Özgürlük ve Dayanışma Partisi Antalya İl Örgütü, Attalos Meydanı’nda “Saray için değil halk için bütçe”temalı bir basın açıklaması yaptı. ÖDP İl Başkanı Zeynel Ergen’in okuduğu açıklama sırasında sık sık “Zam Zülüm Yolsuzluk İşte AKP”, “Saray için değil halk için bütçe””Savaşa Değil sağlığa bütçe” sloganları atıldı

Bu bütçe halkın bütçesi değil!
Yüzünü egemenlere, sırtını halka dönen AKP, 2015 yılı bütçesi ile bir kez daha sınıfsal tercihini ortaya koyuyor. Zengin dostu yoksul düşmanı olduğunu bir kez daha kanıtlıyor.
Önceki bütçeler gibi gelir eşitsizliği körükleniyor, adaletsizlik büyüyor. Halktan toplanan vergiler halka geri dönmüyor. AKP bütçede en ağır vergi yükünü dolaylı vergiler üzerinden emekçi halka yüklemeye devam ederken, karşılığında halk için ne bir kamu hizmeti üretiyor, ne de istihdam sağlayacak, yaşam kalitesini yükseltecek yatırımlar yapıyor.
Hesap vermezlik ve hukuksuzluğu Atatürk Orman Çiftliği arazisi üstüne kondurdukları sözde Saray ile zirveye taşıyan AKP iktidarı, siyasi ve ideolojik hedefleriyle bütçe ile milli gelirden kimlerin ne kadar pay alacağına, hangi alanlara ne kadar pay ayrılacağına, halktan toplanan vergilerin kimler için nerde ve ne için harcanacağına yine tek başına karar veriyor…
AKP bütçe için topladığı gelirlerle ne mi yapıyor?
Kendi rejimini güçlendirmeyi hedefleyen alanlara harcıyor, savaşı, rantı, toplumsal yaşamın gericileştirilmesini finanse ediyor. Yani halka, ödediği vergiler karşılığında daha fazla sömürü, daha fazla yoksulluk; özgürlüğün toplumsal yaşamın dinselleştirilmesiyle sınırlandırıldığı bir gelecek sunuyor.
Tüm toplumsal iradeye rağmen yaşamı, savaş ve şiddetle iç içe gericilikle kuşatarak yeni baştan dizayn ediyor. Bunun finansmanını da bütçe aracılığıyla yapıyor, maliyetini tüm bu düzene direnen halka yüklüyor.
2015 Bütçesi, Dinselleştirme ve Polis Bütçesidir
TBMM Genel Kurulunda görüşülmeye başlanan 2015 Bütçesi’nin yüksek derecede “güvenlik” algısı ile hazırlanmış bir polis bütçesi ve son yıllarda ağırlığı giderek artan bir dinselleştirme ve otoriterleşme bütçesi olduğu görülmektedir. 2014’ün ilk 10 ayında polis harcamalarının sağlık harcamalarını 2 milyar TL geride bırakarak 19 milyar TL’ye ulaşması, askeri harcamaları bile geride bırakması bu yaklaşımın yansımasıdır.
Odağında “polisleşme” olan bu bütçenin, yüzde 3’lere gerileyen büyümenin sonucu daha dar vergi gelirleriyle yetinmeye çalışacağı bir gerçekliktir. Ancak, 2015 genel seçimleri de göz önünde tutulacaktır. Seçmeni yıl ortasına kadar sıkmamak için bugüne kadar 62 milyar dolara ulaşan özelleştirmeleri koyultarak, para eder her kamu varlığını haraç mezat satarak, bedelli askerlik gibi bir defalık gelirlerin dibini kazıyarak seçim öncesinde yalancı bir bahar havası estirilecek, sonrasında ise kaşığın ucuyla verilen sapıyla çıkarılacaktır. Bugüne kadar 12 milyar TL’ye yakın kemirilmiş İşsizlik Fonu kaynaklarına bu amaçla daha fazla el atılması sürpriz olmayacaktır.
