme bahanesi” ile Irak’ı cehenneme çevirdi, şimdi sırada Suriye var! İşbirlikçi AKP’nin de katkılarıyla Suriye halklarının birbirine kırdırılmasının planları yapılıyor, yetmiyor provokasyonlar yapılıyor. Son örnek; şiddetle kınadığımız Antep katliamı.
Suriye’ye yönelik müdahale girişimleri ve daha bir çok gelişme, Türkiye’nin hızla tehlikeli bir kulvara sürüklendiğini gösteriyor. Halklarımızla Suriye halkları birbirine düşman ediliyor. AKP iktidarı düne kadar “Komşularımızla sıfır sorun” derken bugün savaş noktasına gelmediğimiz komşumuz yok gibi.
Ülkemizde ise durum içler acısı; 4000’e yakın köy ve mezra boşaltılmış, yüz binlerce insan zorla yaşam alanlarından çıkarılmış, binlerce faili meçhul cinayetler aydınlatılmamış, 1988’den bugüne 561 çocuk polis veya askerlerin açtığı ateş sonucu öldürülmüş, binlerce çocuk eğitim, sağlık, beslenme ve barınma hakkından yoksun bırakılmış, 40 bine yakın insan öldürülmüş ve yaralanmıştır, bütün bunlar ülkemiz açısından da barışın ne kadar ertelenemez olduğunu ortaya koyuyor.
İç çatışmayı körükleyen bir tavır sergileyen AKP iktidarı; Başta Kürtlerin ve Alevi yurttaşlarımızın ayrımcılığa tabi tutulması, ülkemizde yaşayan diğer halkların; farklı dillerin, kültürlerin, inançların yok sayılması, cemevlerinin “ucube” ilan edilmesi; eğitim alanında, dindar-kindar gençlik yetiştirmeye dönük girişimler; 4+4+4 eğitim sistemi ile İmam Hatip döneminin başlatılması, sermaye için ucuz işgücünün önünün açılması, Yargıtay’ın Cemevleri ibadet yeri değildir yaklaşımı; Malatya Sürgü’de Alevilere, İstanbul Ayazağa’da, Muğla Dalyan’da,Sakarya’da Kürt işçilere yönelik linç girişimleri, 9 aydır aydınlatılamayan! 34 Kürt köylüsünün bilinçli bir biçimde katledildiği Roboski katliamı ve başka örneklerde olduğu gibi, AKP Hükümeti, bir çok alanda, kışkırtma ve katliam provalarının önünü açmakta, mağdurları, mazlumları hedefe koymaktadır. İşçiler, emekçiler, kadınlar, gençler, tüm ezilenler kısacası muhalif her duruş üzerine baskı uygulamaktadır.
Ülkemizde ve bölgemizde yaşanan bu gelişmeler, günde onlarca kişinin yaşamını kaybettiği savaş koşulları halklarımız arasındaki kopuşu büyütmekte, çatışma potansiyelini artırmaktadır.
AKP Hükümeti eliyle sürüklendiğimiz bu süreç iç savaş da dahil olmak üzere, bölgesel bir savaşa doğru yol aldığımızı gösteriyor. ABD işbirlikçisi AKP halklarımıza büyük acılar getirecek bu tehlikeli politikadan vazgeçmelidir. Bu gelişmeler karşısında tüm halklarımızı duyarlı olmaya, savaş kışkırtıcı politikaları mahkum etmeye, Kürt halkının özgürlük, Alevi yurttaşlarımızın, Ermeni, Süryani, Çerkez, Laz, Arap vd halkların eşitlik, inanç ve kültürel haklarının, işçilerin ve emekçilerin, kadınların, gençlerin, yoksulların, LGBT’li bireylerin hak mücadelelerinin yanında durmaya çağırıyoruz.
Bütün emek ve meslek örgütlerine, yüreği insanlıktan ve emekten yana atan tüm siyasal, toplumsal, yapılara, çevrelere, platformlara buradan bir kez daha sesleniyoruz.:
Biz, bütün dünyada ekilen nefret tohumlarına, halklar arasında yaratılan düşmanlığa karşı barış istiyoruz, bölge halklarıyla dostluk ve kardeşlik içinde yaşamak istiyoruz. Kürt sorunun; yasalarla güvenceye alınmış demokratik çözümünü diğer azınlık halkların ana dilerinde kültürlerini geliştirmelerini, inanç ve insani haklarına saygı gösterilmesini istiyoruz.İstiyoruz ki, halklarımızın hakları; eşitlikçi, özgürlükçü,demokratik yasaların teminatı altında olsun.
Biz, savaşa, işgale ve talana ortak olmayan, demokratik, sosyal hukuk devleti niteliğine sahip, kimliği, kültürü, dili, dini, mezhebi, cinsi,yönelimleri, görüşleri ne olursa olsun, eşit haklara sahip yurttaşlar olarak yaşayabileceğimiz, ülkemizin ve toplumumuzun bir daha savaş ve şiddeti yaşamaması için öncelikle demokratikleşmenin önündeki tüm engellerin kaldırıldığı barış içinde, kardeşçe bir arada yaşayacağımız bir ülke istiyoruz
1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısı ile ülkemizin her köşesinden barışa dair çağrılarımızı haykırıyor, barış çığlıklarımızı, Ortadoğu halklarının barış ve kardeşliği için yükseltiyoruz. Barışın hepimiz için en onurlu ve insani çözüm olduğunu bir kez daha haykırmak istiyoruz.
Ölümlere seyirci kalmamak, Ortadoğu’nun kan gölüne dönmemesi, Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözümü, akan kanın durması için, Halkların kardeşliğinin ve barışın düşmanı; emperyalizme, ırkçılığa, ayrımcılığa, milliyetçiliğe, militarizme karşı, BARIŞ,BARIŞ,BARIŞ.
ACIYI DEĞİL BARIŞI PAYLAŞALIM
YAŞASIN HALKLARIN KARDEŞLİĞİ
SAVAŞA HAYIR, BARIŞ HEMEN ŞİMDİ
ANTALYA EMEK VE DEMOKRASİ GÜÇLERİ