Derelerin Kardeşliği Akdeniz Platformu, İbradı İlçesi Yardımlaşma Derneği, Gümüşdamla Köyü Yardımlaşma ve Kalkınma Derneği,

Manavgat ilçesi Gençler Köylüleri, Üzümdere Köyü Sosyal Yardımlaşma ve Kültür Derneği Gündoğmuş ilçesine bağlı Köprülü, Kayabükü, Ortaköy ve Balkaya köylüleri, Gazipaşa İlçesi Çığlık ve Narlıca Köylüleri; köylerine yapılmak istenen HES’leri protesto etmek ve yapılacak HES’lerle ilgili açtıkları davalarda yaşanan gelişmeleri kamuoyuyla paylaşmak için bir yürüyüş ve basın açıklaması yaptılar. Kapalıyol Halk Bank önünde toplanan köylüler buradan sloganlarla Attalos Heykeline kadar yürüdüler. Yürüyüş boyunca sık sık “Dereler özgürdür özgür akacak, HES yapma boşuna yıkacağız başına, susma haykır HES’lere hayır” şeklinde slogan attılar. Köylüler adına basın açıklamasını Gümüşdamla Köylülerinden Mehmet Özkan Okudu.

Mehmet Özkan “Şu ana kadar hiçbir HES şirketinin Antalya İl Özel İdaresinden ruhsat almadığını biliyoruz. HES’lerin Santral Ünitesinin yapılabilmesi için  gerekli olan planların İl Genel Meclisin’de onaylanmadığını da biliyoruz. Ama yetkililer kaçak HES inşaatları yapılmasına halen göz yummaktadırlar.İbradı Üzümdere köyünde köylüler iki defa dilekçe ile köylerinde yapılacak olan HES ile ilgili Bilgi edinme yasasına göre bilgi ve belge istemişlerdir. Ancak Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü her defasında belge ve bilgilerin kendilerinde olmadığını, Bakanlığa müracaat etmeleri gerektiğini bildirmiştir. Oysa aynı yetkililer Üzümdere’de Haziran ayında bilgilendirme toplantısı düzenlemişler ve köylülerin tepkisi ile karşılaşmışlardır. Böylesi bir durum ancak 3.Dünya ülkelerinde olur sanırdık. Maalesef biz bunları Türkiye’de yaşıyoruz. Köylüyü yok saydıkları gibi mevcut yasalar da  ayaklar altına alınmıştır” dedi.

Mehmet Özkan  açıklmasının devamında“Bugün ülkemizde HES’lere karşı mücadele ekmek kadar, su kadar ihtiyaç haline gelmiştir. Bizlere bu zulmü reva görenleri asla unutmayacağız. Dünyada suyun özelleştirildiği ülkelerde insanların temiz içme suyuna nasıl muhtaç hale getirildiği, çatılarda biriktirdikleri yağmur sularının bile nasıl ellerinden aldıklarını çok iyi biliyoruz. SU DOĞUŞTAN GELEN HAKTIR.HİÇBİR ŞEKİLDE PARAYLA SATILAMAZ.HİÇ BİR ŞEKİLDE ÖZEL ŞİRKETLERİN İNSAFINA BIRAKILAMAZ.ÇÜNKÜ SU OLMAZSA YAŞAM OLMAZ…Bu mücadelede bizi yalnız bırakmayan halkımıza, demokratik kitle örgütlerine, aydınlarımıza ve özellikle mücadeleye aktif  katılan kadınlarımıza ve gençlerimize teşekkür ettiklerini” ifade ettişeklinde konuştu.

Basın açıklamasının ardından  TMMOB İKK adına Vahap Tuncer,Antalya Barosu’ndan Av. Tuncay Koç ve Köylüler adına bir çok davaya bakan ÇHD Antalya Şubesinden Av. Münip Ermiş’te kısa birer konuşma yaptı. Basın açıklamasına ÖDP ve KESK Antalya Şubeler Platformu da destek verdi.

 

 

MÜCADELEMİZ SÜRECEK

Bugün burada Türkiye’nin birçok yerinde olduğu gibi Antalya’da da, yaşam alanlarımıza yapılan HES’lerle (Hidroelektrik Santrali) ilgili açmış olduğumuz davalarla ilgili gelişmeleri kamuoyu ile paylaşmak üzere toplanmış bulunuyoruz.

