Antalya’dan da yüzlerce kişinin gittiği“İnsanca yaşam için eşit, özgür ve demokratik bir Türkiye” mitingi Ankara’da yapıldı.
DİSK, KESK, TTB ve TMMOB’un çağrısıyla “İnsanca yaşam için eşit, özgür ve demokratik bir Türkiye” sloganıyla örgütlenen miting Ankara’da gerçekleşti. Yaklaşık 30 bin kişi AKP’nin kıdem tazminatına yönelik saldırılarına, güvencesizliğe ve hak gasplarına karşı sokağın meclisini kurdu
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve Türk Mühendis Mimar Odaları Birliği’nin (TMMOB) çağrısıyla yaklaşık 30 bin kişi Ankara’da bir araya geldi. “İnsanca bir yaşam için eşit, özgür ve demokratik bir Türkiye” isteyenler sabah saatlerinde Gar’da buluştu. Emek ve meslek örgütlerinin yanı sıra demokratik kitle örgütleri, siyasi partiler ve gençlik örgütlerinin de yoğun bir katılım gerçekleştirdiği miting Sıhhiye Meydanı’nda yapıldı.
Ankara Garı önünde toplanan binlerce emekçi yürüyüşe geçti.Miting, alana girişlerin tamamlanmasının ardından, DİSK, TMMOB, TTB ve KESK genel başkanlarının konuşmalarıyla başladı.
DİSK Genel Başkanı Tayfun Görgün, TBMM ile miting yapılan alan arasındaki mesafeye dikkat çekerek; ‘sokağın meclisi, milyonlarca insanın canına ot tıkayan kararlar alan Meclis’ten 800 metre uzakta toplanmıştır. Bizden 800 metre uzakta sosyal güvenlik, genel sağlık ve torba yasalarla çalışanların hakkı ellerinden alınıyor, zorunlu tasarruf ve işsizlik fonu onlar tarafından yağmalanıyor. 70 yıllık mücadelenin ürünü olan kıdem tazminatı hakkımız elimizden alınmaya çalışılıyor.” dedi.
Görgün, sermayenin dikensiz gül bahçesi yaratmaya çalıştığını da belirterek, çalışanların buna asla izin vermeyeceğini söyledi. AKP’nin bir korku imparatorluğu yattığını savunan Görgün, sözlerini şöyle sürdürdü:
“AKP kendi medyası, kendi yargısı ve kendi polisiyle kendisine biat eden bir toplum yaratmak istiyor. Bunların cenneti emekçinin cehennemi olacak. İleri demokrasi adı altında yeni bir diktatörlük şekillendiriyorlar. Burada toplanan güçler seslerini yükseltmelidir ve güçlerini birleştirmelidir. ”
TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı ise, ‘sokağın meclisini’, ‘kadın cinayetlerine, kadına yönelik şiddete dur diyen kadınların, anadilde, eşit, nitelikli eğitim isteyen gençlerin, 15-16 Haziranların, tekel direnişlerini devam ettiren işçilerin, ‘zafer sokakta kazanılır ‘ diyen kamu emekçilerinin, açlığa mahkum edilen işsizleri, emeklilerin, memleketinin havasına suyuna, toprağına sahip çıkanların, füze kalkanına karşı çıkan Küreciklilerin, asimilasyon ve inkar politikalarına maruz kalmış kürtlerin meclisi’ olarak tanımladı ve ‘bu meclisin ülke üzerindeki karabulutları ve ablukayı dağıtacağını söyledi.
KESK Genel Başkanı Lami Özgen, AKP’nin kamu emekçilerine ve işçilere grevsiz toplu sözleşmesiz sahte sendika yasasını dayatmaya çalıştığını, üstelik işçilerin mücadele ederek kazandıkları kıdem tazminatı haklarını da gasp etmeye çalıştığını belirtti. Özgen, KCK operasyonlarıyla 3 binden fazla Kürt siyasetçisinin tutuklanmasını, eğitim hakkı mücadelesi veren öğrencilerin tutuklandığını, HES’lere karşı doğayı savunan Metin Lokumcu’nun öldürüldüğünü, suyuna, deresine ve yaşamına sahip çıkanların polis copu ve panzeriyle karşı karşıya kaldığını dile getirdi. Kürtlere yönelik operasyonların arttığını belirten Özgen, kadına yönelik şiddet sorunun derinleştiğini vurguladı. AKP’nin Kürecik’te füze kalkanı kurmaya çalıştığının altını çizen Özgen, Alevilerin eşit yurttaşlık talebinin de görmezden gelindiğini belirtti. AKP’nin tüm bu saldırılarına karşı mücadele edeceklerini söyleyen Özgen, kamu emekçilerine yönelik sahte sendika yasası dayamasına ve kamu emekçilerine yönelik saldırılara karşı grev haklarını kullanmalarına kimsenin engel olamayacağını ifade etti.
TTB Başkanı Eriş Bilaloğlu, AKP’nin sağlık politikalarını eleştirerek, “Bunlar, bütün Türkiye’ye yalan söylüyorlar. sağlık hizmeti ücretsiz dediler, reçete başına para almaya başladılar. Tam gün yasasında da yalan söylüyorlar. Türkiye’de 600 bin sağlık emekçisi var ve bunların 599 bini tam gün çalışıyor zaten.’dedi. Bilaloğlu, TTB’nin eşit, ücretsiz, nitelikli sağlık hizmeti için mücadelesini sürdüreceğine dair halka söz verdiğini ve bunun için çalışacaklarını söyledi.