14 Şubat “Sevgi Günü” yaklaşırken, Antalya’da kadınlar büyük bir hazırlık içindeler.

Bu hazırlık, yılda bir kez kandırmaca hediyelerle, yalancı sevgilerle kandırılamayacaklarını anlatma ve bu uyduruk günü protesto etme hazırlığı. Kadınlar “Öldüren sevginizi istemiyoruz” diyecekler. Bunu yalnızca bizim ülkenin kadınları değil, dünyanın her yerinden kadınlar, eş zamanlı olarak haykıracaklar. Şiddete dikkat çekmek için, bir milyar kadın meydanlarda yöresel danslarını, oyunlarını sergileyecekler. “Bir milyar kadının dans etmesi devrimdir” diyecekler. Bu günlerde harıl harıl bu eylemin hazırlığı yapılıyor. 14 şubat günü saat tam 12.00 de Cumhuriyet Meydanında, kadınların davullarla girişini görünce ürpermeyiniz. Kadın karar verirse yapar. Bu eylemi başarıyorsa, barışı da, kardeşliği de kurmayı bilecek, savaşlara dur diyecektir. Dünyayı yaşanılası hale getirecektir.

Biliyorsunuz ülkemiz kadına yönelik şiddette, kadın cinayetlerinde en üst sıralara tırmandı. 2012 yılı biterken, öğrendiğimiz resmi rakam 160 kadının öldürüldüğü idi. Devletin koruma altına aldığı 25 kadın da onların gözü önünde öldürüldü, yani devlet kadını koruyamadı.

Barış elçisi Pippa Bacca daha unutulmadan, fotoğraf sanatçısı ABD’li Sarai Sierra da öldürüldü. Bu işin içinden nasıl haklı çıkarız diye bir sürü senaryo yazıldı, ama tutmadı. Bu kez mızrak çuvala sığmadı. Biz kendi kadınlarımızı rahat rahat öldürürken, üstelik doğru dürüst ceza bile almazken, turist kadın için ne söylediysek ayağımıza dolaştı. Oysa söylenecek çok fazla bir şey yoktu. Bir cümle yeterdi. “Biz kadını insandan saymayız. Bu ülkeye gelirken, geri dönmeyeceğinizi de düşünerek gelseydiniz” denebilirdi. Çünkü yaşananlar bunu doğruluyor. Kadını evin dışında, sosyal yaşamın içinde görmek bizi şaşırtıyor. O denli kanıksanmış ki, utanmadan ölen kadına bahane bulunabiliyor. Çünkü biz kırk yaşında oğlundan seksen yaşında anasını sorumlu tutarız, yaşlı kadından oğlunun bakımını üstlenmesini bekleriz. Kadın demek; hizmet eden demektir bize göre.

Yalnızca bizde değil elbette, Mısır’da, Hindistan’da, Afganistan’da v.b. kadınlar savaş ganimeti, otobüste bile tecavüz edilen, yolda yolakta tacizden geçilmeyen bir durumda. Gelişmiş ülkelerde bile durum çok az fark gösteriyor. Öyleyse iş başa düşer. Dünya kadınları örgütlenir, eylemini söylemini birlikte koyar. Kurtuluş dünya kadınlarıyla birlikte mümkündür. Kadınlar bunu fark etti. İşte onlardan  biri 14 Şubat eylemi, bir milyar kadın dans ederek, şiddete dikkat çekiyor.

Bakanlık şiddeti durdurmak için küçük adımlar da olsa atmaya başladı. Oysa ivedilikle bunun ortadan kaldırılması, en azından azaltılması gerekir. Yalnızca Kadın ve Aileden Sorumlu Bakanlık değil, bütün bakanlıkların harekete geçmesi gerekir. Her meclis toplantısında ilk madde şiddet olmalıdır. her bakanlığın şiddeti önleme birimi kurulmalıdır. “Aile” değil, “Kadın” öncelikli olmalıdır. Çünkü şiddet, kadına yöneliktir. Bu iş için de önemli bir bütçe ayrılmalıdır. Her iş gibi bu da parasız ancak göstermelik olur ki, o da şiddeti önlemez, ancak azdırır. Zaten olan da budur.

Ey kadınlar, 14 şubat günü size uzatılan kırmızı güle aldanmayın! Gelin kadın dayanışmasına omuz verin ki, gerçekten şiddeti durdurmak için bir adım atalım! Unutma sen olmadan bir eksiğiz! Haydi dayanışmaya!  

 

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here