Beyazıt, Halepçe ve Gazi Katliamlarının yıl dönümü nedeniyle ANTALYA EMEK VE DEMOKRASİ GÜÇLERİ tarafından meşaleli yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirildi.

Kapalı Yol Halk Bankası önünde toplanan  Antalya Emek ve Demokrasi güçleri  Attolos Heykeline kadar meşaleli bir yürüyüş ve  yürüyüşün ardından bir basın açıklaması gerçekleştirdi.

Yüzlerce kişinin katıldığı eylemde sık sık “Katil Devlet Hesap Verecek” Unutmadık Unutturmayacağız” “Faşizme Karşı Omuz Omuza”  sloganları atıldı. Ortak basın açıklamasını 78liler Girişimi Sözcüsü Kadir Zeybek Okudu.

Zeybek, Mart ayının, toplumsal mücadele tarihimizde önemli olay ve olguların gerçekleştiği bir zaman dilimi olduğunu belirterek,”Toplumsal ve bireysel belleğimizi canlı tutmak, yaşananları unutmamak için bir araya gelmiş bulunuyoruz” dedi.

“Egemenler, tarihin her döneminde kendi iktidarlarının devamı için işçilere, emekçilere, halklara, sosyalistlere, kadınlara hep saldırmışlar katliamlar da dâhil baskı ve şiddeti reva görmüşlerdir. Bugün de aynı tür saldırılar biçimi değiştirilerek sürdürülmektedir.” diyen Zeybek,“Biz emek ve demokrasi güçleri; bizler üzerinden oynanan oyunların, bize yönelik saldırıların farkındayız ve bunlara boyun eğmeyeceğiz. 12 Martları, Beyazıt’ı, Halepçe’yiGazi’yi, Roboski’yi daha nice ezilenlere yönelik katliamları unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız.”  şeklinde konuştu

BASINA VE  KAMUOYUNA

Mart ayı, toplumsal mücadele tarihimizde önemli olay ve olguların gerçekleştiği bir zaman dilimidir. Toplumsal ve bireysel belleğimizi canlı tutmak, yaşananları unutmamak için bir araya gelmiş bulunuyoruz: 12 Mart Darbesi, 12 Mart Gazi Mahallesi katliamı, 16 Mart 1978 İstanbul Üniversitesi saldırısı-katliamı, 16 Mart Halepçe katliamı…

12 Mart 1971 saldırısıyla ekonomik ve siyasi krizlerine çözüm bulacağını hesaplayan egemenler 1974’ten sonra yanıldıklarını anladılar.

Susturulmaya çalışılanlar susmamış; işçiler, eğitim emekçileri, sendikal mücadelelerini; öğrenci gençlik, özerk-demokratik üniversite mücadelesini; kadınlar, kadın hakları mücadelesini; politik örgütler, siyasal mücadelelerini; Kürtler, demokratik hak ve özgürlük mücadelelerini olsa yükseltmişler, toplumsal yaşamın her alanı devrimcilerin, sosyalistlerin, ilericilerin kazanımlarıyla dolmaya başlamıştı.1971 12 Mart’ından beklenen gerçekleşmemiş tersine ekonomik ve siyasi kriz hızla artmaya başlamıştı.

Egemenler, yükselen toplumsal mücadelenin önlenmesi için sivil faşistleri, kontra yapıları devreye soktular. Sivil faşistler devlet destekli olarak mahallelere, kahvehanelere, fabrikalara, Alevilerin yaşadığı illerde Alevilere, özellikle de öğrenci gençlik üzerine saldırarak yükselen mücadelenin önünü kesmeye çalıştılar.

Saddam diktatörlüğüne karşı uzun yıllardır mücadele yürüten Irak Kürtlerinin, Irak, İran savaşında İran’ı destekledikleri bahanesiyle Saddam diktatörlüğü tarafından binlerce yoksul Kürt 16 Mart 1988’de Halepçe’de kimyasal silahlarla insanlık dışı ve acımasızca katledilmiş, demokratik hak ve özgürlük mücadelesinin önü kesilmeye çalışılmıştır.

