Kölelik çalışma koşullarında yaşayan TÜİK Ankara Bölge Müdürlüğünde görevli 4-C’li 17 arkadaşımız akla ziyan suçlamalarla işlerine son verilmiştir.
20 kadar kadrolu arkadaşımıza ise yine aynı gerekçelerle soruşturma açılmıştır. İşçi sınıfı tarihinde adını “modern kölelik” olarak yazdıran ağır ve baskıcı çalışma sistemi olan 4-C , emekçilerin yaşam alanlarına tecavüz etmektedir. Güvencesiz, esnek ve performansa dayalı bu sistem, hükümetin Tüik’de hayata geçirdiği, korku imparatorluğunu kurduğu bir “çalışma kampı”dır. Düşük ücretlerle çalışan, özlük ve sosyal hakları olmayan TÜİK 4-C’liler, bu baskı ve korkunun sona ermesini istiyor. Düzmece sebeplerden dolayı İşten atılan arkadaşlarımızın derhal işe iadesini talep ediyoruz. Yine aynı kurumun İstanbul Bölge Müdürlüğünde çalışan 4-C’li arkadaşımız emekliliği geldiği gerekçesiyle görevde olduğu gün işine son verilmiştir. İmzalanan sözleşmede ki “yaşlılık veya malullük aylığına hak kazandıkları tarihte sözleşmesi sona erer” maddesine dayanarak arkadaşımızın iş akdi feshedilmiştir. İnsanca yaşam koşullarına aykırı bu maddenin “iş sözleşmesi” olarak emekçilere sunulması insanlık dışı bir uygulamadır.
Hükümet, devlet kurumlarını bir bir satıp buralarda çalışan emekçilere 4-C’li “çalışabilme hakkı!” vermektedir. Bilinmelidir ki 4-C çalışma koşulları insanlık dışı yaşama koşullarını beraberinde getirmektedir. İmzalanan sözleşmeler, insanlık dışı olup insanı amirlere köle yapmaktadır. “görev sırasında amire hal ve hareketi ile saygısız davranmak” keyfi işten çıkarmalara sebep olabilecek 27 maddeden sadece bir tanesidir. Bundan yaklaşık 1,5 sene evvel , evlilik izninde “performans” bekleyen TÜİK İzmir Bölge Müdürlüğü, arkadaşımız Evren Kayaş’ın işine son vermişti. Bu işten atmalar daha ne kadar sürecektir? Aklın ve vicdanın olmadığı yerde zülum başlar.
“Seçenekleri yaratan, seçenin kendisi değilse eğer bu köleliktir.” (Hallac-ı Mansur)
TÜİK 4-C’LİLERİN ÇALIŞMA KOŞULLARI:
-Hiçbir şekilde özlük ve sosyal hakları yok.
-Görevde yükselme yok. İşe yeni girenle, 20 yıl çalışan arasında maaş farkı yok.
-Tayin hakkı yok.
-Her yıl sözleşme bedeli olarak damga vergisi kesintisi var.
-657’nin disiplin hükümleri uygulanmasına rağmen sosyal ve özlük haklar tanınmıyor.
-Devletin asli ve sürekli işlerini yapmalarına rağmen en düşük memur maaşı bile alamazlar.
-Fazla mesai ödemesi veya ek ödeme yapılmıyor. (fazla mesai ücreti maaşın içinde değerlendiriliyor.)
-İşin bitmesi esas alındığı için hafta sonu veya akşamları çalışma oluyor.
-Sözleşmesi feshedilenlere kıdem ve ihbar tazminatı ödenmiyor.
-Yemek ücreti yok.
-Home Office (evde çalışma) uygulaması var. Kendi bilgisayarın ve internetinle evde veri giriş yapılıyor. Evde çalışma personele ek maaş kazandırmıyor. Ek zaman da kazandırmadığı gibi, ekstra iş yükü ve yoğunluğu kazandırıyor!
-Keyfi olarak 657’nin disiplin hükümlerince yazılı veya sözlü uyarı veriliyor. Fakat savunmanızın 657’ye göre yapılması engelleniyor.
-Haberiniz olmadan hafta sonu fazla mesai yazılabiliyor. Bunun üzerine “habersiz işe gelmediğiniz…” gerekçesiyle savunmanız istenebiliyor.
-Mobbing (psikolojik taciz) uygulaması yaygın olarak sürdürülmektedir. (iş güvencesi olmadığı için işten çıkartılma baskı unsuru olarak uygulanmaktadır.)
-İş güvencesi yok. Her sene sonunda sözleşmeler biter 1 hafta kadar işten çıkarılır (bu süre zarfında da çalıştırılmak istenir.). Bakanlar kurulu kararı ile tekrar işe alınır.
-20 yıl çalışıp emekli olan 4-c’liler olmasına rağmen mevsimsel veya dönemsel personel olarak görünüp “geçiciymiş” muamelesine maruz bırakılırlar.
4-C’li TÜİK EMEKÇİLERİNİN TALEPLERİ:
-4-C uygulamasının sona erdirilip tüm mevcut 4-C’lilerin kadroya alınması
-Çalışma koşullarının düzenlenip insanca yaşayabilir duruma getirilmesi.
-Özlük ve sosyal hakların, tayin hakkının verilmesi
-Her sene sözleşme bedeli olarak alınan damga vergisinin artık alınmaması
-Fazla mesai ücretlerinin ödenmesi.
-Angarya uygulamalara derhal son verilmesi.
-Maaşların yaşama koşullarına uygun olarak yükseltilmesi.
-Kıdem ve ihbar tazminatların ödenmesi.
-Memurların yararlandığı tüm haklardan faydalanılması.
-Eşit işe eşit ücret verilmesi.
-Alanda çalışan anketör 4-c’lilere yemek fişi verilmesi.
-Keyfi biçimde uygulanan cezalara son verilip yasal düzenlemelerin yapılması.
-İş güvencesinin sağlanması.
Onurun ve insanlığın ayakkabı kutularında üç kuruşa satıldığı, emekçilerin insansızlaştırıldığı bu dönemde güvencesiz çalışmaya, taşeronlaşmaya karşı ortak direniş hareketini güçlendirmeliyiz.
Bizler, Tüik’de 4/C’lİ, sağlıkta taşeron, üniversitede 50/d’li, eğitimde ücretli, fabrikada sigortasız, evde işsiz, tersanede ve madende can güvenliği olmayan emekçileriz…
Bizler, kamuda ve özelde çalışan güvencesiz çalışanlarız…
Bizler, geçici ve sözleşmeli çalıştırılmaya zorlanılanlarız…
Bizler, yarı sendikalı, yarı sendikasız mücadele etmeye çalışanlarız…
Bizler, her an işten atılma tehdidi yaşayan güvencesizleriz…
Sayımız maalesef her geçen gün artıyor. Umudu karartmadan mücadeleyi büyütmeyi yeğliyoruz.
GÜVEN TÜRKAY