
TÜM BEL-SEN Antalya Şubesi Sürgünlerle dayanışma için Antalya Büyükşehir Belediyesi önünde çadır kuruyor.
1 Ekim 2014 saat:22.00”da kurulacak çadır öncesi yönetim kurulu “Büyükşehir Belediyesi Üç ‘Koyun’ Değil, Üçyüz ‘Emekçiyi’ Kurban Etti!!!” başlıklı bir açıklama yaptı.
BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ÜÇ ‘KOYUN’ DEĞİL, ÜÇYÜZ ‘EMEKÇİYİ’ KURBAN ETTİ!!!
Kurban bayramına sayılı günler kaldı. Ancak, Büyükşehir belediyesinde Yerel seçimlerin hemen ardından işçi ve memurlara yönelik başlatılan sürgün dalgası tüm sonuçları ile yaşanmaya devam ediyor.
Sürgün yerlerine gidebilmek adına Büyükşehir belediyesi önünden saat 05;30’da hareket eden servise yetişebilmek için sabahın köründe yola düşüyor arkadaşlarımız. Yine, Sürgün yeri olan Akseki’de belediye emekçileri haremlik-selamlık olarak ayrı ayrı birimlere yerleştirilmek isteniyor. Gündoğmuş’ta ise ‘toplama kampı’ yönetmeliği uygulanıyor. Kaş’ın yol çilesi, Gazipaşa sürgünlerinin yok sayılması günlük eziyete dönüşmüş durumda. İşte bu atmosfer içerisinde kurban bayramını karşılıyor 300 belediye emekçisi.
SÜRGÜN YERİ BAYRAM YERİ DEĞİL…
Antalya büyükşehirde yaşanan sürgünlerin çalışma hukukuna ve insan haklarına aykırı olduğunu MISIR’daki sağır sultan bile duydu. Ama her ne hikmetse Sayın Menderes Türel hala ‘üç maymunu’ oynuyor. Artık bu sürgünleri ve beraberinde getirdiği toplumsal sorunların yükünü, Antalya’nın kaldıramayacağını kendi parti yöneticilerinin bile fark etmeye başladıkları ortada iken sayın Türel’in bu yanlışta hala ısrar ediyor olması herkesi kaygılandırmaktadır.
Sayın Türel, işçi ve memurlarla Perşembe günü bayramlaşacakmış! Ancak sürgün edilen üç yüz emekçi ile bayramlaşamayacak! Çünkü, bu arkadaşlarımız o gün sürgün yerlerinde olacaklar! Ve bayram havasını yarım ve sürgün gölgesinin altında geçirecekler. Ve sayın Türel, siz ta Çin’e ‘demokrasi’ dersi vermeye gittiniz de, bir gün olsun o büyükşehir sınırlarına dahil edilen sürgün yerlerini ziyaret ederek oradaki emekçilerin halini-hatırını sormaya gitmediniz.
Bundan dolayıdır ki, büyükşehir belediye emekçilerini yok sayıp karşınıza alarak tüm güvenlerini kaybettiniz. Ve büyükşehir emekçileri malum sürgün uygulamalarını ‘anlaşılmaz’ bulduğu için size karşı dargındır, kırgındır, tepkilidir ve öfkelidir. Size bir önerimiz var sayın Türel; bu bayramda bayramlaşmak için huzurevine değil de bir sürgünün evine bayramlaşmaya gidin? Çünkü, bu bayramda Gönül alacaksanız, insanları mutlu edecekseniz uğrayacağınız ilk yer bir sürgünün evidir!
SAYIN TÜREL; EMEKÇİYİ KURBAN ETMEKTEN VAZGEÇ HER GÜN BAYRAM OLSUN!
İnsanları kurban etmek geleneği ilkel çağlara mahsus bir uygulama olarak tarihe geçmiştir. İslam inanışına göre ise, Hz ibrahimin tanrıya verdiği sözü yerine getirmek için oğlunu kurban etmek istemesi üzerine ona melekler tarafından bir koyun indirilerek bu uygulamaya son verilmiştir.
Sayın Türel, ilkel çağa mahsus olan bu insanları kurban etme geleneğini üç yüz belediye emekçisinin sürgünü üzerinden 21.yüzyılda devam ettirdiğinizin farkında değil misiniz? İlkel çağlarda İlahları memnun etmek ve öfkelerini yatıştırmak için insanların kurban edildiğini biliyoruz. Ancak, siz kimi memnun etmek için ve hangi siyasi hırs, öfke ve ihtirasların karşılığı olarak eş ve çocukları ile birlikte üç yüz emekçiyi kurban ettiniz? Günümüzde İnsanları kurban etmek barbarlıksa-ki öyledir- sizin yaptığınıza ne demeli?
EMEĞİN VE EMEKÇİNİN KURBAN EDİLMEDİĞİ BİR BAYRAM DİLİYORUZ!
Öncelikle Din ve inanç özgürlüğünü savunduğumuzu ve herkesin dini inancına saygılı olduğumuzu ve muradımızın hiç kimsenin dini inancını sorgulamak olmadığını belirtmek isteriz. Ancak, Antalya büyükşehir belediyesinde yaşadıklarımızı ve uygulayıcılarını göz önüne aldığımızda sormadan geçemiyoruz; sayın Türel, bu bayram namazını gönül rahatlığı ile huzur içerisinde kılabilecek misiniz? Zalimliğe, zulme, haksızlığa, eziyete ve baskılara karşı İnsanlık hayrına edilen dualara kendi yaptıklarınızı içine katarak tereddütsüz amin diyebilecek misiniz? Çünkü, İslam inancında bayramların özel bir önemi vardır. Küskünler barışır, kırgınlıklar giderilir, karşılıklı gönüller alınır ve her bayramın toplumsal huzur ve barışa vesile olması temenni edilir. Bizlerinde bu temenni ve dileklere içten katıldığını bir kez daha belirtmek istiyoruz. Bu temenni ve dileğin gereği yerine getirilmezse eğer bu bayram da sürgün edilen üç yüz emekçi ile birlikte hak, hukuk, adalet duygusu ile birlikte insanlıkta büyükşehir yöneticilerinin siyasi hırs ve ihtirasları uğruna kurban edilecektir. Elbette bunun baş sorumlusu Antalya büyükşehir belediye başkanı sayın Menderes Türel olacaktır.
Evet sayın Türel, bu toplumsal vebalin yükünü omzunuzda taşıyarak bir bayramı da böyle geçirebilirsiniz, ya da görevlendirme adına yaptığınız sürgün uygulamasına son vererek büyükşehir belediyesinde herkesin ihtiyacı olan toplumsal huzur ve barışın sağlanmasına katkı sunarsızın. Bu çok mu zor? Aslında bu güne kadar yaptıklarınız işin en zor olanıydı. Bundan sonrası yapmanız gereken ise işin en kolayıdır. Kurban bayramı öncesi Antalya büyükşehir belediyesinde huzur ve barışın sağlanması için sayın Türel’den olumlu bir adın atmasını başta bizler olmak üzere tüm Antalya bekliyor. Çünkü, biz kazanırsak Antalya kazanacaktır. Ama , Kaybedersek de tüm Antalya ve insanlık kaybedecektir.
TÜM BEL-SEN ANTALYA ŞUBESİ