Antalya Kadın Danışma Merkezi ve Dayanışma Derneği, KESK’li Kadınlar,Devrimci İşçi Partisi’nden Kadınlar, HDK Kadın Meclisi ve Özgürlük ve Dayanışma Partisi’nden
kadınlardan oluşan Antalya Kadın Platformu 10 Aralık 2012 Dünya Kadın Yürüyüşü etkinlikleri kapsamında bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Attalos Heykeli önünde bir araya gelen kadınlar sık sık “ Kurtuluş kavgada kadınlar sokakta, Yaşasın kadın dayanışması, Kadınlar savaş istemiyor” şeklinde slogan attılar. Kadınların taleplerini dile getiren sloganların yazılı olduğu beyaz tülbentleri dikkat çekti. Antalya Kadın Platformu adına konuşan Dilek Eldeniz “Dün gerçekleştirmeleri gereken eylemi Antalya’da ki olumsuz hava koşulları nedeniyle bu gün gerçekleştirdiklerini ve o yüzden söze 10 Aralık diye başlayacaklarını” ifade etti.
Dilek Eldeniz “Bugün, 10 Aralık 2012. Biz Dünya Kadın Yürüyüşünün aktivitsleri, öğlen 12:00 ile 13:00 arasında ülkelerimizde eylemler yapacağız. Dünyada yaşananların ve kadın haklarına yönelik saldırıların farkında olduğumuzu göstermek, direniş hareketlerimizi ve alternatiflerimizi tanıtmak için Yeni Kaledonya’dan başlayarak Seattle’a ulaşana kadar dünyanın etrafını dolaşacak, 24 saat boyunca seferber olacağız. Tüm kadınlar özgür olana dek güneşe yürüyeceğiz!
KADINLAR YÜRÜYOR, DAYANIŞMA BÜYÜYOR!
Bundan sekiz yıl önce, uzun süren kolektif bir kurgu sürecinin ardından, 2004 yılında Ruanda’nın başkenti Kigali’de İnsanlık için Küresel Kadın Şartımızı kabul ettik. O zaman şöyle demiştik: Biz kadınlar, kadınların ezilmişliğini kınamak, bu ezilmişliği ortadan kaldırmak ve adaletsizliği, savaşı, fetihleri ve şiddeti besleyen tahakküme, sömürüye, ben-merkezciliğe ve dizginsiz kâr arayışına son vermek için uzun süredir yürüyoruz… İtici güçleri, eşitlik, özgürlük, dayanışma, adelet ve barış olan bir dünya yaratıyoruz. Bizler böyle bir dünyayı yaratacak güçteyiz
İNADINA İSYAN İNADINA ÖZGÜRLÜK!
Sömürü, baskı, hoşgörüsüzlük ve dışlamanın artık var olmadığı ve herkesin bütünlüğü, farklılığı, hakları ve özgürlüklerinin saygı gördüğü bir dünya kurmayı öneriyoruz.
Biz kadınlar taleplerimizi açıkça söylüyoruz: Ulaşılabilir, güvenli kürtaj hakkı istiyoruz! Ücretsiz kreşler açılmasını istiyoruz! Kadın cinayetlerinin, tecavüzlerin faillerini koruyan erkek adalet değil gerçek adalet istiyoruz! Emeğimiz, bedenimiz ve kimliğimiz üzerinde tahakküm kurmaya çalışan tüm uygulamaları reddediyoruz!” dedi
BASINA VE KAMUOYUNA;
Bugün, 10 Aralık 2012. Biz Dünya Kadın Yürüyüşünün aktivitsleri, öğlen 12:00 ile 13:00 arasında ülkelerimizde eylemler yapacağız. Dünyada yaşananların ve kadın haklarına yönelik saldırıların farkında olduğumuzu göstermek, direniş hareketlerimizi ve alternatiflerimizi tanıtmak için Yeni Kaledonya’dan başlayarak Seattle’a ulaşana kadar dünyanın etrafını dolaşacak, 24 saat boyunca seferber olacağız. Tüm kadınlar özgür olana dek güneşe yürüyeceğiz!
