Emek Partisi Antalya İl Başkanı Hasan Alkan yaptığı yazılı açıklamada” ABD-NATO-AB güçleri, Ukrayna’yı ateşin içine sürükleyerek Rusya’yı dize getirmeye koyulurken de “kurban” yine halklar olmuştur/olmaktadır. “ dedi.

NATO SAVAŞ ÖRGÜTÜNÜN, BARIŞ ÜZERİNE SÖYLEYECEK SÖZÜ YOKTUR!
Ukrayna halkı savaş bataklığında göç yollarına da cepheye sürülürken, emperyalist devletler bu pazardan ne koparırız hesabını sürdürüyor. Oligarklar ülkesi Rusya işgalden geri adım atmıyor, AB ülkeleri de kamuoyu baskısı ile yapılan açıklamalardan bir adım öteye geçemiyor. Olan her emperyalist savaşta olduğu gibi Ukrayna ve Rusya’daki masum halka oluyor. Daha ikinci haftasında 2 buçuk milyona yakın insan ülkelerinden göç etti. Vicdan anlık, politika bakidir. Göçmenler için kalıcı çözüm üretilmelidir. Savaşın ekonomik etkisini Türkiye halkları da yakından hissediyor, hissedecek. Putin’i savunan olmadığı halde NATO’nun ideolojik uzantıları ‘NATO’cu değilsen Putinci’sin saldırısı ile kitleleri NATO’ya yedeklemeye uğraşıyor. Tavrımız nettir; Emperyalist savaşa ve işgale karşı barışı, halkların kardeşliği ve işçilerin enternasyonal birliğini savunuyoruz!

NATO Ancak Özür Dilemeye Gelebilir!
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Antalya Diplomasi Forumu’na katılmak üzere Türkiye’ye gelecek. Bir savaş örgütünün barış üzerine söyleyecek sözü yoktur. Barış tesis etmek üzere girdiği Irak’ın, Suriye’nin, Libya’nın, Afganistan’ın ve nicelerinin hali ortadadır. NATO ancak ve ancak özür dilemeye gelebilir! Ancak halk mahkemesinde sanık sandalyesine oturabilir. Kurulduğu günden bu yana kana boğduğu ülkelerin, ya da kurduğu gizli teşkilatlarla sokak ortasında öldürdüğü milyonların hesabını vermelidir. Bulaştığı darbelerin, savaşların hesabını veremeyecek bir savaş ve propaganda örgütünün, diplomasi adına söyleyecek sözü yoktur.

Çözüm İşçi Sınıfının Enternasyonal Birliği
İç ve dış politikada tutunacak dal arayan AKP iktidarı, BAE, İsrail, NATO, Putin nerede bir halk düşmanı varsa aralarında mekik dokuyor. Antalya’da pratiğe bürünen bu arabuluculuk hevesi de halkları barıştırmanın değil dış politikada ve pazar ekonomisinde bir arpa boyu yol alabilme ihtimalinin hevesidir. Antalya Diplomasi Formu’nda ‘Liderler’ nutuklarını okuyacak, her lider en demokrat olduğunu iddia edecek, görünenle gerçek gizlenmeye çalışılacak. Nitekim ilk üçlü toplantıdan barışa dair bir işaret dahi çıkmış değildir. Bu orta oyununu halkların, emekçilerin ortak sesini yükseltmek bozabilir. Uluslararası pasta paylaşım savaşında pastanın asıl sahibi işçi sınıfının enternasyonal birliği çözümsüzlük masalarının tam karşısında, gerçek bir seçenek olarak kurulmalıdır. Emperyalistlerin ellerindeki en yüce koz olan ekonomik ambargo seçeneği işçi sınıfının birikimidir. Değeri üreten de grev hakkını kullanabilecek olan da işçi sınıfıdır. Bu değeri üretenler sözünü söylemelidir. Gerçek ve nihai çözüm ancak buradan çıkacaktır. Putin de NATO da Zelenskiy de Ukrayna halkının kurtarıcısı olamaz. Çözüm halk demokrasisinde ulusların kendi kaderini tayin edebilmesindedir.

Kapitalist, emperyalist devlet yönetimleri, ekonomileri askerileştirirken, karşı karşıya kaldıkları sorunları atlatmak için savaş ortamından beslenirler. Bu eski ama eskimemiş bir deneyleridir. Yugoslavya’yı parçalayan, Bağdat’ı yakıp yıkan, milyon kişiyi katlederek kültürel birikimi yağmalayan, Afganistan’ı, Libya ve Suriye’yi vuran ABD-NATO-AB güçleri, Ukrayna’yı ateşin içine sürükleyerek Rusya’yı dize getirmeye koyulurken de “kurban” yine halklar olmuştur/olmaktadır.

Emperyalist Burjuva Propaganda Bombardımanı Altında Yolu Şaşırmayalım, Tuzağa Düşmeyelim.

Kapitalizm, sömürürken ya da sömürü için çatışma üretir. Kendi kendinin de yıkıcısıdır. Ancak sömürülen ve ezilenlerin eylemiyle tarih sahnesinden silinmedikçe, yol açtığı yıkımda-ve yine emekçilerin kanı-canı üzerinden-kendini yeniden üretmeye de adaydır. Emperyalist burjuva propaganda bombardımanı altında yolu şaşırmamak ve burjuva güruhların tuzağına düşmemek, işçi sınıfı ve emekçilerin sömürüsüz ve dolayısıyla da savaşsız bir dünyanın kuruluşu yolunda ilerleyebilmelerinin önemli bir koşuludur. Bütün emperyalist güçlere ve onların savaş aygıtlarına karşı emekçilerin siyasal uyanıklığının artmasına ihtiyaç vardır.

 

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here