
İnsanlık var olduğundan beri savaşı erkekler çıkarır, acısını çekmek kadına düşer.
Zaten yaşamın kendisi de savaş gibi zordur ve kadının omzundadır. “Namus” derler, kadına yüklerler. “Din, töre, gelenek, görenek” derler, akıllarına hemen kadın gelir. Yaşamın ne kadar yükü varsa kadının sırtındadır. Hal böyle olunca, elbette savaş da kadına yüklenmelidir.
Eril sistem, “Erkekliğini” kanıtlamak isteyip savaş çıkarınca, tecavüz, ölüm kadına düşer. Binlerce yıldır, her savaşta, kadın ganimet olur, paylaşılır, esir alınır,köle diye satılır. Uygarlıklar, çağ atlar, gelişir, şirketler büyür, uzay çağı denir, teknoloji baş döndürür, ama kadına karşı davranışta bir değişme olmaz. Yine acılara bulanan kadın olur.
Savaşın yaralarını saran, yeniden yaşamı kuran, yıkılanı onaran da kadındır, çıkardığı savaşta ölen ve öldüren erkeğin yasını tutan da. Yaslarıyla, ağıtlarıyla, türküleriyle, şiirleriyle savaşı da yaşamı da anlatan, gerçek tarihi yazan da kadındır. Savaştan kaçarak dağlara sığınan, çocuklarını nefesiyle ısıtan, çer çöp toplayarak, yemek yaratan, savaşın kadın yüzüdür.Savaştan kaçırdığı çocuklarının, çöpte bulduğu yarısı çürük hıyara sevinen çocuğuna, çaresizce bakan gözleridir, yoksulluğun en dibidir, savaşın kadın yüzü.
Savaşın bir de çocuk yüzü vardır. Doğa, çocuklar kardan kadın- adam yapsın, kartopu oynasın diye beyaza boyandığında, ayağının çıplak olmasına aldırmadan, koşup kartopu oynayan, morarmış, uyuşmuş ayaklarıyla barakaya dönerek, ölüm artığı anasının koynunda ısınmaya çalışan çocuğun yüzüdür savaş. Kent sokaklarında, kar- yağmur altında, utanarak dilenen, ülkesinde, savaştan önce okuduğu “Kibritçi Kız” masalını canlı canlı yaşayan çocuğun yüzüdür savaş. Ezidi kadının, ağlama sınırını çoktan aşmış “Bebekleri attık kaçarken” diyen yüzüdür savaş.
Türküleri, ağıtları toplayabilseydik, araştırmanın en gerçeğini, tarihin en doğrusunu, savaşın kadın yüzünü, kadının dilinden yazardık. Çünkü kadının yüzü, dili, sözü, çığlığı barış ve sevgidir. Dünyada barışı sağlayacak olan kadındır. Bunun en canlı örneği Rojava’dır. Orada kurulan,”Sosyalist Kadın Devleti” şu anda emperyalist güçlere karşı direnmekte ve başarmaktadır. Kobani’de savaşın başarılı olması, kadın direncinden ötürüdür. İnanıyorum ki, kadın karar verince, el ele olunca, dünyada barış sağlanacak, dağlarda çiçekler açacak, çocukların acı değil, oyun çığlıkları duyulacaktır.