Bizler, yaşam alanlarımızda yapılan HES’lere karşı hukuksal alanda da mücadele kararı almış davalar açmıştık.Bu davalar sırasıyla;

  • Akseki Gümüşdamla(Zilan) köyünde, Değirmendere(Alihoca deresi) üzerinde  HES yapan  Erenler enerji şirketine Nisan 2011’de,
  • Manavgat Gençler köyünde Çenger Deresi üzerinde HES yapan  Kanyon enerji şirketine Temmuz 2011’de,
  • Ağustos 2011 tarihinde Gazipaşa Çığlık Köyünde,

Çığlık, Çörüş, Gürleyik ,Katrançukuru, Arkıçça dereleri üzerinde HESler yapan Narlıca Şirketine,

  • Gündoğmuş Köprülü, Kayabükü köylerinde Alara Çayı  ve Küçükçay üzerinde HES yapan Hayatsu Enerji şirketine Ocak 2012 tarihinde davalar açmıştık.

Antalya 2. Ve 3.İdare Mahkemesi tarafından Gazipaşa Çığlık Köyünde,Akseki Gümüşdamla Köyünde,Manavgat Gençler Köyünde yapılan HESlerle ilgili olarak bilirkişilerden rapor istenmiş ve bu doğrultuda bilirkişilerle birlikte 21 Haziran 2012 tarihinde Keşif yapılmıştır.Mahkemece tayin edilen Ankara Üniversitesi-Hacettepe üniversitesi-ODTÜ’den gelen 3 Profesör ve 2 Doçent öğretim üyesi bilirkişilerin hazırlamış oldukları bilimsel raporda açıkça belirtildiği üzere söz konusu köylerde yapılacak olan HES lere ilişkin mutlaka ÇED Raporu hazırlanması gerektiğine vurgu yapılmış ve neden ÇED gerektiği bilimsel bir çalışma ile net bir şekilde ortaya konmuştu.

Bilirkişilerin hazırlayıp mahkemeye sunduğu son derece ciddiyetle hazırlanmış bu  raporları  3.İdare Mahkemesi ve 2. İdare Mahkemesi  adeta yok saymıştır. Mahkemeler , bir muhalefet şerhine rağmen Gençler ve Çığlık Köylülerinin açmış olduğu davaları “süre aşımı nedeniyle reddine” karar vermiştir. Oysaki muhalefet şerhinde belirtildiği gibi süre  aşımı bu davalarda geçerli olmamalıdır.

Değerli Basın Emekçileri

Mahkemelerin verdikleri karar hukuki değil siyasidir. Bu kararların bizlerin haklı ve meşru  mücadelesini  engeleyemeceğinin herkes tarafından bilinmesini istiyoruz.

HES şirketleri daha şimdiden Gençler Köyünde toprağımızı elimizden yok pahasına almak için devletin desteğini arkasına alarak arazilerimize “acele el koyma”kararı çıkarttı. Köylerimizi terk etmemiz isteniyor.Bizler, yüzyıllardır atalarımız gibi  köylerimizde tarımla ve hayvancılıkla uğraşan köylüleriz. Su olmazsa köylerimizde yaşayamayacağımızı ve terk etmek zorunda bırakılacağımızı çok iyi biliyoruz. Ama biz asla köylerimizi terk etmeyeceğiz.Su doğanın ve yaşamın en vazgeçilmezidir. Enerji elde etmek bahanesiyle sularımızın özel şirketlere kırkdokuz yıllığına satılmasına sessiz kalmayacağız.

Değerli Basın Emekçileri

Bizlerle birlikte doğal yaşamın da zarar göreceği bilirkişi raporunda açıkça belirtilmekte olduğu halde böyle bir kararın verilmesininin nedeninin hukuki değil siyasi olduğunu bir kez daha vurgulamak isteriz. Bizler tarım yapamaz ve  üretmezsek bundan sadece bizler değil tüm halkımız etkilenecektir.En azından sebze,meyve,et,..vb besinler daha pahalıya tüketilecektir.Zaten şimdiden ülkemiz buğday ithal eder hale geldi. Asıl amaç ise su havzalarının  büyük şirketlerce ele geçirilmesidir. Tarımda da endüstriyel tarıma geçmektir.

Bu tür davalarda süre aşımı diye bir şeyin  olamayacağını  Karadeniz Bölgesi’nde HES’lere karşı açılan davalarda gördük. Sormak istiyoruz: Madem dava zamanında açılmadıysa niçin baştan reddedilmedi?

