Akdeniz Üniversitesi kampüs girişinde toplanan Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyeleri Derneği üyeleri bir basın açıklaması yaparak 28 Aralık 2011 günü özel güvenlikçiler tarafından öğrencilere uygulanan şiddeti protesto ettiler.

 

Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyeleri Derneği adına basın açıklamasını okuyan dernek başkanı Prof.Dr.Hilmi Uysal, Üniversite yönetimine seslenerek  “Bu kurum bir üniversite. Üniversitede öğrencilerin ve tüm çalışanların özgürce düşünme ve düşüncelerini ifade etme hakları vardır. Sorumluluğunuzda olan özel güvenlik görevlilerine evrensel özgürlük anlayışı çerçevesinde nasıl davranmaları gerektiğini söylemek sizin görevinizdir.” dedi.

Üniversite yönetimine görevlerini  bir kez daha hatırlatmak üzere bu  basın açıklamasını yaptıklarını ifade eden Prof.Dr.Hilmi Uysal o gün yaşananların hiçbir şekilde onaylanamayacağını söyledi.

28 Aralık 2011 günü Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’a Akdeniz Üniversitesi Senatosu’nca verilen fahri doktora töreni sırasında 3 öğrenci, törenin düzenlendiği salonun dışında protesto gösterisinde bulunmuş, üniversitenin özel güvenlik görevlileri müdahale etmişti. Öğrenciler özel güvenlikçiler tarafından yerlere yatırılarak kafalarına ayakla basılmış, elleri arkadan kelepçelenmiş, yerlerde sürünmüş, ağızları kapatılarak susturulmaya çalışılmış ve bu öğrenciler daha sonra polis tarafından göz altına alınarak sorgulanmıştı.

Değerli Basın Mensupları,

Bilindiği gibi, Akdeniz Üniversitesi Senatosu, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’a fahri doktora unvanı vermeye karar vermiş ve tören 28 Aralık Çarşamba günü gerçekleştirilmiştir. O günkü üzücü olayla ilgili Akdeniz Öğretim Üyeleri Derneği olarak aşağıdaki basın açıklamasını yapmayı bir görev bildik.

“Öğrencilerimiz evlatlarımızdır!

Öğrencilerimiz evlatlarımızdır ve onlar dayak, sopa, tartaklanmayı değil, sevgi, şefkat ve anlayışı hak etmektedirler. Biz Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyeleri olarak onları yetiştirmek için gece ve gündüzlerimizi veriyor, onlara göz bebeğimiz gibi bakıyoruz. Onlar ülkemizin geleceğidir. Ülkemizi bir gün onlar yönetecek ve ayakta tutacaklardır. Ve belki de gün gelecek bugün tartaklanan öğrencimiz Kültür Bakanı olarak üniversitemizi ziyaret edecektir. Tıpkı geçmişte protestocu gençler arasında yer alan şimdiki Kültür Bakanımız gibi.

Bu üniversitenin Hocaları olarak bizler, özel güvenlik görevlilerine bir üniversitede olduğumuzu hatırlatmak isteriz. Üniversite farklı düşünce ve görüşlerin bir arada bulunduğu, eleştiri ve tartışmanın olduğu, gençlerin kendilerini, protestoları da dahil ifade edebildikleri bir kurumdur. Bu bilinçle evlatlarımızın, sizlerin evlatlarınızın ve kardeşlerinizin gözlerini korkutmak için değil, onların güvenliğini sağlamak için, bu bilim ve özgürlükler ortamının güvenliğini ve huzurunu sağlamak için görevli olduğunuzu hatırlatmak isteriz.

Ayrıca bu vesile ile belirtmek isteriz ki son dönemlerde toplumuzun farklı kesimleri büyük acılar yaşamaktadır. Ancak bu acıların bir kısmını da yoğun olarak üniversite gençliği yaşamaktadır. Üniversite öğrencileri “parasız eğitim istemek”, “demokratik üniversite talep etmek”, “parasız sağlık ve ulaşım hakkı talep etmek”, “HES’lere karşı çevre hakkına dikkat çekmek”, “slogan atmak”, ya da açtıkları her pankart ya da odalarındaki kitaplar aleyhlerine delil sayılarak baskı, tehdit ve soruşturmalarla karşı karşıya kalmaktadırlar. “Yumurta atmanın”, “Basın Açıklaması” yapmanın “Terör Eylemi” sayıldığı bir ülke olmuştur Türkiye’miz.

Öğrencilerimiz ceza soruşturmasına koşut olarak okul yönetimleri de Öğrenci Disiplin Yönetmeliği”ne dayanarak “disiplin soruşturmaları” açarak onları bir kez daha mağdur etmektedir. “Okuldan bir dönem, iki dönem veya süresiz uzaklaştırma” veya “okuldan ilişiğinin kesilmesi” cezaları ile öğrencilerin eğitim hakkı ortadan kaldırılmaktadır. Okul yönetimleri bu konuda savcılardan daha süratle hareket etmekte ve öğrencileri peşinen “suçlu” ilân etmektedirler. Bunlara paralel olarak “Özel Güvenlik Birimleri” üniversitelerde baskı, yıldırma ve şiddetin aktif unsurları haline gelmişlerdir.

Ayrıca son zamanlarda üniversitemizde önceki eylemlerden alışık olmadığımız oranda Özel Güvenlik Görevlisinin demokratik hak kullanımlarında öğretim üyesi, öğretim görevlisi, üniversite elemanları ve öğrencilerle karşı karşıya getirilmesi dikkat çekmektedir. Özel güvenlik görevlilerinin orantısız güç kullanım sebeplerinin bulunması, orantısız güç kullanmaya sevk eden her türlü kurum içi ve kurum dışı nedenin araştırılması, üniversite bileşenlerinin ve öğrencilerimizin temel haklarından düşünce ve ifade özgürlüğünün, toplantı ve gösteri hakkının korunmasının güvence altına alınması konusunda uyarıda bulunuyor, bu tarz olayların bir daha yaşanmasının engellenmesini, özel güveliğin bir baskı unsuru olarak kullanılmamasını Üniversite yönetimi ve Akdeniz Üniversitesi Rektöründen talep ediyoruz.

Üniversitemizin çirkinleşmemesi, kamu vicdanının sızlamaması ve Çarşamba günkü sahnelerin yenilenmemesi için Rektörümüzü, özel güvenlik görevlilerini ve tüm üniversite bileşenlerini duyarlı olmaya ve üniversite bilincine davet ediyoruz.

 

Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyeleri Derneği

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here