Emek ve Demokrasi Güçleri, Eğitim-Sen Antalya Şubesinde bir basın toplantısı

düzenleyerek, özgür basın ve gazeteciler üzerindeki AKP iktidarının baskılarını kınadılar.

Ortak basın açıklamasını okuyan Nurettin Sönmez, “AKP iktidarının değil, emekçilerin, barış ve demokrasi mücadelesinin yanında yer alan, ezilen halkların sesi olan basın kuruluşları ve gazeteciler AKP iktidarının hedefi haline gelmiştir. “ dedi.

Son bir ay içerisinde İMC, HALK TV, HAYAT TV,..gibi yayın kuruluşlarına cezalar verildiğini, Danimarka’nın MMC, NUÇE TV ve ROJ TV’nin yayın lisanslarını iptal ettiğini hatırlatan Sönmez, tüm bunların AKP İktidarının girişimleri ve baskısı sonucunda gerçekleştiğinin  bilindiğini söyledi.

Antalya Emek ve Demokrasi güçleri olarak muhalif basına yönelik susturma politikalarına karşı sessiz kalmayacaklarını ifade eden Sönmez, “Basın emekçilerine yönelik her türlü müdahale, halkın haber alma ve bilgi edinme hakkına bir saldırıdır. Bir ülkede, basın ve ifade özgürlüğü teminat altına alınmadan toplumun özgür olabilmesi de mümkün değildir.” şeklinde konuştu.

AKP iktidarı halkın doğru haber alma kanallarını birer birer ortadan kaldırmaktadır.

 

AKP iktidarının değil, emekçilerin, barış ve demokrasi mücadelesinin yanında yer alan, ezilen halkların sesi olan basın kuruluşları ve gazeteciler AKP iktidarının hedefi haline gelmiştir.

İstanbul Gezi Parkı`nda başlayan ve AKP iktidarının   yıllardır uyguladığı baskı ve zor kullanma politikalarına karşı eşitlik, özgürlük ve demokrasi mücadelesine dönüşerek tüm Türkiye`ye yayılan eylemleri, kesintisiz olarak bizlere ulaştıran yayın kuruluşları keyfi  olarak susturulmak istenmektedir.

Her açıklamalarında demokrasiden, özgürlüklerden, insan haklarından bahsedenlerin, otoriter bir yönetim oluşturmak için öncelikle halkın özgür haber alma haklarını tümüyle ortadan kaldırdıklarını görmekteyiz.

Değerli Basın Emekçileri,

Baskı uygulanan yayın kuruluşlarının genel olarak sistemin, özel olarak AKP iktidarının halk karşıtı politikalarını teşhir ettiği için hedef seçildiği açıktır. Gezi Parkı direnişi ve sonrasında yaşanan gelişmelerle baskıcı ve otoriter iktidar ilişkilerinin temelden sarsılmaya başladığı bir dönemde, baskı ve sindirme yöntemlerinin yaygınlaşması, gerçeklerin halka ulaşmasından duyulan korkunun somut bir ifadesidir.

Son bir ay içerisinde İMC, HALK TV, HAYAT TV,..gibi yayın kuruluşlarına cezalar verilmesi tesadüf değildir.

Yine Danimarka MMC, NUÇE TV ve ROJ TV’nin yayın lisanslarını iptal etti. Bu gelişmenin AKP İktidarının girişimleri ve baskısı sonucunda gerçekleştiği bilinmektedir. Kopenhag Eyalet Mahkemesi’nin kararı bir bütün olarak değerlendirildiğinde Mezopotamya halklarının düşünce, ifade ve haber alma hakkının engellendiği açıktır. Bu karar Kopenhag kriterlerinin doğrudan ihlali, yok sayılması anlamına gelmektedir.

Değerli Basın Emekçileri,

Tüm Türkiye’de yaşanan polis şiddeti temel hak ve özgürlüklerin kullanımını engellemek için kullanıldı. Barışçıl gösterileri izleyen çok sayıda gazeteci de polis saldırılarının hedefi haline geldi. Saldırılar sırasında çok sayıda gazeteci polis coplarıyla, plastik mermi ve biber gazı fişekleriyle yaralandı yada gözaltına alındı. Hatta Ankara’da savcılar hazırladıkları fezlekelerde uluslar arası TV kanallarını dahi hedef aldılar. Hazırladıkları fezlekede “CNN, BBC, The Economist, El Cezire, Reuters gibi uluslararası basın kuruluşlarının eylemleri abartarak/çarpıtarak dünyaya servis ettikleri, Türkiye’de halk ayaklanması çıktığına dair oldukça taraflı ve yanlış haberlere yer verdikleri ifade edilmektedir.

Görevini yapan gazetecilere ve barışçıl taleplerini ifade etme hakkını kullanan halka yönelik bu polis şiddetini bir kez daha kınıyoruz. Halkın demokrasi ve özgürlük taleplerini dikkate almayan AKP iktidarı ve mülki idare amirlerini, bu şiddet ortamına yol açmalarından dolayı protesto ediyoruz.

Barışçıl gösterilere müdahale gerekçesiyle adeta halka savaş açmayı göze alan ve muhalif basını susturmaya çalışan bu totaliter zihniyetin başvurduğu tehlikeli politikalar, ülkemizin geleceği açısından duyduğumuz kaygıları daha da artırmaktadır.

Değerli Basın Emekçileri,

Basın emekçilerine yönelik her türlü müdahale, halkın haber alma ve bilgi edinme hakkına bir saldırıdır. Bir ülkede, basın ve ifade özgürlüğü teminat altına alınmadan toplumun özgür olabilmesi de mümkün değildir. Gazetecilere yönelik baskıların sona erdirilebilmesi için, basın özgürlüğü için direnen ve bedel ödeyen gazetecilerle halkımızın dayanışması ve birlikte mücadelesi önemlidir.

Biz Antalya Emek ve Demokrasi güçleri olarak muhalif basına yönelik susturma politikalarına karşı mücadelemizi sürdüreceğiz.

ÖZGÜR BASIN SUSTURULAMAZ

ANTALYA EMEK VE DEMOKRASİ GÜÇLERİ

 

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here