Eğitim-Sen Antalya Şubesi 24 Kasım Öğretmenler Gününe ilişkin bir basın toplantısı düzenledi. Yönetim kurulu üyeleri ile birlikte şube binasında bir basın toplantısı düzenleyen Eğitim-Sen Antalya Şube Başkanı Nurettin Sönmez, “Sorunlarımızın Çözülmesini, Taleplerimizin Karşılanmasını Bekliyoruz!” dedi.
Sorunlarımızın Çözülmesini, Taleplerimizin Karşılanmasını Bekliyoruz!
Bugüne kadar hiçbir öğretmenler gününde, öğretmenlerin gerçek sorunları tartışılmamış, yüz binlerce eğitim emekçisinin sosyal ve ekonomik sorunlarını çözme yönünde herhangi bir adım atılmamıştır. Bir bütün olarak düşünüldüğünde sadece öğretmenler değil; bütün eğitim ve bilim emekçileri, yılda sadece bir gün hatırlanmayı hak etmemektedir. Yıllardır yaşadığımız ekonomik, sosyal ve özlük sorunlarına sağlıklı ve gerçekçi çözümler üretilmemiş, çalışma ve yaşam koşullarımız her geçen yıl daha da kötüleşmiştir.
Milli Eğitim Bakanlığı, yıllardır eğitim ve bilim emekçilerinin, sendikaların eleştiri ve önerilerine kulaklarını tıkamakta, bildiğini okumaya devam etmektedir. 652 sayılı KHK ile MEB’in kurumsal yapısı ve personel sistemi piyasa ile daha uyumlu hale getirilmiştir. Eğitimde “küresel rekabete” uygun ve “piyasa ile uyumlu” bir teşkilat yapısı oluşturulması, yaşanan ticarileşmenin geldiği boyutları görmek açısından önemlidir.
Bakanlıkların teşkilat yapılarını temelden değiştiren düzenlemelerin yanı sıra 666 sayılı mali haklarla ilgili KHK ile eğitim alanı başta olmak üzere, çeşitli alanlarda yeni eşitsizlikler ortaya çıkmıştır. 666 sayılı KHK ile üst düzey yöneticilerin ek ödemelerinde artışlar yapılırken, öğretmenler bu kapsam dışında tutulmuştur. Bu durum, her geçen gün iş yükü artan, sürekli angarya işler yaptırılarak daha nitelikli eğitim hizmeti vermeleri engellenen öğretmenlerimize karşı büyük bir haksızlıktır.
Öğretmenler asli görevleri olan ders anlatma dışında Öğrenci Koçluğu, Eğitim Harcamaları Anketi (TEFBİS), İlköğretim Kurumları Standardı Anketi (İKS), mahallelerde okuma yazma bilmeyenlerin tespiti çalışması gibi ek çalışmalar yapmaya başlamışlardır. Eğitim-öğretim yılı başında gündeme getirilen çeşitli projeler ve uygulamalarla, öğretmenlerin mesai saatleri dışında angarya ve esnek çalıştırmaya zorlandıkları adımlar hızlandırılmıştır. Bu nedenle artan iş yükü karşısında öğretmenlerin görevini sağlıklı bir şekilde yerine getirmesi zorlaşmıştır.
18-20 Kasım 2011 tarihleri arasında, Antalya’da “Ulusal Öğretmen Stratejisi Çalıştayı”nda çeşitli kararlar alınmıştır. Bu kararlardan birisi 15 yıl görev yapan öğretmenlerin zorunlu rotasyona (yer değiştirme) tabi tutulmasıdır. Öğretmenlerin iradesi dışında uygulanacak rotasyon uygulamasının sürgün anlamına geleceği açıktır. Eğitim Sen olarak öğretmenlerin isteği dışında atamaya zorlanmalarının karşısındayız.
Bilindiği gibi Van’da meydana gelen depremde içlerinde 76 öğretmenin de bulunduğu çok sayıda yurttaşımız hayatını kaybetmiştir. Deprem sonrasında yaşanan olumsuzluklar, eğitim-öğretimi de büyük ölçüde aksatmıştır. Hasarlı okul sayıları fazlayken, öğretmenlerin barınma sorunu başta olmak üzere yaşadıkları sorunlar hala çözülmemişken, çocuklarımız sağlıksız koşullarda yaşam mücadelesi verirken 5 Aralık 2011 tarihinde eğitim-öğretime başlanması olanaksızdır. Barınma sorunu çözülmeden, hasarlı okullar yeniden inşa edilmeden eğitim-öğretime başlanması cinayet anlamına gelecektir.
300 bini aşkın işsiz öğretmen hala atama beklemektedir. Öğretmen açıklarının her geçen gün arttığı, onbinlerce ücretli öğretmenin çalıştırıldığı bir durumda ataması yapılmayan öğretmenlerin hala atanmamış olması hem işiz öğretmenleri hemde eğitimi olumsuz yönde etkilemektedir. Angarya çalışmanın yaygınlaştığı koşullarda nitelikli bir eğitim hizmetinden bahsetmek mümkün değildir. Bugün eğitim sisteminde yaşanan sorunların sorumluları, ülkenin dört bir yanında fedakarca çalışan öğretmenlerimiz değil; eğitimin ve öğretmenlerin sorunlarını çözmeyen siyasi iktidardır.
Öğretmenlerimize insanca yaşayabilecekleri, nitelikli hizmet verebilecekleri çalışma ve yaşama koşulları yaratılmalı; bunun için de başta maaşlar olmak üzere mesleki ve özlük hakları insan onuruna yaraşır düzeye yükseltilmelidir. Kaybedilme noktasına gelen mesleki saygınlığın yeniden kazanılması için, öğretmen yetiştirme ve istihdam politikalarının uluslararası standartlara uygun ve bilimsel bir anlayışla ele alınması ve tüm eğitim emekçilerinin ekonomik, sosyal, mesleki ve özlük sorunlarının çözülmesi gerekmektedir. Ayrıca atama ve terfilerde keyfiyet ortadan kaldırılmalı, eş durumu özür grubu atamaları bir an önce yapılmalıdır.
Yıllardır çeşitli alanlarda yaşadığımız hak kayıplarına ve olumsuzluklara bakıldığında, AKP İktidarının yönetimde yer aldığı son dokuz yılda kaybettiklerimizin ne kadar çok olduğu ve haklarımızı koruyabilmek için örgütlü mücadelenin ne kadar acil bir ihtiyaç olduğu görülmektedir. Eğitim Sen olarak, dayatılan her türlü haksız ve hukuksuz uygulamanın ancak tüm eğitim ve bilim emekçilerinin birleşik, örgütlü mücadelesiyle kırılabileceğine inanıyoruz. Eğitim emekçilerinin yıllardır karşı karşıya olduğu sorunlara kalıcı çözümler üretilmesini ve taleplerimizin karşılanmasını bekliyoruz.
Nurettin SÖNMEZ
ŞUBE BAŞKANI