Ağırlıkla Alevilerin, Kürtlerin, yaşadığı Gazi Mahallesi kuruluşundan bugüne iktidarlara karşı hep muhalif duruşuyla adını duyurmuştur. Mega kent İstanbul’da daha çok işçilerin, emekçilerin, yoksulların yaşadığı Gazi; devrimcilere, sosyalistlere alan yaratmış bir odaktır da. Egemenler Gaziyi bu yönüyle hiç göz ardı etmemiş ve bu muhalif odağın dağıtılması için Gazi’de adım adım tezgâhlar kurulmuştu. Düğmeye basan egemenler 12 Mart 1995’te yeni bir Alevi katliamını gerçekleştirmeye çalışmış; Gazi Mahallesi, Alevisi, Kürdü, devrimcisi, ilericisi, sosyalisti ile bir bütün olarak direnişe geçmiş ve egemenlerin oyununu boşa çıkarmıştır.

Onlarca canı pahasına direnen Gazi halkı tezgâhlanan oyuna geçit vermemiştir.

Öğrenci gençliğin özerk, demokratik üniversite mücadelesinde önemli bir yeri olan İstanbul Üniversitesi  Beyazıt Kampusu egemenlerin gözünden kaçmıyordu. Kontrgerilla, polis ve sivil faşistlerin işbirliğiyle ‘tezgâh’ kuruldu. Merkez binadan çıkan öğrencilerin üzerlerine atılan bombayla 7 öğrencinin öldürülmesi, onlarcasının yaralanmasıyla 16 Mart 1978 Beyazıt Katliamı gerçekleştirildi.

Egemenler, tarihin her döneminde kendi iktidarlarının devamı için işçilere, emekçilere, halklara, sosyalistlere, kadınlara hep saldırmışlar katliamlar da dâhil baskı ve şiddeti reva görmüşlerdir. Bugün de aynı tür saldırılar biçimi değiştirilerek sürdürülmektedir.

Diktatoryal, iki partili başkanlık sistemini hedefleyen bu yönde çok mesafe alan cemaat destekli AKP iktidarı da aynı yoldan ilerlemekte, hemen her muhalif duruşu her tür tezgâhı çevirerek sindirmeye çalışmaktadır. Seçilmişler cezaevlerinde uzun tutukluluk süreleriyle cezalandırılmaktadır.

Ayrıca, seçilmişleri de olmak üzere Kürtlere yapılan KCK operasyonları, Roboski de 34 Kürt köylüsünün uçaklarla katledilmesi, demokratik hak ve özgürlük mücadelesini boğmak içindir. Yine devrimcilere yönelik operasyonlar, sindirme çabaları da bu nedenledir. AKP emperyalizme ve işbirlikçilerine kusursuz hizmet için kendinden önceki iktidarları aratır biçimde katliamlar da dâhil her tür baskı yöntemine başvurabileceğini kanıtlamıştır. Yargıyı ele geçiren, basını susturan ve gazetecileri hapishanelere dolduran, özgürlük ve demokrasi mücadelesi yürüten her kesime azgınca saldıran AKP iktidarı, tüm dünyada insanlık suçu olarak kabul edilen Sivas katliamının dava sanıklarını da zaman aşımı ile ödüllendirmiştir.

Biz emek ve demokrasi güçleri; bizler üzerinden oynanan oyunların, bize yönelik saldırıların farkındayız ve bunlara boyun eğmeyeceğiz. 12 Martları, Beyazıt’ı, Halepçe’yiGazi’yi, Roboski’yi daha nice ezilenlere yönelik katliamları unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız.

YAŞASIN EMEK VE DEMOKRASİ GÜÇLERİNİN BİRLİĞİ!

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here