İktidarın son yıllarda sıkıca sarıldığı iki şey var; kadın bedeni ve şehitlik.

Onlar halkın bu konudaki hassasiyetini kullanmak istiyor, şimdilik başarıyor da. Unuttukları ise halkın her gün hem de onların sayesinde farkındalığının artması. Elbette onlar, halkı bilinçlendirmek istemiyor, ama bir söz vardır “Halkın ilerlemesini hiç bir şey durduramaz.” Her gün kadın bedeni üzerinden politika üreten iktidardan halk nefret etmeye başladı.

Sonra bu kez de kadın bedeninin yanına şehitliği koydu iktidar. Varsa yoksa ölümü kutsadı. Şehitliği övdü. Akıllarından kaçan bir şey var ki, onun farkında değillerdi. Halk ” Şehitliği bu kadar kutsarken, sizin çocuklarınız neden gitmez askere?” deyiverdi. “Siz zırhlı araçlarla neden gezersiniz? Bırakın halkın içine karışın, sizi seçen halk sizi öldürmez, hem ölseniz de şehit olursunuz” demeye getiriverdi. İşte orada yanıt bulmak zorlaştı. (Taner Yıldız’ın dediğini ise halk ciddiye bile almadı. Çünkü “Şehit” olmak isteyen zıhlı aracın içinden başını çıkarıp da söylemez. Paşa paşa gider kardeşin kardeşi vurduğu, vurdurulduğu yere, çok sürmez bir günde şehitlik mertebesine erişir. Buyursun gitsin, şehit olsun, elinden alan, önüne geçen mi var?)

Yanıt için yine kadın bedenine sarıldılar. Valinin biri çıktı “Kırk kızı PKK kaçırdı, tecavüz etti ve “Siz artık evinize dönemezsiniz, burada gerilla olun” diyerek alıkoydu” dedi. Halk buna inandı mı? Elbette hayır artık maymun gözünü açtı. Kadın bedeni de şehitlik de halkı kandırmaya yetmiyor.
Aslında vali bey neden böyle bayat bir konu seçti ki? Daha dün Kevser Eltürk’ün ölü ve çıplak bedenini sergiletmiş de halkın ve ülke kadınlarının tepkisini görmemiş miydi? Bütün dünyanın ayıpladığını duymadı mı? Ayrıca savaş da olsa ölülere yapılan ( elbette dirilere de) işkence insanlık suçu değil miydi?

Aslında halkı her gün örgütleyen sizsiniz. “Kötü komşu saç, elek aldırır” sözünü duymadınız mı? Kevser Eltürk “Devlet işkenceye soyunursa, kadınlar direnişi giyinir” demiş. Biz kadınlar sizin sayenizde direnişi öğrendik. Sizin sayenizde güçlendik, kadınlarla dayanıştık, el ele tutuştuk. Bu konudaki katkılarınızı azımsamayalım. Eğer devlet kadın bedeni ile bu kadar uğraşmasaydı, kadınları eve kapatma derdine bu kadar düşmeseydi, kadınlar, bu kadar çabuk dayanışamazdı.

Yalnızca kadınlar mı? Bakın sizin eli silahlı gücünüz de gerçekleri görmeye, haykırmaya başladı, onlar için de bıçak kemiğe dayandı. Silvan’da bir polis Filiz Kerestecioğlu’nun kulağına eğilerek “Lütfen yukarıdan bu savaşı durdurmak için bir şeyler yapın. Bize yapılanı da kınayın” demiş. Bir subayın cenazesinde kardeşi Yarbay’ın dediğini duydunuz. “Kardeşimin katili kim? Çözüm dediğiniz bu mu? Dün çözüm derken bugün ‘Sonuna kadar savaş’ diyorsunuz neden?” diye bağırdı. Artık halk “Vatan sağ olsun” demiyor, çünkü insansız vatanın olamayacağını, kardeşin kardeşi öldürmesinin de haklı bir savaş olmadığını biliyor. Kevser Eltürk’ün dediği gibi, siz baskılara soyunduğunuzda, halk direnişi giyinir. Bu kez gezi direnişinde olduğundan da kalabalık olur, çünkü AKP seçmeni de direnişe katılır. Hiç bir partinin seçmeni, o partinin tapulu malı değildir. En önemlisi de halk, saraydan da saraylıdan da büyüktür.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here