Nisan ayı içinde hem EĞİTİM- SEN hem de ANSAN gençlere yönelik birer yarışma gerçekleştirdi.

Bunlardan ilki Eğitim- Sen’ in 4. Kompozisyon Yarışmasıydı. Konu: Eğitim Hakkı idi. 90 kişi katıldı, hepsi lise öğrencisiydi. Seçici kurul üyeleri; Hasan Kıyafet, Şükrü Erbaş, Feyzi Ceylan, Kâmile Yılmaz, Oğuz Eraslan, Betül Tarıman idi. Hepimiz bu yazıları tek tek okuyarak değerlendirdik. Topluca değerlendirmek için toplandığımızda gördük ki, hepimiz zorlanmışız, çünkü gerçekten hepsi de birbirinden güzel anlatımlardı. Şaşkınlığımızı birbirimize anlatıyor, hem mutlu oluyor, hem de şaşırıyorduk. Lise öğrencilerinin anlatımları felsefik, akıcı, dil ustalığı içeriyordu. Seçmekte zorlanıyor “Hepsi birinci” diyorduk. Okumayan gençler böylesi bir anlatımı yazamazlardı. Farkında olmayan gençlik, eğitimin aksaklıklarını belirleyemezdi. Hepsi de eğitimin yanlışlığını ustaca anlatıyor, ezberci eğitimden ve eğitimin baskıcılığından yakınıyordu.

Bir hafta sonra ANSAN  Liselerarası Şiir Yarışması düzenledi. Seçici kurul; Halil Erdem, Nuri Erkal, Cahit Çarkçıl, Musa öz, Nusret Gürgöz idi. 106 şiir katıldı. Şiirleri seçerken yine zorlandık. Çünkü şiirler de birbirinden güzeldi. İçerik açısından da, şiir değerinden de bakıldığında hepsi birinci, hepsi değerliydi. Gençler adına umudumuz artarken, sıkça sıraladığımız “Şimdiki gençlik okumuyor” tümceleri yüzümüzü kızartıyordu. Önyargı nereden baksan insanı yanlışa sürüklüyordu.

Sonra hepimiz oturup düşündük, düşüncelerimizi paylaştık. Gençlik, bizim gençliğimiz gibi sadece kitaplardan beslenmiyordu. Bilgiye ulaşmak çok daha kolay ve hızlıydı. Onları uyaran, bilgiyle donatan o kadar çok kaynak vardı ki, biz bunu anlayamıyorduk. Kendi gençliğimizle karşılaştırmakla yanılgıya düştüğümüzü itiraf ettik. Biz onların yaşındayken, daha çok okuyabiliyorduk, ama daha çok öğrenmiyorduk, daha çok şey bilmiyorduk. Bu anlamda şanslı olan gençlik biz değil, şimdiki gençlikti. Sonunda hepimiz “Biz onların yaşındayken, ne bu şiirleri, ne de bu kompozisyonu yazabilirdik” tümcelerinde birleştik.  

Bunca baskıya, engellemeye karşın, böyle güzel yazabilen gençliğin çıkması, övünülecek, güvenilecek bir durumdu. Ayrıca gençler, bizlerden çok daha atak ve cesurdu. Özgüvenleri tamdı. Ben kendi adıma bundan sonra gençliğe güvenmeye, onlarla kıvanmaya söz verdim. İyi ki varsınız genler, iyi ki yazıyorsunuz gençlik. Yolunuz açık, kaleminiz sivri olsun.

 (ÖNSÖZ NİYETİNE YAZDIM)

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here