Antalya Emek ve Demokrasi Güçleri üyeleri Güllük- PTT binası önünde basın açıklaması yaparak,
cezaevlerinde sürdürülen açlık grevlerinin diyalog ve müzakere yoluyla sonlandırılmasını istedi.
Güllük Caddesi’ndeki PTT binası önünde toplanan ve çoğu üzerlerine ‘Açlık grevindeyiz’ yazıı önlük giyen Emek ve Demokrasi Güçleri adına basın açıklamasını BDP İl Başkanı İhsan Nergiz okudu. Nergiz, “12 Eylül 2012 tarihinde cezaevlerinde başlatılan açlık grevlerinin 57’nci gününe geldiğini ve greve katılanların sayısının 10 bini geçtiğini söyledi”. AKP iktidarının tutuklu ve hükümlülerin taleplerini değerlendirip diyalog ve müzakere yoluyla sorunu çözmek yerine ısrarla tehlikeli tutumunu sürdürdüğünü vurgulayan eden, “İktidarın çözümsüzlükte ısrar eden tutumu nedeniyle bugün sürdürülen açlık grevlerinin ölümlerle sonuçlanma riski çok yüksektir” dedi.
Açlık grevindeki tutuklu ve hükümlüler için ‘kritik’ denilen eşiğin çoktan aşıldığını vurgulayan İhsan Nergiz, “Söz konusu olan insan yaşamıdır ve geçmişte yaşadığımız acıların tekrarlanmaması için başta AKP hükümeti olmak üzere Adalet Bakanlığı’na büyük sorumluluk düşmektedir. Tutuklu ve hükümlülerin talepleri en kısa sürede değerlendirilerek sorun diyalog ve müzakere yoluyla çözülmelidir” diye konuştu.
Açıklamaın ardından Adalet Bakanlığı’na, açlık grevlerinin önlenmesi için faks gönderildi
T.C.
ADALET BAKANLIĞI’NA
ANKARA
Cezaevlerinde 12 Eylül 2012 tarihinde başlatılan açlık grevlerinin 57. gününe geldiğimiz bugün, artan ölüm riskleri karşısında büyük kaygı duymaktayım.
12 Eylül 2012 tarihinde süresiz/dönüşümsüz açlık grevine başlayanlar başta olmak üzere, yüzlerce tutuklu ve hükümlü için artık “Kritik” denilen eşiğin çoktan aşıldığı günleri yaşıyoruz. Geçen her an bizleri biraz daha ölümlere ve telafisi imkansız süreçlere yaklaştırıyor.
Söz konusu olan insan yaşamıdır. Ölüm ve kalıcı sakatlıkların oluşmaması ve sorunun çözümü için başta AKP Hükümeti olmak üzere Adalet Bakanlığı’na büyük sorumluluk düşmektedir.
Tutuklu ve hükümlülerin taleplerinin en kısa sürede değerlendirip sorunun diyalog ve müzakere yoluyla çözülmesi için gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim.
07/11/2012
Adı ve Soyadı
SUSMAK ÖLÜME ORTAK OLMAKTIR
Bilindiği gibi 1980 yılından bu yana Türkiye cezaevlerinde 144 kişi açlık grevleri ve ölüm oruçları nedeni ile yaşamını yitirdi. Bu durum toplumun vicdanında derin yaralar açmıştır.
Cezaevlerinde 12 Eylül 2012 tarihinde başlatılan açlık grevlerinin 57. gününe geldiğimiz bugün, artan ölüm riskleri karşısında hepimiz kaygı duymaktayız. Üstelik 5 Kasım 2012 tarihi itibarıyla açlık grevine katılanların sayısı onbini geçmiştir.
İktidarda bulunan AKP ise tutuklu ve hükümlülerin taleplerini değerlendirip diyalog ve müzakere yoluyla sorunu çözmek yerine ısrarla tehlikeli tutumunu sürdürüyor. AKP İktidarının çözmümsüzlükte ısrar eden tutumu nedeniyle bugüm sürdürülen açlık grevlerinin de 1982-2007 yılları arasında olduğu gibi ölümlerle sonuçlanma riski çok yüksektir.
12 Eylül 2012 tarihinde süresiz/dönüşümsüz açlık grevine başlayanlar başta olmak üzere yüzlerce tutuklu ve hükümlü için artık “Kritik” denilen eşiğin çoktan aşıldığı günleri yaşıyoruz. Geçen her an bizleri biraz daha ölümlere ve telafisi imkansız süreçlere yaklaştırıyor.
Şüphesiz ki insanım diyen herkesi derinden endişelendiren bu sürecin tek bir can kaybı olmadan, tek bir kalıcı sakatlık olmadan sonlanmasının insani ve vicdani sorumluluğu insanım diyen herkesin omuzlarındadır.
Açlık grevleri siyasi ve insani taleplerle yapılmaktadır. Siyasi ve insani taleplerin, yine siyasi ve insani diyaloglarla çözümlenmesi yerine sorunu ifade eden insanları ölüme sürüklemek veya sürüklenmesine seyirci kalmak, onarılması imkansız derin yaralar açacaktır.
Söz konusu olan insan yaşamıdır ve geçmişte yaşadığımız acıların tekrarlanmaması için başta AKP Hükümeti olmak üzere Adalet Bakanlığı’na büyük sorumluluk düşmektedir.
Tutuklu ve hükümlülerin talepleri en kısa sürede değerlendirilerek sorun diyalog ve müzakere yoluyla çözülmelidir
ÖLÜM DEĞİL YAŞAM
ANTALYA EMEK VE DEMOKRASİ GÜÇLERİ