KADINLAR YÜRÜYOR, DAYANIŞMA BÜYÜYOR!
Bundan sekiz yıl önce, uzun süren kolektif bir kurgu sürecinin ardından, 2004 yılında Ruanda’nın başkenti Kigali’de İnsanlık için Küresel Kadın Şartımızı kabul ettik. O zaman şöyle demiştik: “Biz kadınlar, kadınların ezilmişliğini kınamak, bu ezilmişliği ortadan kaldırmak ve adaletsizliği, savaşı, fetihleri ve şiddeti besleyen tahakküme, sömürüye, ben-merkezciliğe ve dizginsiz kâr arayışına son vermek için uzun süredir yürüyoruz… İtici güçleri, eşitlik, özgürlük, dayanışma, adelet ve barış olan bir dünya yaratıyoruz. Bizler böyle bir dünyayı yaratacak güçteyiz.”
ÖZGÜRLÜK SOKAKTA KADINLAR KAVGADA!
Bugün, 2012 yılında, sistemin bütününü etkileyen krizlerle ve bu krizleri derinleştiren yanlış çözümlerle karşı karşıyayken, ataerki, kapitalizm, ırkçılık ve lezbofobiye galip gelen bir hayatı örgütleyecek başka yöntemler bulma çabalarımız daha da anlamlı hale geldi. Kemer sıkma tedbirleri ve sosyal kesintilerle karşılanan ekonomik kriz istihdam sorununu daha da kötüleştiriyor. Çevre krizine ve iklim değişikliğine verilen tek yanıt doğanın özelleştirilmesi oluyor. Kadınlar, hepimizin en temel ihtiyaçlarının karşılanmasının sorumluluğunu ve yükünü taşıdıkları için, bakım-işi krizi çoğunlukla kadınların omuzlarına yıkılır. Bu yanlış çözümler, toplumsal hareketlerin suçları ve artan militarizasyonu ile ve politik arenada hâkimiyeti ele geçirmiş olan şirketler ve mali teknokratlar tarafından topluma dayatılıyor. Bunlar, muhafazakârlığı destekleyerek, farklı dinlere mensup yapılandırılarak artan saldırılarıyla, kadına yönelik her türlü şiddetin artmasıyla, bedenlerimizin kontrolü ve metalaştırılmasıyla, haklarımızı ve kadınların elde ettiği ilerlemeleri zayıflatarak kendilerini güçlendiriyorlar.
YAŞASIN KADIN DAYANIŞMASI!
Artan kadın cinayetleri, LGBTT bireylerine yönelik işlenen nefret cinayetleri, tacizler, tecavüzler, farklı etnik kökenli kadınlara yapılan ötekileştirme çalışmaları, Türkiye’de hükümetin artan şiddete çanak tuttuğunun açık göstergesidir.
İşte size bazı örnekler;
13 Aralıkta görülecek olan 3 dava, üç farklı adaletsizlik örneği.
BİRİNCİSİ;
“ileri demokrasi” söylemine karşı AKP hükümetinin Kürt sorunu karşısında sürdürdüğü güvenlikçi politikalar KCK adı altında yürütülen operasyonlarla siyasi bir soykırıma dönüşmüştür. Siyasetçi, akademisyen, gazeteci, avukat, sendikacı yüzlerce kadın bu operasyonlarda gözaltına alınıp tutuklanmıştır. KESK ve bağlı sendikaların kadın sekreterleri de bu siyasi soykırım operasyonlarından etkilenmiş; neredeyse genel merkez ve şube yönetimlerinde sorumluluk almış tüm kadınlar cezaevine konulmuştur. Tutsak olan KESK’li kadınlarla ilgili dava 13 Aralık Perşembe günü Ankara Adliyesi’nde görülecektir.
İKİNCİSİ;
birkaç yıl önce Kaş’ta toplu tecavüze uğrayan genç bir kadına destek olmak ve tecavüzcülerin cezalandırılması istemiyle bir grup kadın, Kaş adliyesi önünde basın açıklaması yapmıştı. Tecavüzcüler beraat ederken, tecavüze uğrayan genç kadının avukatı ve destekçisi kadınlar hakkında açılan davanın 2. duruşması 13 Aralık günü Kaş adliyesinde görülecektir.
