Devrimci Sağlık-İş Sendikası Antalya Bölge Şubesi üyeleri Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi’nde üyelerine yönelik yapılan saldırıları protesto etti.
Kışlahan Meydanında toplanan Dev Sağlık-İş üyeleri bir basın açıklaması yaparak Balcalı Hastanesindeki saldırıyı kınadılar.
Devrimci Sağlık-İş üyeleri adına basın açıklamasını Antalya Bölge Şube Başkanı Bekir Çivi okudu. İşçilerin sık sık “Baskılar Bizi Yıldıramaz” “Emekçiye Kalkan Eller Kırılsın” “Balcalı Emekçisi Yalnız Değildir” sloganları attığı eyleme bir çok demokratik kitle örgütü temsilcisi de destek verdi.
Arkadaşlarımız darp edildi
Çukurova Üniversitesinde kadro hakkı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı kararıyla kesinleşen taşeron şirket işçilerinin yasadışı bir şekilde yapılmak istenen ihaleyi protesto ettikleri için polis tarafından dövülerek gözaltına alındığını ifade eden Çivi, “Onlarca arkadaşımız darp edilerek yaralandı. Yaralanan arkadaşlarımızdan Mustafa Aktaş beyin travması geçirdi, Selma Güler’in boynunda disk kayması oluştu, Mahmut Demirkıran kalp krizi geçirdi.” dedi.
Haklarını istediler
“Balcalı’da arkadaşlarımıza uygulanan insanlık dışı şiddetin gerekçesi nedir diye soracak olursanız arkadaşlarımızın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından tescillenen kadro haklarını talep etmeleridir. Kesinleşmiş bakanlık kararına rağmen üniversite yönetiminin yasa dışı şekilde ihale yapmak istemesi üzerine bu ihaleye karşı tepkilerini göstermesidir. Peki yasadışı bir ihaleyi engellemesi gereken bakanlıklar, emniyet güçleri ne yapıyor? Hakkını arayan işçiyi dövdürtüyor, dövüyor, gözaltına alıyor.”
Suç işleniyor
“Balcalı işçisine karşı bir suç işleniyor. Tıpkı Diyarbakır’da, Bursa’da, İstanbul’da, bizim hastanemizde ve ülkenin dört bir yanında taşeron şirketler aracılığıyla çalıştırılan işçilere karşı suç işlendiği gibi. Hakkımız olan ve bakanlık kararlarıyla kesinleşen kadrolar, yani iş güvencemiz, yani ücret güvencemiz, yani gelecek güvencemiz, sırf bu kölelik düzeni sürsün, sırf taşeron şirketler sırtımızdan para kazanmaya devam etsin, sırf birileri taşeron çalıştırmanın rantını yiyebilsin diye yok sayılıyor. Peki, sürsün dedikleri, arkadaşlarımıza saldırarak korumak istedikleri hastanelerdeki taşeron düzeni işçilerin çıkarına mı? Hayır! Hastalarımızın çıkarına mı? Hayır!”
Saldırı tüm emekçilere
Çivi, Balcalı işçisine yapılan saldırının tüm işçilere yapılan haksız bir saldırı olduğunu belirterek, “Bu saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Mücadelemiz kazanım sağlayana kadara hakkımız olanı alana kadar devam edecektir.” şeklinde konuştu.
Balcalı İşçisi Yalnız Değildir!
İnsanca Bir Yaşam Hakkımız, Biz Haklıyız Biz Kazanacağız!
Çukurova Üniversitesinde kadro hakkı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı kararıyla kesinleşen taşeron şirket işçileri dün yasadışı bir şekilde yapılmak istenen ihaleyi protesto ettikleri için polis tarafından dövülerek gözaltına alındılar. Onlarca arkadaşımız darp edilerek yaralandı. Yaralanan arkadaşlarımızdan Mustafa Aktaş beyin travması geçirdi, Selma Güler’in boynunda disk kayması oluştu, Mahmut Demirkıran kalp krizi geçirdi.
Balcalı’da arkadaşlarımıza uygulanan insanlık dışı şiddetin gerekçesi nedir diye soracak olursanız arkadaşlarımızın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından tescillenen kadro haklarını talep etmeleridir. Kesinleşmiş bakanlık kararına rağmen üniversite yönetiminin yasa dışı şekilde ihale yapmak istemesi üzerine bu ihaleye karşı tepkilerini göstermesidir. Peki yasadışı bir ihaleyi engellemesi gereken bakanlıklar, emniyet güçleri ne yapıyor? Hakkını arayan işçiyi dövdürtüyor, dövüyor, gözaltına alıyor.
Balcalı işçisine karşı bir suç işleniyor. Tıpkı Diyarbakır’da, Bursa’da, İstanbul’da, bizim hastanemizde ve ülkenin dört bir yanında taşeron şirketler aracılığıyla çalıştırılan işçilere karşı suç işlendiği gibi. Hakkımız olan ve bakanlık kararlarıyla kesinleşen kadrolar, yani iş güvencemiz, yani ücret güvencemiz, yani gelecek güvencemiz, sırf bu kölelik düzeni sürsün, sırf taşeron şirketler sırtımızdan para kazanmaya devam etsin, sırf birileri taşeron çalıştırmanın rantını yiyebilsin diye yok sayılıyor. Peki, sürsün dedikleri, arkadaşlarımıza saldırarak korumak istedikleri hastanelerdeki taşeron düzeni işçilerin çıkarına mı? Hayır! Hastalarımızın çıkarına mı? Hayır!
Bu suç herkesin gözü önünde işleniyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bu suça ortaklık ediyor, Sağlık Bakanlığı bu suça ortaklık ediyor, üniversite yönetimleri bu suça ortaklık ediyor, hükümet bu suça ortaklık ediyor. Taşeron şirket işçilerine diyorlar ki, sizi taşeron şirketlerden çalıştırmaya, kanınızı emmeye devam edeceğiz.
Ancak yanılıyorlar. Bizler taşeron şirket işçileri olarak önce Balcalı’da, sonra tüm diğer hastanelerde bir kez başlarımızı kaldırdık. Çocuklarımızın ve kendimizin geleceğini güvence altına alabilmek için bir yola çıktık, bir kavga veriyoruz. Bu kavga ekmek kavgasıdır, bu kavga gelecek kavgasıdır, bu kavga insanca bir yaşam kavgasıdır, bu kavga emeğine sahip çıkma kavgasıdır. Ve haklı olduğumuz taleplerimizi kazanıncaya kadar mücadelemize devam edeceğiz.
Buradan bir kez daha haklı ve meşru talebimizi tekrarlıyoruz. Hukuk dışı insanlık dışı kölece bir çalışma sistemi olan taşeron çalıştırma kaldırılarak bir an evvel acilen bakanlık kararları uyularak, sağlık emekçilerine kazanılmış hakları verilerek güvenceli bir çalışma sistemine geçilmelidir. Balcalı işçilerine uygulanan şiddetin sorumluları hesap vermelidir.
Balcalı işçisine yapılan bu saldırı tüm işçilere yapılan haksız bir saldırıdır. Bu saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Mücadelemiz kazanım sağlayana kadara hakkımız olanı alana kadar devam edecektir.
BİZ HAKLIYIZ BİZ KAZANACAĞIZ.