“Sana ne zaman sevda şiirleri yazmaya dursam – Hüzünlü çocuklar geçer penceremin önünden – Bombalar patlar dünyanın öbür ucundan” diyor Aliihsan Yalçın.
Ben bugün size şiiri anlatacaktım. 17 – 18 Mayıs günleri ANSAN’ ın 12. Akdeniz Şiir Günleri etkinliğine davet edecektim. “Antalya şiir açıyor” diyecektim. Bombalar patladı ülkemin güneyinde. Sözüm boğazıma tıkıldı. Canlar uçtu gitti, yüreğimizi yakarak. Geriye kül ve acı kaldı kimsesiz. Bir de gerçeği bilen, ama bilmezden gelen.
Bizi ölüme kim alıştırdı? Kim bize duyarsızlığı bulaştırdı? Kim kulaklarımıza pamuk tıkadı? Kim kim kim? Kadınlar öldürülüyor, küçük bir grup çığlık atıyor. Çocuklar öldürülüyor, kahvaltı haberleri veriyor, çayımız lıkır lıkır boğazımızdan geçiyor. Gençlerin ciğerleri biber gazıyla yakılıyor, bön bön bakıyoruz ekrana. Bir kent bombalanıyor, onlarca insanımızı yitiriyoruz, onların haberini vermek bile yasaklanıyor. Başbakan oralı değil, zaten ülkede bile değil, gezisini ertelemiyor, keyfine bakıyor. Cumhurbaşkanı günler sonra ziyarete gitmeye niyet ediyor. Kimse istifa etmeyi, suçluluk duymayı aklından geçirmiyor. Bize neler oluyor?
Yıllar önceydi, Konya’da bir tren kazası olmuştu. 33 kişi yaşamını yitirmişti. Ülkede yas ilan edildi. Burası Türkiye idi. İlk paragrafta anlattığım da Türkiye. Güzel ülkemizin güzel insanları nerede? Atlara binip gittiler mi? Giderken keşke bizi de götürselerdi.
İnsanı insan yapan duygularımızdan elimizde kalan sadece korkular mı? Her evin bacasından korku dumanı yükseliyor. Korkuyu gören sevgi koşar adım kaçıyor. Çünkü o da korkuyor. Ben de korkuyorum yazarken. Çünkü bu ülkede her şey korkuyla yola çıkıyor. Eğitim aracı korku, annenin sevgisi korku, babanın güveni korku, sevgilinin dili korku, bebeğin ninnisi korku. Artık sabah olsun bu ülkede, korkulu düşler kabusa dönüştü. şiirler, türküler küstü, yasa dönüştü. Renkler kaybolmadan uyanmalı, horozun ötüşüne kulak vermeli, çünkü olan sabahtır. Gecenin ömrü kısadır. Sözü uzatmayayım, 12. Akdeniz şiir Günleri’nin onur konuğu Refik Durbaş’ın dizeleriyle sözümü bitireyim.
“Barışı sever bütün çocuklar,
Beştaş, saklambaç, elim sende,
Bu yüzden anlamı aynıdır, değişmez,
Barış sözcüğünün, halkların dilinde.”