Antalya “Kadın dostu kent” projesinin uygulandığı illerden biri. Sivil toplum örgütlerinin bazılarıyla Valilik ve Büyük Şehir Belediyesi bu konuda ortak çalışıyor.
Benim derneğim “Antalya Kadın Danışma ve Dayanışma Derneği” de bu projenin içinde. Bunun gerçekten gerçekleşmesi ve Antalya’nın “Kadın dostu kent” olabilmesi için belediyelerin omuz vermesi gerekmektedir.
Adaylar kadınlardan oy almak ve ileride de destek almak istiyorlarsa, nüfusun yarısı olan kadınlara kulak vermek, işin içine çekmek en önemli görevleridir. Biliyorsunuz Antalya’nın kenar mahalleleri sanki Antalya ile ilgisi yok gibidir. Ne denizinden haberdar olurlar, ne de sanatsal etkinliklerinden. Onların yaşadığı en önemli sosyal yaşam mevlit, ölüm, düğündür. Sadece afiş asmak, ya da dantel yarışması düzenlemek onların bu konuda farkındalığını arttırmaya yetmiyor.
Öncelikle Antalya’nın her mahallesinde yaşam benzer olabilmeli, bu kadar fark olmamalı. Belediyeler bu konuda kafa yormalı. Her semtte oturan kadın eşit haklardan yararlanmalı. Sinemaya, tiyatroya v.b. gitme görme isteği duymalı. Bu isteğin duyulması için bu konuda bilgisi olmasının gerektiği zaten ortadadır. Bu konuda kurslar, paneller, küçük söyleşiler v.s. yapılmalı. Bunlar için de konuşmacılar akademisyenlerden değil, tam da halkın içinden, yani mahalledeki kadınlardan olmalı. Bizi en iyi biz biliriz.
Kadına şiddet konusunda Antalya epeyce yükseldi, yani şiddet arttı. Sığınma ihtiyacı olan kadının güvenerek kalabileceği “Kadın Sığınakları” çoğaltılmalı. Belediyeler 1+1 gibi küçük sosyal evler yapmalı ve sokakta kalan kadının o evlerde çocuklarıyla kalmasını sağlamalı. Ya küçük bir kira, ya da ücretsiz olmalı. Ayrıca mahallelerde ihtiyacı olanlar için, ücretsiz kreşler açılmalı. Kadınlara incik boncuk dizme değil de gerçekten karnını doyuracak meslekler için kurslar açılmalı. İş alanları yaratılmalı. Yoksul kadınlara iş bulana dek, geçimini sağlayacak kadar küçük bir aylık bağlanmalı. Sokakların hepsi yeterince aydınlatılmalı ki, yalnız yürüyen kadın da rahatça evine ulaşabilsin. “Bu vatan benim” diyerek, korkusuzca üstüne basabilsin.
Seçimlere gelince; kadın adaylardan başlamak üzere, fermuar sistemi uygulanmalı. Bir kadın bir erkek sıralaması yapılmalı. Kadınlar göstermelik olarak listenin en sonuna konulmamalı. Özellikle meclis üyeliklerinde, bu sistem uygulanmalı. Adaylar kadınlara söz vermeli ve tutmalı. Bu ülkeyi de, dünyayı da sırtında taşıyan kadındır, unutmamalı.