
Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) Antalya İl Başkanı Zeynel Ergen, Büyük Marmara Depremi’nin
yıldönümü vesilesiyle yaptığı açıklamada, AKP iktidarının 17 Ağustos depreminden ders almayan, toplumu kaderci itikatlara terk eden bir mantığa sahip olduğunu belirtti.ÖDP Antalya İl Başkanı Zeynel Ergen tarafından yapılan açıklamada, depremin doğal afetler arasında olduğunu ancak yanlış olanın, bu tip büyük felaketlere yol açan olaylara karşı hiçbir koruma zincirine sahip olmayan, sağlıksız ve güvensiz yapılaşmayı teşvik eden imar, yerleşim ve denetim politikaları olduğuna dikkat çekti.
Ergen, “Bu politikalar 17 Ağustos günü resmi rakamlara göre 18 bin, gayri resmi rakamlara göre ise 50 binden fazla insanımızı kaybetmemize yol açtı. Yaklaşık 16 milyon insanımız depremden doğrudan ya da dolaylı şekilde etkilendi, 600 bin yurttaş evsiz kaldı” diyerek Marmara depreminin bilançosunu anımsattı.
Depremlerin Felakete Dönüşmesi Takdir-i İlahi Değildir!
Aradan 15 yıl geçmiş olmasına rağmen sorunların devam ettiğine dikkat çeken Ergen, şunları kaydetti:
“Depremlerin felakete dönüşmesinin nedenleri; bilinçsizce verilen yer seçimi kararları, mühendislik hizmetlerinin yeteri düzeyde kullanılmaması, ranta dayalı imar planları, kamusal denetim dışında gerçekleşen yapılaşma ve niteliksiz plansız kentleşmedir.”
“Türkiye topraklarının yüzde 93’ü, nüfusunun ve sanayi kuruluşlarının yüzde 98’i, barajlarının yüzde 95’i ve enerji santrallerinin yaklaşık yüzde 50’si deprem bölgeleri içinde olmasına ve buna bağlı olarak maddi ve insani büyük kayıplara yol açacak deprem beklentisinin kamuoyunda yaygın olmasına rağmen, AKP iktidarının hiçbir ciddi hazırlığının olmamasının açıklanacak yanı yoktur. Birinci derece deprem bölgelerinde, özellikle İstanbul’da, olası depreme karşı ne tür hazırlıklar yapılmaktadır, ne tür önlemler alınmıştır, soruları yanıtlanmayı beklemektedir.
Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı” 17 Ağustos 1999 Depreminden anca tam 12 yıl sonra 2011?de yayınlanmıştır. 12 yıl sonra atılan adım da ölü doğmuş, aksine depremin bir sektör haline gelmesine, devletin yükümlülükleri piyasanın eline terk edilmesine zemin hazırlamıştır. Nihayetinde deprem riskini ranta çeviren adımlar atılmış, yasalar çıkarılmış Kentsel Dönüşüm adı altında “kentsel rant alanları yaratılması” ülke çapında başlamıştır.”
Gelinen aşama korkutucu
Ülkemizde 17 Ağustos depremi sonrasında yürütülen çalışmaların geldiği aşama korkutucudur. AKP iktidarı deprem olgusunu sadece karlı bir pazar alanı olarak görmektedir. Deprem sonrası oluşan acılar ve korkular suistimal edilerek deprem sözü bu ülkede artık rant sözüyle eş anlamlı hale gelmiştir.
Kısacası, halkın sağlıklı ve güvenli yaşama hakkının korunmasına dair önemli hiçbir çaba yürütülmemiştir. AKP iktidarının bu alanda yürüttüğü faaliyetler, toplumu piyasacılık ekseninde örgütlemesiyle paralel bir seyir izlemektedir. AKP iktidarı kamusal bir denetim olması gereken yapı denetimi alanını ticarileştirmiş, özelleştirmiş, meslek odalarının ve muhatap kuruluşların önerilerini ve katılımlarını reddetmiş, başına buyruk davranarak halkın sağlığını bilinçli olarak tehlikeye atmıştır, atmaya da devam etmektedir.
“Depremden zarar gören binaların iyileştirildiğini söylemek mümkün değildir. Deprem sonrası yaşamı kararan yurttaşların zararlarının karşılanmasına, devletin koruyucu, gözetici, sorumluluk sahibi bir anlayışla yaşanan mağduriyeti gidermeye dönük adımları son derece cılız kalmış, sosyal devlet ilkesi bir kez daha baltalanmıştır.
AKP, toplumu kaderci itikatlara terk ediyor
AKP iktidarının 17 Ağustos depreminden ders almayan, toplumu kaderci itikatlara terk eden bir mantığa sahip olduğunu vurgulayan Zeynel Ergen, “Büyük Marmara Depremi’nde ölenleri saygıyla anıyor ve sorumluları ciddi önlemler alınması yönünde bir kez daha uyarıyoruz.” dedi.