Konyaaltı Çapulcuları Meclisi uzun bir süredir Forum düzenledikleri parkta  “Savaşa Hayır”

başlığı bir basın açıklaması düzenledi.

Gürsu Mah. Tivak Market Karşındaki Park’ta düzenlenen basın açıklması sırasında sık sık “Savaşa Hayır Barış Hemen Şimdi”, “Katil ABD Ortadoğudan Defol”,” Katil ABD İşbirlikçi AKP” sloganları atıldı. Konyaaltı Çapulcuları Meclisi adına basın açıklamasını okuyan Tülin Koç, “Şimdi, savaş çığlıkları atanlara karşı, halkların geleceğine kendilerinin karar vermesi için, halkların kardeşliğinin bu topraklarda kökleşmesi için sorumluluk alma zamanıdır!”dedi

Değerli Basın Emekçileri ,sevgili dostlar
Bizler Konyaaltı Çapulcular Meclisi olarak; Gezi Direnişiyle birlikte yaşanan tüm haksızlıklara, baskılara, gözaltılarına, tutuklamalara ,ölümlere, polis şiddetine, eşitsizliklere, anti-demokratik uygulamalara , savaşa , gericiliğe hayır demek için 4 ayı aşkın bir süredir sokaklardayız.
Bizler AKP’nin yaratmaya çalıştığı korku imparatorluğuna karşı; laik özgür, demokratik, eşit, birarada, kardeşçe bir yaşam için sokakları özgürleştiriyoruz. AKP’nin ileri demokrasi adı altında tüm anti-demokratik uygulamalarına inat; demokrasiyi, eşitliği, kardeşliği, dayanışmayı Konyaaltı Çapulcular Meclisi’nde hayata geçiriyoruz.

Değerli Basın Emekçileri
Orta Doğu’ya ve özellikle de iki yılı aşkın süredir Suriye’ye yönelik devam eden emperyalist müdahalenin taşeronluğunu yapan AKP iktidarı, savaş çığırtkanlığına hala devam ediyor. “Bölgesel güç olma hayallerinin” çöküşünü, her fırsatta emperyalist güçleri askeri müdahaleye çağırarak aşmanın peşine düşen AKP , savaş tezkeresini TBMM’den yeniden çıkarttı . Bizler biliyoruz ki bu tezkere savaşa doğru atılan bir adım, daha fazla katliam, daha fazla kan ve gözyaşı demektir.

Hatırlanacak olunursa, AKP iktidarı geçtiğimiz yıl da Suriye için bir tezkereyi meclisten geçirmiş, o günden bu yana tezkere ile Türkiye bu kirli savaşın içine daha fazla girmiş, milyonlarca insan mülteci durumuna düşmüş, yüz bini aşkın insan hayatını kaybetmiş, tüm bunların doğrudan sorumlularından biri olarak AKP, tarihe geçmiştir. Türkiye bu politikalar sonucunda savaşın doğrudan tarafı haline gelmiş, savaş ülkemiz içine taşınmıştır. Akçakale’den sonra Hatay, Reyhanlı ve Antep gibi ülkemizin birçok yerine yağan bombalar bu politikaların doğrudan sonucudur. Rojava’daki ablukanın ve katliamların faili olan El Nusra çetelerinin Türkiye’de barındırıldıklarını, eğitildiklerini ve sınırdan geçirilerek Suriye’ye gönderildiklerini artık bilmeyen kalmadı.

Sadece 2 yılda Suriye’de sürdürülen iç savaş nedeniyle yüz binlerce insanın hayatını kaybetmesinde, ailelerinin parçalanmasında, milyonlarca Suriyeli yurttaşların mülteci konumuna sürüklenmesindeki sorumlular emperyalistler ve işbirlikçileridir.
Ülkemizin dört bir yanı üslerle, NATO askerleriyle, ölüm füzeleriyle doldurulurken, Suriye’de ve tüm bölgede ölüm saçan silahlı çeteler en geniş olanaklarla Türkiye tarafından finanse edilmekte ve eğitimlerinden silahlanmalarına kadar hükümet tarafından desteklenmektedir. Ülkemizi bu kirli savaşın cephe ülkesi haline getiren, mezhepsel çatışmaların körüklenmesinde aktif bir rol alan, emperyalizmin taşeronluğuna soyunarak savaş kışkırtıcılığı yapan AKP hükümeti tezkereyi gündeme getirirken sunduğu gerekçelerden asıl kendisi ders çıkarmalı ve ülkemizi bu kanlı savaşın içinden bir an önce çekip çıkarmalıdır. Suriye ile sınır komşusu olmamızdan dolayı mülteci akınının artabileceğinin ve Türkiye’de yapılan bombalı saldırılar sonucunda hayatını kaybeden insanlarımızın tezkerenin kabul edilmesi için gerekçe olarak gösterilmesi tam bir akıl tutulmasının işaretidir. AKP iktidarı girdiği bu yolun bir bataklık olduğunu artık görmek zorundadır. Artık savaş için tezkere kararı değil, barış için aklını başına almalıdır.

AKP iktidarı dış politikalarında savaşçı değil, toplumun iradesini temsil eden barışçı adımlar atmalıdır. Ülkemizde ve bölgede savaş kışkırtıcılığı yapmak yerine, Ortadoğu halklarının kalıcı bir barışa ulaşması için çaba sarf etmelidir.

Bizler nasıl daha önce Irak’a yönelik sürdürülen emperyalist müdahalenin taşeronluğunu üstlenenlerin tezkere kararını durdurduysak, bugün Suriye’de de daha fazla kanın akmasına izin vermeyeceğiz! Suriye halklarının geleceğini ellerinden alan ve yaşadığımız toprakları ABD emperyalizminin kirli üssü haline getirenlere yanıtımız, yine her zamanki gibi eşit, özgür, demokratik ve bağımsız bir ülke mücadelesini yükseltmek olacaktır!

Bizler Konyaaltı Çapulcular Meclisi olarak; çıkan bu tezkereye tüm gücümüzle HAYIR diyoruz. Daha fazla güç için daha fazla savaş, daha fazla gözyaşı isteyenlere karşı var gücümüzle barışı ve halkların özgürlüğünü savunmaya dün olduğu gibi bugün de devam edeceğiz!
Şimdi, savaş çığlıkları atanlara karşı, halkların geleceğine kendilerinin karar vermesi için, halkların kardeşliğinin bu topraklarda kökleşmesi için sorumluluk alma zamanıdır! Bizler bu sorumlulukla Konyaaltı Çapulcular Meclisi olarak 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde Barış Zinciriyle başlattığımız, imza stantlarıyla sürdürdüğümüz ve yaklaşık topladığımız 5000 ‘’SAVAŞA HAYIR’’ imzasını TBMM’ne göndererek Savaşa bir kez daha hayır diyoruz. Tüm halkımızı içeride ve dışarıda savaşa karşı barış sesimize ortak olmaya ve ‘’SAVAŞA HAYIR’’ demeye çağırıyoruz!
KONYAALTI ÇAPULCULARI

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here