Emeğimizin karşılığını alamadığımız halde, yine de iş koşuşturmasından bir fırsat yaratarak, 12 Ekim 2011 günü , Dedeman Otel’de düzenlenen Antalya 1. Kadın Zirvesi’ne  katıldım.

 

Zeynep Oral oturumun yöneticisiydi. Şimdilerde ona “moderatör” diyorlar. Ses renginin güzelliğiyle, kıvrak zekasıyla ve kararlı tutumuyla işini güzel yaptı.

AKP’nin eski Turizm Bakanı Güldal Akşit, çok fazla suya-sabuna dokunmadan “Kadına Yönelik Şiddet ve Çözümleri”ne değindi.

CHP’nin Ankara Milletvekili Gülsün Bilgehan, 1949’da kurucu üyesi olduğumuz  Avrupa Konseyi’nin Danışma Kurulu üyesi olduğunu söyleyerek söze başladı. Siyasi  otoritenin ve erkek egemen devletin sorunu önemsemediğini söyledi. Konuklar arasında, siyah fötr şapkasıyla oturan Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ için, “Büyükannelerin, torunlarından ne kadar ileri olabildiğinin en güzel örneğidir” demesi çok anlamlıydı.

Gelişmişlik sıralamasında 134 ülke arasında 126. Sırada; şiddetin yaygınlığı bakımından 1. Sırada oluşumuz iç acıtıcıydı.

Nüfusun yarısını oluşturan kadınların 79 milletvekiliyle yüzde 14 oranında temsil edilmesi bir başka yaramızdı.

Toplantıya, kendisine bağlı olmayan bir nedenle gecikerek gelen  ve daha kapıdan girerken özür dilemeye başlayan; yerine oturuncaya kadar da bunu sürdüren; “takma bacağıyla mutlu” Şafak Pavey, hayatından bazı  kesitler anlatırken de hep gülümsüyordu. Bu haliyle ve tavrıyla aslında çok şey söylüyordu bize. En kötüsü de 2004’te, 30 İsveç’li parlamenteri ağırlarken, otoparkta, takma bacağı bile yeniden kırılıncaya kadar dövülmesi öyküsüydü.

Toplantının tek erkek konuşmacısı Ankara Barosu Başkanı Metin Feyzioğlu’ydu. Feyzioğlu, “Gelincik Merkezi”nden uzun uzun söz etti.

Şiddet gören kadınların ancak yüzde 8’inin resmi başvuruda bulunduğunu ; 3 Nisan’dan bu güne dek  şiddetle ilgili 7.000 adet telefon ihbarı aldıklarını anlattı.Başkanın, bunları söylerken sık sık iki yanına, onay isteyen gözlerle bakması dikkat çekiciydi.

Gazeteci Yazgülü Aldoğan’dan sonra sıra  “Antalya Kadı Danışma ve Dayanışma Derneği ” gönüllüsü eğitimci-yazar Kamile Yılmaz’a sıra geldi, Kamile Yılmaz, “çocuk gelin” olan ninelerimizden başlayarak sözü bugünlere getirdi. Hayattan örnekler vererek, sorunun çözümüne ilişkin somut öneriler sıraladı.

Hatta bir ara, “Benim köyümde çocukluğumda, jandarmalar düğünleri basar; kızın yaşı küçükse , ana-babayı karakola götürürlerdi. Ama bunun çözümü de kolaylıkla bulundu ” dedi.  Çözümün ne olduğu sorulunca da ” Kızların yaşını iki yaş büyüterek” deyince de alkışlandı.

Elbette bu yenilgilere alkış tutmak değildi. Yalnız bu yaş büyütme işi bana Erdal Eren’i anımsattı. Biliyorsunuz 12 Eylül zihniyeti de aslında suçsuzluğu sonradan ortaya çıkan Erdal’ı, bir gecede yaşını iki yaş büyüterek asmıştı. Demek ki devlet, işine gelirse, acımasızca, hukuk dışı tersine çözümler üretebiliyordu. Ben devletin, özellikle halk arasında daha yaygın olan diğer şiddetler gibi bu şiddeti de önemsemediğini sanıyorum. Olayları televizyondan görürken utanıyorum.

Çaresizleşiyorum. Alçalıyorum. Oysa en çok sorun çözücülerin, devleti yönetenlerin utanması gerektiğine inanıyorum.

Oturumun sonlarına doğru ilginç bir durum ortaya çıktı: Metin Feyzioğlu, “Münevver Karabulut” cinayetinde, Cem Gariboğlu’nun babasının avukatıymış. Olabilir.  Ama bu kişi “Kadına Uygulanan Şiddet” konulu bir oturumda konuşmacı olmamalıydı. Yoksa hem perhiz yapıp, hem de lahana turşusu yemek durumunda mıydık?

Bazı eksikliklere karşın, “Kadın Hareketi” Türkiye’de en çabuk gelişen, yükselen bir hareket. Bunu da meşruiyetinden ve kadınların aralıksız çalışmalarından alıyor sanırım. Bu mücadele aynı zamanda bir demokrasi mücadelesi. Demokrasi mücadelesinde başarı 4 K’nın çabasıyla kazanılacak. Nedir bu 4  diyecek olursanız  Kadınlar, Kürtler, Kızılbaşlar, Komünistler  diyebilirim.

Çünkü onlar ezilenler. Demokrasi mücadelesi de ezilenlerin mücadelesidir. Ezilenlerin mücadele etmeden de demokrasiye kavuşmalarının olanağı yoktur.

Son söz:” Demokrasi iki kurtla bir kuzunun akşam yemeğinde ne yenileceğini oylamasıdır. Özgürlükse, tam teçhizatlı bir kuzunun bu oylamayı reddetmesidir.”

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here