Yine bir dengesiz laf ortaya güm diye düşüverdi.

Kafasındaki cinsel çöplükten, rüzgarın dışarı fırlattığı dizeler olsa gerek. Hem de kendisi bilim insanı, işte en acı olanı da bu. “Cahil” dediğimiz biri söylese, hiç de ciddiye almayız. Ama adının başına Doç. Dr. yazan biri olunca, yazmadan, öfkelenmeden dur durabilirsen.

Doç. Dr. Arif Çam diye biri, “Dul kadınlarımızı Suriye’den gelen göçmenlerle evlendirerek, Türkiye’deki namus sorunlarını ivedilikle çözebiliriz” demiş. Bilim insanı olduğu için, belli ki bu zavallı kafasını bu konuyla epeyce yormuş. Sonunda namussuzluğa çözümü bulmuş!!! Biz böylesi bilim insanlarımız olmasa ne yapardık????Ortalık “Namussuz dul kadınlardan” geçilmezdi!!!Arif Çam gibi insanların sayesinde, ülke güllük gülistan oldu. Ne çalan var, ne çırpan. Ne de ülkede katil. Can güvenliği desen, sonsuz huzurluyuz bu konuda. İktidardakiler ve böylesi bilim insanları sayesinde, bir elimiz yağda, diğeri balda. Sadece ülkedeki şu dul kadınlar sorunu olmasa!!

Arif Çam’dan önce de, iktidarın zevatlarından biri çıkıp “Tango ayakta zinadır” demişti. Eh ne deseydi ya? Ömründe, bir kadının beline sarılıp dans etmediyse, kulağına bir damlacık sevgi sözcüğü söylenmediyse, nereden bilsin zavallı zevat? “Seven sevmeyi döven dövmeyi öğrenmez mİ?” Bu adam da hep azarlandıysa, aşağılandıysa, ağzından ve kafasından diğer sözcükler nasıl çıksın? Girmeyen şey çıkabilir mi?

Devlet Tiyatrosu, Wiiliam Shakespre’nin oyunlarını yasaklamış. Meğer biz mışıl mışıl uyurken, bu insanlar, bizi düşünerek, tedbirler alıyor. Ne mutlu bize, böylesi yöneticiler ve Arif Çam gibi bilim insanları oldukça, sırtımız yere gelmez. Cumhur Başkanı ile Başbakan’a bile sıra gelmez, iş kalmaz.
Şimdi ben çıkıp da “Namus” sözünün gerçek anlamını anlatmaya kalksam, ayıp olmaz mı? Koskoca adamlar bunu bilmez mi? “Asıl namussuzluk, çalmaktır, yolsuzluktur, insan yaşamını hiçe saymaktır, bilimden vazgeçip hurafeye sığınmaktır, kadın- erkek eşitliğini ülkede gerçekleştirmemektir, çocukların işçi, gelin olmasına göz yummaktır, çocuk tecavüzünde, kadın ölümlerinde, işçi kıyımlarında ülke olarak ön sıralarda olmaktır” desem, ayıp olmaz mı? Onlar zaten bunları bilmez mİ? Boşa mı okudular bunca zaman? Ben utanırım, böylesi ders verir gibi, onların bildiği konuları sıralamaktan.

Onlar ki, sadece kafalarındaki “Cinsel Çöplük” ile başa çıkamadıkları için böyle zırvalıyorlar. Bu suç olur mu hiç? Ne yapsınlar, her işte akıllarına cinsellik geliyorsa? O kadar okudukları halde, bir türlü bu kafayla başa çıkamıyorlarsa, suç onların mı? Zavallılar, belki de hiç sevilmediler. Karşı cinsin elinden tutup bir deniz kıyısında çay içip söyleşemediler. Bu açlıkla başa çıkmak kolay olmasa gerek. Hem zaten onlar, bu güzellikleri yaşamadılarsa, başkaları neden yaşasın ki? İşte fırsat ellerine geçti, ne kadar küflenmiş düşünceleri varsa ortaya koyup herkesin onlar gibi gençlik geçirmesi, sevgiden uzak, hatta düşman olarak yaşaması için, ne yapılacaksa yapmaları gerekmez mi? Yasa ise yasa, yasak ise yasak, kuralsa kural, cesa ise ceza, ellerinden geleni yapmayıp da ne yapsınlar?

Gelelim Shakespare’e . Dünyanın en büyük yazarlarındandır. Aslında onu iyi anlayamadıkları için yasaklamışlar bence. Çünkü Shakespare, oyunlarıyla, diğer kitaplarıyla hep kralı uyarır. “Hey kral, senin çevrende şu soytarılar var, aslında sana zarar veriyor, haberin olsun, önlemini al” der. Yani çok da düzene karşı değildir. İyi anlayıp iyi çözebilselerdi, Şekspir’in oyunlarını öncelikle seçerlerdi. Ne yazık ki yanlış anlamışlar. Shkespare “Soytarı” dedikçe, üstlerine alınmışlar. Alışkanlık gereği yasaklamışlar. Ülkemizde en çok kullanılan sözcük galiba “Yasssaktır”. Bizler de alışık olduğumuz içindir ki, “Yasak” sözcüğü artık bizi rahatsız edemiyor. Bence asıl tehlike bu.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here