Basılmamış kitabından dolayı tutuklanan gazeteci Ahmet Şık’ın “İmamın Ordusu” olarak bilinen çalışması temel alınarak 125 gazeteci, akademisyen ve yazarın imzasıyla yayınlanan “000Kitap” 10 Aralık Cumartesi günü Antalya’da düzenlen etkinliklerle okurlarına tanıtıldı.

10 İnsan Hakları Günü nedeniyle aralarında KESK, DİSK,TMMOB, ÇGD, ÇHD ve Antalya  78 ‘lilerin de bulunduğu bir çok örgüt tarafından  düzenlenen etkinliklerde  Ahmet ŞIK’ın OOO Kitap’ı(dokunan yanar) Özgür Basın, Demokratik Türkiye talebiyle Antalya’da okurlarla buluşturuldu. Üçkapılar önünde toplanarak “ Özgür Basın demokratik Türkiye” Faşizme Karşı Omuz Omuza” “Gün Gelecek Devran Dönecek AKP Halka Hesap Verecek” “Suskun Toplum Olmayacağız” sloganları eşliğinde Attalos Heykeline kadar yürüyen yüzlerce kişi adına basın açıklamasını Çağdaş Gazeteciler Derneği Antalya Şube Başkanı Bünyamin Tokmak okudu.

İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin BM tarafından kabulünün 63’üncü yılında Türkiye’de beyannameye uygun düzenlemenin kurulamadığını söyleyen Tokmak, şunları söyledi:

“İnsan Hakları Vakfı’nın 2011 raporuna göre, Türkiye’deki en önemli hak ihlali düşünce, ifade ve örgütlenme özgürlüğü. Rapora göre ifade özgürlüklerini kullandıkları için 322 kişiye 673 yıl 3 ay 20 gün hapis cezası verilmiş. 57 kişi ise para cezası ile kurtulmuş. Basın özgürlüğü alanında yaşanan ihlallerin sayısı ise 7’dir. Türkiye adeta bir açık hava cezaevine döndü. Her yeni güne tutuklama haberleri ile başlıyoruz. Ak Parti politikalarına karşı çıkanlar terörist olarak damgalanıp tutuklanma endişesi yaşıyor. Bizler düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamındaki etkinliklerin terör olarak damgalanmasına dur demek için toplandık.” dedi.

Basın açıklamasının  ardından kitaba imza atanlardan Ertuğrul Mavioğlu  ANSAN’da kitabı okurlar için imzaladı.

Basın Açıklaması

Bugün İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin Birleşmiş Milletler tarafından kabulünün 63. yıldönümü. Ne yazık ki Evrensel Bildirge’de yer alan hak ve özgürlüklere dayalı uluslararası bir düzen hala kurulamamıştır. İnsanların ırkından, renginden, cinsinden, cinsel yöneliminden, dilinden, din ve mezhebinden, etnik kimliğinden, siyasi-vicdani ve felsefi kanaatinden bağımsız olarak, insan olmaktan gelen hakları ve dokunulmazlıkları olduğu temel fikri dünya çapında yeterli koruma bulamamaktadır. Aksine 2011 yılında, güvenlik eksenli politikalarla hak ve özgürlükler “terör” bahanesi ile kısıtlanmıştır. Dünya halkları, uluslararası sermayenin küreselleşme politikalarının yol açtığı ağır ekonomik kriz nedeniyle tüm dünyada işsizlik, açlık ve yoksullukla birlikte artan yabancı düşmanlığı, ırkçılık ve nefret söyleminin öne çıktığı hak ihlallerine maruz kalmıştır. NATO’nun yeni strateji belgesi ve füze kalkanı sistemi dünyanın tekrar soğuk savaşla birlikte sıcak savaşlara gebe bir konumda olduğunu da göstermiştir.