Bu bütçe halkın bütçesi değil!
Emekçiler, işçiler, gençler, kadınlar bu bütçede yok!
Sosyal haklar, kamu hizmetlerine erişim hakkı bu bütçede yok!
Eşitlik, özgürlük bu bütçede yok!
Halkın bütçesi ancak emekçi halkın ihtiyaç ve taleplerini dikkate alan, doğrudan emekçi sınıfların katılımıyla demokratik bir süreç içerisinde gerçekleşen, kamusal hizmetleri güçlendirmek, sosyal harcamaları arttırmak üzerine kurulan bir bütçe olmalıdır.
Bir avuç sömürücü zorba ve onun siyasi iktidarı AKP’nin düzeninde emekçiden, halktan yana bir bütçenin yapılması mümkün değildir.
AKP’nin bütçe ile de ortaya koyduğu emekçi halka karşı sürdürdüğü saldırının parçası olan zamlara, düşük ücretli çalıştırmaya, eğitimin ve sağlığın paralı hale getirilmesine karşı mücadelemizi büyüterek karşılık vereceğiz.
Emekçilerin ve emeğin Türkiye’sini bu mücadelemizle kuracağız.
Emekten ve Halktan Yana Bir Bütçe İçin;
Kamu hizmetlerinin eşit, ücretsiz, nitelikli ve herkese ulaşılabilir olması sağlanmalıdır.
Silahlanma, şiddet ve savaş politikalarına dayanan bütçe anlayışından vazgeçilmelidir. Askeri harcamalar denetim altına alınmalı, fon uygulamalarına son verilmelidir.
Kamuda reform adı altında gündeme getirilen yıkım yasaları geri çekilmelidir. Emekçilerin haklarını geliştirici gerçek bir reform için toplumsal katılım sağlanmalı, emekçilerin talepleri dikkate alınmalıdır.
Bütçe süreçleri de bu demokratik süreçle işletilmelidir. Sermayenin değil, halkın bütçesi oluşturulmalıdır.
Bütçe, gelir dağılımını bozucu değil, gelir dağılımındaki adaletsizliği giderici bir işleve sahip olmalıdır. Emekçiler üzerindeki vergi yükü azaltılmalı, Vergi kaçırmayı özendiren ve ödüllendiren, yüksek gelir gruplarının lehine olan vergi aflarına son verilmelidir.
Asgari ücret yoksulluk sınırı dikkate alınarak belirlenmeli ve vergiden muaf tutulmalıdır. Zenginlere servet vergisi uygulanmalı, finansal işlemler vergiye bağlanmalı, var olan işlem vergilerinin payı arttırılmalıdır.
Kayıt dışı ekonomi derhal kayıt altına alınmalı, kaçak işçi çalıştırma, vergi kaçırma gibi suçlara ağır yaptırımlar getirilmeli, vergi denetimi artırılmalıdır.
Eğitime ve sağlığa ayrılan bütçe payları toplumsal ihtiyaçlar gözetilerek, herkesin eşit erişimini mümkün kılacak ve insan onuruna yakışır bir hayata denk düşen yatırımları arttırmaya yönelik yeniden düzenlenmelidir.
AKP düzenini yıkacağız ve Türkiye’yi yeniden kuracağız.
Ne bu yoksulluk, işsizlik düzeni, özelleştirmeci, taşeroncu düzen; ne de onun bugünkü uygulayıcısı AKP kaderimiz değildir. Ne bu düzene, ne de onun partisi AKP’ye mahkum değiliz.
Özgürlük ve Dayanışma Partisi olarak, işsizliğe, açlığa, yoksulluğa, zamlara karşı isyanımızı haykırmaya devam edeceğiz, zengine dost yoksula düşman AKP’yi durdurmak ve Özgür-Demokratik-Eşitlikçi bir Türkiye kurmak için mücadelemizi kesintisiz sürdüreceğiz.
AKP düzenini yıkacağız ve Türkiye’yi yeniden kuracağız.
Zeynel Ergen
ÖDP Antalya İl Başkanı

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here