Değerli Basın Emekçileri

Hukuksuzluk her alanda sürmektedir. Örneğin davalar öncesi köylülerden yüksek miktarlarda bilirkişi ve keşif ücretleri istenmektedir. Yine Gümüşdamla’da süren HES inşaatı ile ilgili defalarca yetkili kurumlara dilekçe vermiş inşaatın durdurulmasını istemiş olmamıza rağmen hala yanıt alınamamıştır. Bakanlıktan Gümüşdamla’da süren HES inşaatı ile ilgili bilgi istenmiş, ne ilginçtir ki Bakanlık böyle bir inşaattan haberi olmadığını bildirmiştir. Oysa Gümüşdamla köyünde HES inşaatı yüzünden defalarca heyelan yaşanmış, köylülerin içme suyu boruları patlamış,yüzlerce ağaç kesilmiş ve bunlarla ilgili haberler ve halkın tepkisi basında da yer almıştır. Sağır sultanın bile duyduğu HES inşaatından ilgili bakanlık haberdar olmadığını söylemektedir.

Değerli Basın Emekçileri

Şu ana kadar hiçbir HES şirketinin Antalya İl Özel İdaresinden ruhsat almadığını biliyoruz. HES’lerin Santral Ünitesinin yapılabilmesi için  gerekli olan planların İl Genel Meclisin’de onaylanmadığını da biliyoruz. Ama yetkililer kaçak HES inşaatları yapılmasına halen göz yummaktadırlar.

İbradı Üzümdere köyünde köylüler iki defa dilekçe ile köylerinde yapılacak olan HES ile ilgili Bilgi edinme yasasına göre bilgi ve belge istemişlerdir. Ancak Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü her defasında belge ve bilgilerin kendilerinde olmadığını, Bakanlığa müracaat etmeleri gerektiğini bildirmiştir. Oysa aynı yetkililer Üzümdere’de Haziran ayında bilgilendirme toplantısı düzenlemişler ve köylülerin tepkisi ile karşılaşmışlardır. Böylesi bir durum ancak 3.Dünya ülkelerinde olur sanırdık. Maalesef biz bunları Türkiye’de yaşıyoruz. Köylüyü yok saydıkları gibi mevcut yasalar da  ayaklar altına alınmıştır.

Değerli Basın Emekçileri

Bugün ülkemizde HES’lere karşı mücadele ekmek kadar,su kadar ihtiyaç haline gelmiştir. Bizlere bu zulmü reva görenleri asla unutmayacağız.Dünyada suyun özelleştirildiği ülkelerde insanların temiz içme suyuna nasıl muhtaç hale getirildiği, çatılarda biriktirdikleri yağmur sularının bile nasıl ellerinden aldıklarını çok iyi biliyoruz.

SU DOĞUŞTAN GELEN HAKTIR.HİÇBİR ŞEKİLDE PARAYLA SATILAMAZ.HİÇ BİR ŞEKİLDE ÖZEL ŞİRKETLERİN İNSAFINA BIRAKILAMAZ.ÇÜNKÜ SU OLMAZSA YAŞAM OLMAZ…Bu mücadelede bizi yalnız bırakmayan halkımıza, demokratik kitle örgütlerine, aydınlarımıza ve özellikle mücadeleye aktif  katılan kadınlarımıza ve gençlerimize teşekkür ediyoruz.

 

DERELERİN KARDEŞLİĞİ AKDENİZ PLATFORMU

İBRADI İLÇESİ YARDIMLAŞMA DERNEĞİ

GÜMÜŞDAMLA  KÖYÜ YARDIMLAŞMA VE KALKINMA DERNEĞİ

MANAVGAT İLÇESİ GENÇLER KÖYLÜLERİ

ÜZÜMDERE KÖYÜ SOSYAL KÜLTÜREL VE DAYANIŞMA DERNEĞİ

GÜNDOĞMUŞ İLÇESİNE BAĞLI KÖPRÜLÜ, KAYABÜKÜ,ORTAKÖY,BALKAYA

KÖYLÜLERİ     

GAZİPAŞA İLÇESİ ÇIĞLIK, NARLICA KÖYLÜLERİ

TMMOB ANTALYA İL KOODİNASYON KURULU

          ÇAĞDAŞ HUKUKÇULAR DERNEĞİ ANTALYA ŞUBESİ

ANTALYA BAROSU

ANSAN

ANTALYA KADIN DANIŞMA VE DAYANIŞMA DERNEĞİ

KESK ANTALYA ŞUBELER PLATFORMU

DİSK AKDENİZ BÖLGE TEMSİLCİLİĞİ

ÜNİVERSİTELİ KADINLAR DERNEĞİ

 

 

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here