İnsan Hakları Derneği ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın 2011 yılı raporuna göre Türkiye’de yaşanan en önemli hak ihlalleri düşünce ve ifade ile örgütlenme özgürlüğünü kullanmak isteyen kişilere yönelik gerçekleşmiştir. Yaşananları “İfade Vermek Değil, İfade Etmek İstiyoruz” cümlesiyle eleştiren bu rapora göre 2011 yılında ifade özgürlüğünü kullandıkları için 322 kişiye 673 yıl 3 ay 20 gün hapis cezası verilmiş,  57 kişi ise 225 bin 196 TL tutarında para cezasına mahkûm edilmiştir.  Basın Özgürlüğü alanında yaşanan ihlaller de 2011’de daha da artmıştır. Halen tutuklu olan gazeteci sayısı 71’dir. Yayını durdurulan gazete ve dergi sayısı ise 7’dir. Erişime engellenen web sitesi ise sayısı 15 bin 506’dır. Gazeteciler hakkında açılmış 3 bin kadar dava mahkemelerde devam ediyor.               Türkiye adeta bir “açık hava cezaevi”ne dönüşüyor. Her yeni güne tutuklama haberleriyle başlıyoruz. İnsanca yaşamak isteyen işçiler, suyunu ve toprağını korumak isteyen köylüler, parasız eğitim isteyen öğrenciler, ülkemizde füze kalkanı istemeyenler, gerçeğin peşindeki gazeteciler, adalet arayan avukatlar yani haklarını arayan herkes tutuklanıyor. Tutuklamalar, seçilmiş milletvekillerine ve belediye başkanlarına kadar uzanıyor. AKP hükümetini eleştiren, AKP politikalarına karşı çıkan herkes “terörist” olarak damgalanıp tutuklanma endişesi yaşıyor. Hükümet ve Başbakan için Türkiye’de bu konuda hiçbir sorun yok. Başbakan cezaevindeki gazetecileri “terörist”, Ahmet Şık’ın basılmadan toplatılan kitabını “bomba” imalatı malzemesi olarak değerlendiriyor. Bu doğru değildir, söz konusu kişilerin tümü gazetecidir ve gazetecilik faaliyetleri nedeniyle yargılanmaktalar, cezalandırılmaktalar.

Bizler, Çağdaş Gazeteciler Derneği(ÇGD), DİSK, KESK Antalya Şubeler Platformu, Antalya 78’liler, Çağdaş Hukukçular Derneği, TMMOB’un girişimiyle burada toplanan Antalya’daki emek ve demokrasi güçleri olarak bugün burada AKP iktidarının tüm baskıcı politikalarına, düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamındaki etkinliklerini “terör” olarak damgalamasına “dur” demek için toplandık. Ve buradan yayınlanmamış kitabı gerekçe gösterilerek tutuklanan gazeteci arkadaşımız Ahmet Şık’ın şahsında, düşüncesini “ifade etmek” istediği için “ifade vermek” zorunda bırakılan tüm gazeteci, yazar, düşünce ve ifade özgürlüğü tutsaklarına selam gönderiyoruz.  Bizler, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin Birleşmiş Milletler tarafından kabulünün 63. Yıldönümü’nde Türkiye’de düşünce ve düşünceyi ifade özgürlüğünün önündeki en büyük engel olan ve

(1) Devlet Güvenlik Mahkemeleri (DGM)nin yerine kurulan özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasını,

(2) Terörle Mücadele Yasası’ndaki düşünce ve ifade özgürlüğünü kısıtlayıcı hükümlerinin iptal edilmesini,

(3) Hukuksuz tutuklanan gazeteci, yazar ve düşüncelerini “ifade etmek” istediği için “ifade vermek” zorunda bırakılan tutsakların derhal özgür bırakılmalarını talep ediyor ve hatırlatıyoruz:  Bizler de “İfade Vermek Değil, İfade Etmek İstiyoruz!”

Çağdaş Gazeteciler Derneği(ÇGD), DİSK, KESK Antalya Şubeler Platformu,

Antalya 78’liler, Çağdaş Hukukçular Derneği, TMMOB

adına

Bünyamin TOKMAK (ÇGD Akdeniz Şubesi Başkanı)


CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here