SON OLARAK;
Bundan tam 14 yıl önce başlayan ve eşi benzeri görülmemiş bir adaletsizlik anlayışıyla sürdürülen “Mısır Çarşısı” davası sanığı, tüm dünyada “ Eşsiz sosyolog ve politik aktivist Selek” olarak tanınan Pınar SELEK tüm bu yargılama süresi içinde üç kez beraat etmesine rağmen, Yargıtay’ın kararı bozmasından sonra şu an müebbet hapis istemiyle yargılanıyor. Bir sonraki duruşma 13 Aralık Perşembe günü İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde görülecek ve Selek’in de dediği gibi “kimse bu cadının uluorta yakılmasına izin vermeyecek.”
Bu gün burada bir araya gelen biz kadınlar diyoruz ki;
bu üç davanın da tanığıyız ve adalet istiyoruz.Ve bizler biliyoruz ki 13 Aralık tarihi duruşma günlerinin çakışması açısından bir rastlantıyı gösteriyor olabilir fakat rastlantı olmayan durum; devletin ve erkek egemen sistemin kadına yönelik uyguladığı baskı ve şiddetinin aynı zamanda adaletsiz hukuk sisteminin apaçık kanıtıdır.
ERKEK DEVLET ŞİDDETİNE SON!
Bugün hükümetin bölgede Suriye’ye, ülkede Kürtler ve kendine muhalif olanlara karşı yürüttüğü savaşın propagandasını da yapmaktan çekinmeyen hükümet; vatandaşlara kendisi gibi olmayana karşı şiddet kullanmayı dolaylı olarak öğretmekte bu da toplumsal şiddeti pekiştirirken ulusal, mezhepsel, dinsel, sınıfsal hiçbir fark olmaksızın topyekün kadınların şiddete maruz kalmasına neden olmaktadır.
KADINLAR SAVAŞ İSTEMİYOR!
JIN ŞER NAHWAZIN!
Bugün Kadınlar, neoliberal politikalara, krize, güvencesizliğe karşı, tüm dünyada küresel olarak uluslar arası direnişleri örgütlemektedir. Tüm dünyada Yoksulluğa ve Kadına Yönelik Şiddete karşı oluşturulan kadın mücadelesi ile, muhafazakar baskıcı, ataerkil, ırkçı ve kapitalist sistemlere karşı kadınlar başkaldırıyı örmektedir.
Biz dünya kadın yürüyüşü aktivistleri; eşitlık,özgurluk, adalet, dayanışma ve barış için güneşın etrafını dolaşıyoruz! Direnişteki kadınlar olarak, var olan tüm baskıcı ve sömürücü sistemlere karşı enternasyonalist kadın mücadelesini yükseltiyoruz! Tüm kadınlar özgür olana dek isyandayız!
İNADINA İSYAN İNADINA ÖZGÜRLÜK!
Sömürü, baskı, hoşgörüsüzlük ve dışlamanın artık var olmadığı ve herkesin bütünlüğü, farklılığı, hakları ve özgürlüklerinin saygı gördüğü bir dünya kurmayı öneriyoruz.
Biz kadınlar taleplerimizi açıkça söylüyoruz:
- Ulaşılabilir, güvenli kürtaj hakkı istiyoruz!
- Ücretsiz kreşler açılmasını istiyoruz!
- Kadın cinayetlerinin, tecavüzlerin faillerini koruyan erkek adalet değil gerçek adalet istiyoruz!
- Emeğimiz, bedenimiz ve kimliğimiz üzerinde tahakküm kurmaya çalışan tüm uygulamaları reddediyoruz!
ANTALYA KADIN PLATFORMU BİLEŞENLERİ;
ANTALYA KADIN DANIŞMA MERKEZİ VE DAYANIŞMA DERNEĞİ
DEVRİMCİ İŞÇİ PARTİSİ’NDEN KADINLAR
HDK KADIN MECLİSİ
KESK’Lİ KADINLAR
ÖZGÜRLÜK VE DAYANIŞMA PARTİSİ’NDEN KADINLAR