TÜİK emekçileri ne iş yapar? TÜİK emekçileri, İstatistik amaçlı veri toplar. Bu verilerin girişini, kontrolünü ve analizini yapar.
Peki nedir bu veriler? Milyonlarca işçiyi, emekliyi, vatandaşı ilgilendiren enflasyon sepetine giren maddelerden tutunda Türkiye’de yapılan tüm istatistik çalışmalara giren anketlerdir. Yani Devletin yaptığı tüm istatistikleri TÜİK yapar. TÜİK, Devletin resmi istatistik organıdır. Böylesine stratejik bir kurumda kölelik koşullarında çalışma şartları olduğunu biliyor muydunuz? Tekel İşçilerinin direnişiyle beraber duyulmaya başlanan 4-c, aslında TÜİK’de 1972 yılından beri var. Direniş sonucu elde edilen sendikalı olma hakkı sayesinde KESK’in yanı sıra hükümet yanlısı ve faşizan oluşumlu “sendikalar” a üye olunuldu. Kölelik çalışma koşullarına karşı KESK’e bağlı BES (Büro Emekçileri Sendikası)’de örgütlenen 4-C’li emekçiler, idarenin ve sarı sendikaların baskısına uğradı. Mücadeleyi önlemek amacıyla basın açıklamalarına terörle mücadele polislerini çağıran “sarı sendika “ ya ve baskıcı idareye karşı değişik yöntemler geliştirildi. Açılan disiplin soruşturmaları ve mobbing uygulamalarına direniş gösterildi.
Türkiye’nin ekonomi politikalarına yön veren Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) çalışanı 4-c’liler kölelik koşullarında çalışmaya devam ediyor. Türkiye Cumhuriyeti devleti, kendi koyduğu yasaklara dahi uymuyor. Angaryanın ve esnek çalışma saatlerinin olduğu kurumda sözleşme gereği “işin bitmesi esastır” yazdığı için idare istese sizi resmi tatillerde dahi çalıştırabiliyor. Yoğun iş temposu, bitmek bilmeyen anketler home office uygulamasını beraberinde getirdi. Alanda toplanan veriler artık evde de girilebilecekti! Açılan kadroya geçme davasında anket işini yani kendini “geçici iş” olarak tanımlayan TÜİK İdaresi, neden kapısına kilit vurmamaktadır? Neden yaptığı işi önemsemeyen bir devlet kurumu, çalışanlarını kölelik şartlarında çalıştırmaktadır? Kendini ve 4-C’li emekçileri “geçici” gören TÜİK idaresi 15-20 yıl sürekli çalıştırdığı, en düşük memur maaşından daha az ücret ödediği güvencesizlere özür borçludur. 81 ilde yağmur çamur, sıcak soğuk demeden çalıştırılan 4-C’li emekçiler aynı zamanda idarenin keyfi uygulamalarıyla da baş başa kalmaktadır. Şöyle ki; siz hiç evlendiği için işten çıkartılan emekçi gördünüz mü? TÜİK’de çalışan bir arkadaşımız evlendiği ve doğal olarak evlilik izni aldığı için “görevinde başarısız olduğu” gerekçesiyle işten çıkarılıyor. Yani sizden düğün gününde, bayramda, izinde dahi iş yapmanız bekleniyor. Aksi takdirde önünüze “kölelik koşullarına uygun” sözleşmeyi koyuyorlar. Modern dünyanın esaslı köleleri! TÜİK idaresi, insani değerleri görmezden mi gelmektedir? Düğün, cenaze, doğum, yıllık izin gibi en temel haklar, TÜİK idaresinin belirttiği “geçici iş”lerden daha mı önemsizdir? Haksız yere işinden atılan arkadaşımızın işe iadesi için elimizden geleni yapacağız. Güvencesizliğe ve haksızlığa karşı susan dilsiz şeytan olmayacağız.
“Seçenekleri yaratan, seçenin kendisi değilse eğer bu köleliktir.”
(Hallac-ı Mansur)
Güvencesiz çalışma koşullarını yaratan hükümet, doğal olarak hak ve talepler karşısında 3 maymunu oynayacaktır. Bu yüzden cellattan medet ummak, işkenceyi uzatmaktan başka bir şey değildir. İşçi sınıfı mevcut gücünün ve potansiyelinin farkına varması sonucunda değişimi görecektir. Güvencesizliğe karşı örgütlü ve dayanışmacı mücadele işçi sınıfının kurtuluşu olacaktır. 47 bin olan 4-C’li çalışan sayısı önümüzde ki günlerde özelleştirilecek kurumlarla beraber yüz binleri bulacaktır. Benim sorunum senin de sorunundur, bizim sorunumuz sizin de sorununuz olacaktır. Mücadele edenlerin her zaman kazanamadığı ama kazananların daima mücadele edenler olduğu unutulmamalıdır. Enseleri karartmadan umudu büyütenlere selam olsun…