Gerçeği yüzümüze bir tokat gibi çarptıkları için rakamları pek sevmeyiz.

Ya da işimize gelmeyenden, hoşumuza gitmeyenden kaçmak istediğimizden  rakamlardan da kaçarız. Biraz da işin doğası böyleymiş. İnsan zekası işin kolayına kaçarmış. Oysa Galile “Tanrı doğayı yaratırken matematiği kullanmış” der.

İşten eve, evden işe giderken; sokağa her çıkışımda arabaların çokluğu hep dikkatimi çeker. Yollarda yer kalmayınca kaldırımlara da konmuştur. Otomobillerden insanlara bile yaşayacak yerin kalmadığı  şu dünyada- daha da kötüsü- bu durum bize bir gelişme, bir kalkınma, bir refah gibi sunulmuştur. Biz de yine işin kolayına kaçarak üzerinde düşünmeden; sorgulamadan benimsemişizdir.

 Antalya bunun tipik örneklerinden biridir. Kişi başına düşen araba sayısının Türkiye ortalamasının çok üstünde olduğu söylenir.Gazeteler her gün 100 arabanın trafiğe çıktığını yazıyor.

 Gündelik hayata bir de dünya ölçeğinde bakmak istedim. Birkaç ay önce havaalanı yolu üzerinde bir otomobil firmasının girişinde, büyük bir bez üzerinde şöyle  bir yazı gördüm :

“ Dünyada her 7 saniyede 1 Chevrolet satılıyor.”

Yer küre sanki birilerinin oyuncağı. Diledikleri gibi parçalıyorlar; söküp takıyorlar. Kırıyorlar. Bozuyorlar. Aslında bunun bedelini çok kötü bir şekilde ödeyen bizler  de birer edilgen izleyici olarak uzaktan bakıyoruz.  Oysa son 70 yılda, 2000 yıla denk düşecek kadar  tahrip edilmiş olan bu dünya hepimizin.  Hiç birimiz kiracı değiliz.

İstanbul SMMM Odası’nın 16 Nisan 2012 günü Birgün gazetesinin 5. Sayfasında yayınladığı rakamlar bu yıkımı kimlerin yaptığını çok güzel açıklıyor:

“Ülkemizde en yoksul 3 milyon 761 bin yoksul aile yılda 1 kez ayakkabı alırken; aynı sayıdaki zengin aile 7 kez  ayakkabı alıyor.”

“ 3 milyon 761 bin yoksul aile 1 yılda (örneğin 2010 yılında) 377 araba alırken; aynı sayıdaki zengin aile 651 bin 144 araba alıyor.”

Arabadan başladık diye örneği de oradan  verdik. Oysa küresel sermaye ve onun ülkemizdeki  temsilcileri, işbirlikçileri araba örneği gibi binlerce alanda yerküreyi hallaç pamuğu gibi atmaktalar.

Sağduyudan yoksun ve kar hırsı içinde, üzerlerinde kendilerinin de yaşadığı doğayı yok etmekteler. Dünya yaşanacak yer olmaktan çıkınca  onlar da başka gezegenlerde mi hayat kurarlar bilemiyorum ama  şunu biliyorum:

      “KAPİTALİZM GÖLGESİNİ SATAMADIĞI AĞACI KESİYOR!”

     

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here