12 Şubat günü bir kadın daha erkeklerin hedefi oldu ve yaşamı yitirildi.

Bu vahşice ölüme toplum gerçekten duyarlı davranarak “Yeter” dedi. Ülkenin her yerinden ses geldi. Katiller hemen yakalandı. Oysa azmettirenler, hâlâ azmettirmeye devam ediyor. Bu gidişle Özgecan son olmayacak. O kadar çok azmettiren var ki, bunu ancak devlet politikası önleyebilir.

Sürekli bu ölümlerin sürmesine, çoğalmasına neden olanlar, kadın- erkek eşitliği konusunda çarpık demeçler verenlerdir. Böylesi söylemleriyle halkın bilinç altına kadının erkeğin eşiti olamayacağı fikrini yerleştirerek, saldırıları kolaylaştıranlardır. “Kadın mı kız mı? Kızlı erkekli oturmuşlar” diyenler. Merdivenin altından geçerken, erkek öğrenciler bakacak diye etek giydirmeyenler. Öğrencilerin bahçede gezerken aralarına bir metre uzaklık koyanlar. Okulları ayırmaya kalkanlar. Cinsiyetle kafayı bozanlar. 23 kişinin tecavüzüne uğrayan 13 yaşındaki çocuğun “Rızası var” diyerek, cezada indirim yapanlar. “Aile , anne kutsaldır” derken “Annenin diz kapağından” tahrik olunacağını söyleyenler. Durmadan kadın bedeni üzerinden politika üretenlerin kadın ölümlerinde ortaklığı vardır.

Avrupa’nın gözüne girmek için mi CEDAW sözleşmesi imzalandı. Orada kadın- erkek eşitliği ve kadına yönelik şiddet için ne yapılacağı konusu yazmıyor mu? Neden bir türlü yaşama geçemiyor? Hayat, kadının sırtındayken neden bu denli yok sayılıyor? Eşitlik ve kardeşlik içinde yaşasak çok mu şey kaybedersiniz? Bu kaybolan metalar insan hayatından daha mı değerli?

Özgecan’ın ardından hemen sinsi politik söylemler çoğaldı. “İdam cezası geri gelsin” diyenler. “Katil hadım edilsin” diyenler. Dikkat ederseniz bu tür cezalar, şeriat ülkelerinde uygulanır. Şu soru hemen akla geliveriyor. “Peki şeriat ülkelerinde bu cezalar, şiddeti önledi mi?” Elbette hayır! Çünkü hadım edilen kişi, daha da canavarlaşacaktır. Doğrudan öldürmeye gidebilir. İdam cezası ise, açılımı şudur “Bundan sonra öldürme işini devlet devralsın” demektir. Yani katil kişi değil de, devlet olur. Ne değişir? Üstelik yakalayıp içeri atacağın bir muhatap da bulamazsın.

Oysa bütün bunların çözümü, çok daha kolaydır. Devlet bu işi ciddiye almalı. Kadın bedeninden elini çekmeli. Kadın- erkek eşitliği için gerçekten kolları sıvamalı. Bu ülkede insanca yaşamı savunmalı ve buna yatırım yapmalı. Çok da zor değil. Önce yöneticiler, kafalarını açacak eğitimden geçmeli. Gerçeği görecek gözlükler takmalı. Cinsiyetçi söylemlerden, kadın katillerinin cezalarını indirtmelerden vazgeçmeli. Yasalar herkese eşit uygulanmalı. Eğitimin cinsiyetçi ve bağnaz uygulamasından vazgeçerek, bilime dönmeli. Bir ülkenin cumhur başkanı ve başbakanı yalnızca dua ederek, ülkeyi yönetmeye kalkarsa çuvallayacağını artık anlamalı diye düşünüyorum. Yani kısaca artık “Bişey yapmalı!!!!!!”

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here