Liseli Gençlik Muhalefeti Yeni Kılık Kıyafet Yönetmeliğini bir basın açıklaması yaparak protesto etti.
“Yeni Kılık Kıyafet Yönetmeliğine İtirazımız Var. Özgürlükçüyüz Ama Salak Değiliz” diyerek Attalos Heykeli önünde toplanan Liseli Gençlik Muhalefeti üyeleri adına basın Çağla Ünal okudu.
ÖZGÜRLÜKÇÜYÜZ AMA SALAK DEĞİLİZ
27 Kasım 2012 tarihinde resmi gazetede yayımlanan ve başbakan tarafından “tek-tip kıyafete son verdik, serbest kıyafet getirip size özgürlük verdik” gibi yüksek seviyeli bir mizaha sahip cümlelerle dile getirdiği yeni kılık kıyafet yönetmeliği, sözde özgürlük adı altında liselilere dayatılmaktadır.
Bu yönetmelik hali hazırda ülkemizde var olan sosyal sınıf farkının okullarda daha da ayuka çıkararak küçük yaşta öğrencilerin birbiri arasında husumetlerin doğmasına neden olacaktır. Tüketim kültürünün yarattığı bir imaj çağında yaşıyoruz.İnsanların birbirlerini imajlar üzerinden tanımladığı böyle bir ortamda lise ve ortaokul öğrencilerinin kıyafetler üzerinden ayrıştırılması yeni ve marka kıyafetler alamayan öğrencilerin psikolojik bunalımlar yaşamasına da neden olacaktır.Her gün elektrik,doğal gaz gibi emekçilerin temel yaşam kaynaklarına yapılan zamlarla toplumun yoksullaştırıldığı günümüzde yoksul emekçi ailelerinin çocuklarına hangi imkanlarla kıyafet alabileceği ise sorgulanması gereken başka bir boyutu da gündeme getirmektedir.
Sözde özgürlük getiren bu yönetmeliğin içerisinde aslında kadın arkadaşlarımızın özgürlükleri kısıtlanmaktadır. Okula kısa kollu gömlek ve tişörtle, etekle ve taytla giremeyen arkadaşlarımız, yönetmeliğin getirdiği dini zorunluluğun içine itilecektir.Modern kıyafetler yasaklanırken dini kıyafetlerin özgürlük olarak sunulması başka bir aymazlığı da gözler önüne sermektedir.AKP’nin serbest kıyafet yalanı ile işte okulları özgürleştirdim oyununa seyirci kalmayacağız.Çünkü bir taraftan türban serbest bırakılırken diğer yandan öğrencilerin giyeceği eteğin yasaklanması özgürlük değil, ayrımcılıktır.Böylesi bir yönetmeliğe özgürlük değil ancak hamaset denilebilir.
Diğer yandan yönetmelikte siyasi simge olduğu var sayılan rozet,arma gibi argümanlarda yasaklanmaktadır.Peki sormak istiyoruz sayın Erdoğan türban siyasi bir figür değil midir.? Siyasal islamın ideolojik hegemonyasının güçlendiği ülkemizde türban siyasal islamı kullanan çevreler tarafından laik, modern çevrelere karşı bir baskı aracı haline getirilmiştir. Bireysel vicdani bir figürden daha çok siyasal bir araç konumundadır.. O yüzdende bugün okullarda kıyafeti serbest bırakıyoruz espirisinin altında türbanın serbest bırakılması gerçeği gün yüzüne çıkmaktadır.Türban serbestliğinin altında yatan ise yeni kuşakların AKP’nin gerici politikalarına eklemleme gayretinin kendisidir.
Geçtiğimiz aylarda 4+4+4 gerici eğitim sisteminin uygulanmaya başlanmasının ardından ortaokul ve liselere gelen zorunlu kılık kıyafet yönetmeliği ve bunun ardından YGS sınavında Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin sorularının sorulması bir tesadüf değildir. Bu yönetmelik RTE’nin bahsettiği dindar nesil yetiştirme projesinin bir ayağıdır. Bu yönetmelik özgürlük değil, baskıcı ve dayatmacıdır.Özgürlük ancak eşit koşullarda cereyan edebilir.Bugün bireyler arasındaki ekonomik ve sosyal farklılığın artarak uçuruma dönüştüğü bir ortamda özgürlükten bahsetmek komik olacaktır. Parası olanın okuyup, olmayanın okuyamadığı, dinci gerici bir eğitimin dayatıldığı, Eğitim öğretime ayrılan payın azaltılarak eğitim öğretim giderlerinin velilerin cebinden karşılandığı,eğitimin özel okullar eliyle özelleştirildiği, kısacası fırsat eşitliğinin ortadan kaldırıldığı bir ortamda kıyafet serbestliğiyle yaratılan özgürlük yanılsamasından başka bir şey olamaz.
Bizler Liseli Gençlik Muhalefeti olarak bu özgürlük yanılmasını yutmayacağız. Özgürlükçüyüz ama salak değiliz. Gören gözlerimizi, duyan kulaklarımızı türbanla kapatmanıza izin vermeyeceğiz.