
Bildiğiniz gibi önümüzdeki Haziran başında genel seçimler var.
Ne zaman seçim zamanı gelse, kadınlar “Cici” oluverir. Zor işlere kadınlar koşar. Örneğin, evleri ziyaret kadın işidir. Kadınlarla konuşup onları bir partiye oy vermeye ikna etmek de kadın işidir. Yani kısacası, seçim işinin en zor yanı kadına düşer. Mutfağında kadın çalışır, üretir, yaratır, konuşma, ahkam kesmeye gelince, mikrofonu erkekler alır. Çünkü onlar çok bilir! Nasıl bilmesinler ki? Ülkeyi bu hale getiren kendileri değil mi? Elbette insanların nasıl kandırılacağını, tekrar tekrar nasıl ikna edileceğini, sorunlar yumağının yine nasıl çözümsüzlüğe bırakılacağını onlardan iyi kim bilebilir?
Biz kadınlar, her zaman aynı yalana kanmamalıyız. Bu kez gözümüzü açan bir çok uyarıcı var. Onlara kulak verip kadın ile erkeği eşit gören, demokrasiye gerçekten inanan, kardeşçe yaşamı savunan, hakça paylaşmadan yana olan, ırkçılık yapmayan, adayları belirlerken, fermuar sistemi uygulayarak, bir kadın bir erkek sıralaması yapan partileri arayıp bulmalıyız. En azından bu kez ezberimizi bozup kendi aklımızı kullanmalıyız. Bana gücenmeyin, elbette size güveniyorum, ancak biz kadınlar fazlaca iyi niyetli olduğumuz, bu kulvarda erkekler kadar deneyimli olmadığımız için kolayca kanabiliyoruz. İşte o nedenle bu kez yalnızca kendi aklımızı kullanalım derim.
Ayrıca yine biliyoruz ki, her gün en az bir iki kadın erkek eliyle öldürülüyor. Çoğu kez öldürme nedeni, onların fikrine “Yanlış” ya da “Hayır” dememiz. Öyle alışmışlar ki, kadın görünmez bir hizmetçi olacak, dili, aklı yok sayılacak, çağırınca koşacak, hizmet bitince de ortadan yok olacak. Oysa biz, onlar gibi kimsenin köle olmasını istemiyoruz. İstediğimiz sadece her alanda eşit insan hakları. Her alanda erkekle yan yana çalışmak, eşit paylaşmak. Şiddetten uzak, sevgi paylaşımlı birliktelikler. Evlerden ve ortak alanlardan çığlık değil, kahkaha sesinin duyulmasını istemek her halde çok fazla olmasa gerek.
Bütün bu mutlu birliktelikleri, eşit hakları gerçekleştirmek için, karar organlarında eşit olmamız gerekiyor. Bizim adımıza bizi korumak değil, birlikte karar almak, bu sorunları çözecektir. Birlikte karar alabilmek için yine adayların eşit sayıda ve eşit haklara sahip olması gerekir. Göstermelik bir kaç kadın adını en son sıralara yazıp kandırmaca bu sorunları çözmez. O nedenle kadınların uyanık olup seçilecek yerlere kadınları yazan, eşit sayıda kadın- erkek aday çıkaran partileri dikkate alması gerekiyor.
Meclisin halini görüyorsunuz. Yürekler acısı, saldırgan tiplerin milletin vekili olduğu kalabalıklar. Oysa meclis, yarı yarıya kadın bakış açılı, yani kadına dost kadın millet vekilleri olduğu zaman her şey değişecektir. Üstelik ne olursa olsun, kadın şiddet yanlısı değildir. Kadınların her gün öldürülmesine sırt çeviremez, onları yok sayamaz. Ülkemizde yönetimin her kademesinde, en az yarısında kadın yönetici olmalıdır. Muhtarlıktan TBMM’ ne kadar. İşte bu yüzden diyorum ki, “Kadınlar dikkat seçim var”