Konyaaltı Çapulcuları Halk Meclisi,Konyaaltı sahillerinin özelleştirilmesini protesto etti.
Konyaaltı Kent Meydanı karşısında toplanan Halk Meclisi üyeleri adına konuşan
Tülin Koç “Konyaaltı Sahili kimileri için bir avuç çakıl taşı, biraz deniz kıyısı kimileri için ise illa ki RANT KAPISI!!! Bizler için ise bir sahilden daha fazlası. Konyaaltı Sahili dolunayda bir ŞİİR DİZESİ, okulu kırıp da gelen öğrencilerin şarkılarının NEŞESİ , her hıdrellez dileklerini taşların üzerine resimleyen genç kızların SIRDAŞI, kentin uzak mahallelerinden piknik yapmaya gelen teyzenin yaptığı yaprak sarmasının LEZZETİ , sevgilinin yanağına kondurulan bir kaçamak öpücüğün SICAKLIĞI, annesine nasıl daldığını gösteren bir evlada bakan iki gözün ENDİŞESİ, soğuk günlerde üzerinde yakılan İSYAN ATEŞİ, sıcak günlerde denize karşı içilen bir birayla yenen fıstığın TADI-TUZU, sabah yürüyüşlerde size eşlik eden kulağı küpeli sevimli bir köpeğin DOSTLUĞU, baharda uçurtma uçuran çocuğun SEVİNCİ, yaşama alanlarına müdahale ettiğimiz için oradan oraya koşturan kertenkelelerin TELAŞI, yaptığımız kumdan kaleleri hırçın dalgalar yıktığında tekrar,tekrar yapmak için gösterdiğimiz DİRENÇ, balıkçıların oltasındaki UMUT. Yani BİZ, yani BİZDEN, yani BİZİM olan. Kısacası Konyaaltı bizim için hep bir sahilden daha fazlasıdır” dedi
Koç “Bildiğiniz gibi Baki Grubu ile olan sözleşme bitmiş, Konyaaltı sahil bandındaki tüm işletmeler yıkılmıştır. Bugün Konyaaltı sahili ile ilgili bir çok spekilasyonlar yapılmaktadır. Antalya Valiliği’nin Konyaaltı Sahilini belediyenin proje yapması halinde belediyeye vereceğini basından öğrendik. Bizim duyumlarımız ise; 30 Mart tarihinde Konyaaltı sahilinin kimilerine göre 17 Aralık yolsuzluk operasyonunda gözaltına alınan Ağaoğlu’na, kimilerine göre ise Rixsos Oteller grubunun sahibi Fettah Tamince’ye verileceği yönündedir.Herkesin bildiği gibi Konyaaltı Sahilini uzun yıllardır Baki Grubu işletmekteydi.Bu süreçte halk olarak;sahilin ve denizin ne kadar kirli,sahilde oturamayacak kadar ses kirliliğini,işletmelerin şezlongları denize kadar yerleştirerek halkın kullanabileceği alanları alabildiğine daralttığını,tek amacı kar etmek olan işletmelerin şezlongtan-şemsiyeye, sudan -çaya kadar her şeyi fahiş fiyatlarla sattıklarını yaşayarak gördük.
30 Mart tarihinin beklenmesi son günlerin moda deyimi ile ‘’manidar’’dır.Basındaki yorumlara bakılırsa; 30 Mart tarihine kadar hükümetin, sahilleri büyük sermaye gruplarına kendisinin ihale edebileceği gerekli yasal düzenlemeleri yapacağı bir süreyi kazanmaya çalışmasıdır. 30 Mart tarihinin beklenilmesiyle ilgili bir diğer yorum ise yerel seçimlerin sonuçlarına göre hükümetin karar alacağı şeklindedir” dedi
Halk Meclisi olarak taleplerini de sıralayan Tülin KOÇ “3621 sayılı Kıyı Kanunu’nun ”Kıyı ve sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir. Kıyı herkesin eşit ve serbestlikle yararlanmasına açık olup,oralarda hiç bir yapı yapılamaz.” Genel Hükümlerinin uygulanmasını istiyoruz.
Sahiller halkındır. Bizler başta Konyaaltı sahili olmak üzere tüm sahillerin emekçilere, yoksullara,işsizlere gençlere,öğrencilere,kadınlara,çocuklara kısacası halka Kamusal hizmet vermekle yükümlü olan belediyelerin kendi kadrolu çalışanlarıyla; ucuz, nitelikli,temiz ve herkesin eşit şekilde yararlanabileceği bir hizmet vermesini” istediklerini ifade etti.
Bu taleplerle ilgili imza kampanyası başlattıklarını da söyleyen Tülin KOÇ “ toplayacakları imzaları Antalya Valiliği ve Konyaaltı Belediyesi olmak üzere ilgili tüm kurum ve kuruluşlara ileteceklerini belirtti.