ÇEVİRMENİN ÖLÜMÜ

Türkiye’nin belki de en önde gelen çevirmenlerinden Ahmet Cemal, 1 Ağustos da aramızdan ayrıldı. Edebiyat insanları siyaset ya da pop yıldızları gibi debdebeli defnedilmez. Sessiz sakin oldu gidişi… Ahmet Cemal 50 yıldır Almanca dilinden Türkçeye çeviriler yapıyor, çevrilemez denilen eserleri dilimize kazandırıyordu.

Üniversiteye başladığım yıldı. Ankara’da Keçiören’de ki eski mahalleme ara sıra gider oradaki arkadaşları görürdüm. Herşeyden konuşurduk öğrenmeye aç halimizle… ODTÜ’lü Halil, bir konuşmada konuyu Kafka’ya getirdi. Duymuştum ama okumamıştım. Halil bu duruma biraz şaşırarak biraz sevinerek “sana o zaman ilk Kafka’nı ben hediye edeyim” dedi. Kafka’nın Dönüşüm’ü idi hediyem. Ben onu hep “Değişim” olarak duymuştum. Önsözde bu durum açıklanıyordu. Kitabın çevirmeni Ahmet Cemal, kendisinden önce 3 Kafka çevirisinin yapıldığını, bu çevirilerin de başarılı olduğunu ancak kendisinin bu dev eseri çevirmek istediğini belirtiyor ve “Değişim” değil neden “Dönüşüm” dediğini ayrıntılı bir şekilde açıklıyordu. Bir kelime üzerinde bunca durulması beni şaşırtmıştı. Çevirinin ve düşünmenin inceliğini görmüştüm. Belki de bu yüzden Ahmet Cemal’i hiç unutmadım.

O zamanlar kitapların çevirmenlerine dikkat etmezdik tıpkı filmlerin yönetmenlerine dikkat etmediğimiz gibi. Filmde başrol oyuncuları değil yönetmen önemliydi. Kitapta yazar önemliydi tabii ama Türkçede onu yeniden yaratan da yazar kadar önemliydi, öğreniyorduk…

Daha sonra okuyup çok sevdiğim İngrid Bachman’ın Malina’sının da çevirmeniydi Ahmet Cemal. Büyüdüğüm 20. yy.’ın modernist yazarlarından Robert Musil’in 2 ciltlik “Niteliksiz Adam”ının çevirmeniydi. Bu çeviri kesikli olarak onun 25 yılını almıştı. Okunma zamanını bekleyen Elias Cannetti’nin tek ama dev romanı 2.dünya savaşının gelişini anlatan “Körleşme” yine onun büyük bir çevirisidir. Walter Benjamin, Brecht, Gombrich çevirdiği yazarlardan arasındadır. 2012 yılında yayımlanan ve “hayatımın çevirisi” dediği Hermann Broch’un “Vergilius’un Ölümü” ise hayatı boyunca kendisini takip etmiş tam 40 yılını almıştı bu büyük çevirmenin. Kimseye söylemediği kendine ayırdığı zamanlarda bir nevi gizli gizli çevirdiği büyük tutkusu olmuş ilk cümlesi yarım sayfa süren roman. Çevirinin ve kendi hikayesinin bir özetini ‘Vergilius’un Ölümü’ nün önsözünde çarpıcı bir şekilde anlatır Ahmet Cemal. Ömrünün 40 yılını verdiği bu zor romanın çevirisiyle 2014’de Avusturya Devleti Çeviri Ödülü almıştır. 2013 yılında da TÜYAP’ın onur konuğu olmuştur. Hukuk mezunu olmasına rağmen tek bir gün avukatlık yapmamıştır. Hukuk fakültesinde öğrenciyken evi geçindirmek için noterliklerde yeminli tercümanlık yapar. İlk çevirileri noter tasdikli diplomalar, evlilik belgeleridir. Parayla ilişkisi negatif yönde olmuştur. Çevirisini kendi istediği zaman olgunlaştığında teslim ettiğinden yayınevleri ona “geç teslim eden çevirmen” demişler, kendisi de bu yüzden çok para kaybettiğini ama bunun umrunda olmadığını yazmıştır. ‘Külrengi bir yalnızlıkta’ dünyası edebiyat olmuştur. Yüzlerce makale ve deneme kaleme almıştır. Üniversitelerde verdiği edebiyat ve tiyatro dersleri gençlerle iletişimde olmasını sağlamıştır.

Nazım Hikmet Akademisinde ve son yıllarında İstanbul’da açtığı kendi adına olan edebiyat atölyesinde edebiyat ve sanat dersleri vermiştir. Uzun yıllar Cumhuriyet gazetesinde köşe yazarlığı yapmış, ünlü ittihatçı Cemal Paşa’nın torunu olmasına rağmen bu soybağı ilişkisini kuzeni Hasan Cemal gibi tahvile yatırmamıştır. Kendisini bir denemesinde “soylu ailenin soysuz oğlu” diye tanımlar.

Çevirilerinin yanısıra çok sayıda deneme kitabı, tiyatro oyunu ve bir roman bırakmıştır. Bu çok önemli yazın insanını 1 Ağustos günü yitirdik. Emekleri, çevirileri ve kitapları bizimledir. Çevirdiği ya da çevirmeye vakit bulamadığı sevgili yazarlarıyla Hades’te söyleşiyordur belki…

Saygıyla…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here