
Aralarında KESK,DİSK, TMMOB ve Antalya Tabip Odası’nın da bulunduğu bir çok kurumdan kadınlar,
BES Şube Binasında “Ortadoğu’da Savaş ve Kadın Kıyımını Durduralım” temasıyla bir basın toplantısı düzenledi
Büro Emekçileri Sendikası Şube binasında kadınlar tarafından yapılan açıklamada IŞİD çeteleri tarafından Irak’ın Şengal bölgesinde yapılan saldırılar ve kadınlara yönelik şiddeti protesto edildi
KESK Kadın Meclisi Dönem Sözcüsü Saltanat Baykal, Büro Emekçileri Sendikası binasında yaptığı açıklamada, IŞİD çeteleri tarafından yapılan saldırıların yaklaşık 1 aydır sürdüğünü belirterek, bu süreçte binlerce Ezidi kadın ve çocuğun katledildiğini, göç yollarında açlıktan ve susuzluktan öldüklerini söyledi.
Kadınların, savaş ganimeti olarak pazarlarda köle gibi satıldığını vurgulayan Baykal, “Şengal Dağı’na sığınanlar ise açlık ve susuzlukla terbiye etmeye çalışılmaktadır. Bebekler, çocuklar, kadınlar, hastalar ve yaşlılar yerlerinden edilmekte, zorla asimilasyon ve soykırım politikalarına maruz kalmaktadır” dedi.
Basın açıklamasına Antalya Tabip Odası, KESK, DİSK, TMMOB, TTB, Turizm Çalışanları Derneği, Kadın Danışma ve Dayanışma Merkezi başta olmak üzere bir çok kurum destek verdi.
Ortadoğu’da Savaşı ve Kadın Kırımını Durduralım!
Şengal bölgesinde IŞİD çeteleri tarafından yapılan saldırılar yaklaşık bir aydır sürmektedir. Binlerce Ezidi kadın ve çocuk katledildi, göç yollarında açlık ve susuzluktan dolayı öldü. Ele geçirilenler savaş ganimeti olarak pazarlarda çarşafların içine sokulup, zincirlere bağlanıp cariye/ köle olarak satıldı. Şengal Dağı’na sığınanlar ise açlık ve susuzlukla terbiye etmeye çalışılmaktadır.
Çocuklar hep oyun ister, şarkılar öğrenir. Oysa yaşadıkları topraklarda mermiler, toplar, mayınlar ve tanklar dolaşıyor ve karanlığın haritası çiziliyor.
Soykırım, zorla din değiştirme, katliam ve zulmün adı IŞİD denilen paravan çete olmuştur. Ortadoğu’nun kadim halklarından ve inançlarından olan Ezidilik, İslam’cılık adına cani çetelerce kırıma uğratılmaktadır. Çetecilerden kaçarak Şengal Dağı’na sığınan Ezidi kadınlar bir ağaç gölgesi dahi bulamamakta, Rojava’ya, Silopi’ye canlarını atmak için 100 km’lik yolu yalın ayak kat etmek zorunda kalmaktadır.
Türkiye’ye ulaşabilen Ezidi kadınları bekleyen kader ise küçük yaşta evlendirilmek, kuma gitmek, istemediği evliliklere zorlanmak ya da kadın tacirlerinin eline düşmek, taciz, tecavüz olabilmektedir ne yazık ki. Ya da ucuz iş gücü olarak kullanılmaktadır.
Kadın bedeni ve ruhuna yapılan saldırıların en iğrenç biçimlerini uygulayanlar IŞİD çeteleri ve göz yuman malum devletlerdir. Türkiye Devleti de, masum değildir. Çünkü:
•AKP hükümetinin IŞİD çetelerine destek verdiği bilinmekte, zaten aksini de iddia etmemektedir.
•Sınırlardan ülkeye geçmeye çalışanların bir kısmına izin verilmemekte, hatta katledilmesine seyirci kalınmaktadır.
•Kamplarda ve dışında yaşayanlara yeterli sağlık, barınma gibi planı olmadığı gibi, istismar engellenmemektedir.
• Metropollerde artan ırkçılığa sessiz kalınmaktadır.
Biz bu ülkede yaşayan, farklı halklar, inançlar, diller ve kültürlerden gelen kadınlar, olanların farkındayız ve erkek egemen düzene karşı mücadele içindeyiz. Gözyaşları, ağıtlar ama her şeyden önemlisi isyanımızla savaşa karşı çıkıyoruz.
Bizler binlerce yıldır hüküm süren erkek egemen şiddetin sadece tanıkları ya da kurbanları değil, aynı zamanda yeni bir tarihin yaratıcıların olarak Ezidi kadınların yanında olduğumuzu söylüyoruz.
Bizler; Ezidi Kürt, Hıristiyan, Şii Arap ve Türkmen, Ermeni, Keldani, binlerce yıldır kültürleri, inançları ile bu coğrafyada varolan kadim halklara saygı duyuyoruz. Son dönemde İslam’cılık adına terör estiren çetelerin yok etmek istediği tüm değerlere sahip çıkıyoruz.
Buradan Ortadoğu’yu yeniden dizayn edenlere boyun eğmeyeceğimizi ilan ediyoruz. Şimdi IŞİD çetelerini gizliden destekleyen AKP iktidarından, fırsatçı, sinsi devletlerden hesap soruyoruz.
Bu savaşta payı olan başta AKP iktidarı olmak üzere tüm devletlere sesleniyoruz. Birleşmiş Milletler’in de aralarında olduğu uluslararası kurumlara çağrıda bulunuyor, katliamları durdurun, savaşı bitirin diyoruz.
Demokratik, özgür ve eşit bir toplum yaratmak için her dilden, kültürden, inançtan ve halktan kadınlar olarak birlikte direneceğiz ve mücadele edeceğiz.
Ortadoğu’da savaşlara ve kadın kırımlarına izin vermeyeceğiz.