Emek ve Demokrasi Güçleri Gezi Parkı Direnişi eylem ve etkinlikleri ile ilgili ülke genelinde sürdürülen baskı, gözaltı ve tutuklamaları protesto etti.
Emek ve Demokrasi Güçleri Gezi Direnişi tutuklamalarını yaptığı bir yürüyüş ve basın açıklaması ile protesto etti. Kapalıyol Halk Bankası önünde toplanan Emek ve Demokrasi Güçleri “Baskılar Bizi Yıldıramaz” “Gözaltılar, tutuklamalar, baskılar bizi yıldıramaz” sloganlarıyla Cumhuriyet Meydanı’na yürüdü.
Burada gerçekleştirilen basın açıklamasında Gezi direnişine dönük şiddetin tüm hızıyla devam ettiği vurgulandı. İktidarın 1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanmasını yoğun polis şiddetiyle engellemesinin inşaat ya da çukurdan ötürü olmadığının açığa çıktığının belirtildiği açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Hiçbir eleştiriye tahammül bile göstermeyen, antidemokratik, baskıcı, ceberrut yüzü iyice açığa çıkan AKP iktidarı halka karşı suç işlemeye devam etmektedir. Bizler Türkiye halkının hak,adalet,özgürlük ve demokrasi mücadelesinin en köklü emek ve demokrasi güçleri olarak, AKP iktidarının despotik bir rejim oluşturma yönündeki bu saldırganlığının durdurulmasını, bugünün en yakıcı demokratik görevi olduğu kanısındayız.”
Tutuklama, gözaltı ve aramalar ile TMMOB ve diğer kitle örgütlerine ilişkin tutumların hukuksuzluğun ve adaletsizliğin tescili olduğunun kaydedildiği açıklamada, “Akan kan ve gözyaşı durdurulmalı, halk direnişinin meşru hak, adalet ve özgürlük talepleri karşılanmalıdır” denildi.
BASKI VE ŞİDDETE KARŞI DİRENECEK, HAKSIZ ARAMA, GÖZALTI VE TUTUKLAMALARA GEÇİT VERMEYECEĞİZ!
1 Mayıs 2013’te başlayan şiddet, bugün Gezi Parkı eylemlerinde devam etmektedir. Gezi Parkı sürecinde görülmektedir ki, iktidarın 1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanmasını engelemesi, inşaat ya da çukur gerekçesiyle değil tamamiyle siyasidir. Hiçbir eleştiriye bile tahammül göstermeyen, antidemokratik, baskıcı, ceberrut yüzü iyice açığa çıkan AKP iktidarı halka karşı suç işlemeye devam etmektedir.
İktidar yavuz hırsız ev sahibini bastırır misali, kendi suçlarını örtmeye çalışmaktadır. Anayasa ve Uluslararası Sözleşmelerden doğan en temel, demokratik haklarını kullanan halkı suçlamaya, yargılamaya çalışmaktadır.
Taksim Gezi Parkı’nın ranta kurban edilmesine karşı gelişen yurttaş duyarlılığını polis terörü ile bastırmaya kalkışan AKP iktidarı Türkiye halkının vicdanının, hak ve adalet arayışının güçlü duvarına çarptı.
Halkın vicdan, hak ve adalet direnişiyle sarsılan iktidar, halkın büyük direnişini kıramayınca, çevre duyarlılığına indirgemeye, yaygın polis terörü ve despotik yönetim tarzına karşı halk tepkisini gayrı meşru hale getirmeye girişti.
Halk direnişinin simgesi haline gelen Gezi Parkı ve Taksim Meydanı iktidarın polisi tarafından kimyasal gazlar ve sıvılarla işgal edildi. Bu da yetmezmiş gibi başta Kızılay olmak üzere ülkenin dört bir yanında kentlerde Dünya’nın gözü önünde ölçüsüz polis şiddeti yaşandı. İnsanların kaybettikleri dostlarını uğurlamak için yapacakları anma törenine dahi korkunç bir polis saldırısı yapıldı.
Çocuklar ve yaşlılar tüm insani değerler ayaklar altına alınarak gaza boğuldu, hırpalandı.
Halk muhalefetine sahip çıkan milletvekilleri, uluslararası gözlemciler gazlandı, coplandı.
İktidar halkın bu onurlu tepkisine devlet terörüyle karşılık verme yolunu seçti. Hak ve adalet isteyen insanlarımız öldürüldü, onlarcası sakat bırakıldı, binlercesi yaralandı. Bu süreçte Mehmet AYVALITAŞ, Abdullah CÖMERT, Ethem SARISÜLÜK, Mustafa SARI ve Ali İsmail KORKMAZ katledilmişlerdir. Anıları mücadelemize ışık tutacaktır.
Ancak özgürlük ve saygı isteyen halkımız, iktidarın tüm vahşi saldırganlığına inançla, onurla, kararlılıkla, zekayla, aşkla karşı koymayı sürdürüyor. Özgürlük ve onurun, hakkın ve adaletin direnişi büyüyor, tüm Türkiye’yi sarıyor, AKP iktidarını sarsıyor.
Gezi Direnişiyle birlikte; Toplum üzerindeki ölü toprağını atarak, yeniden yaşama müdahil olmuştur. Biz halkız, yeniden doğarız ölümlerden diyerek, yok sayılan, bastırılan, susturulan kitlelerin öfkesinin alanlara yansıdığına tanık olmaktayız. Gezi direnişiyle birlikte artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Halk Korku duvarını çoktan yıktı. Ezme ve ezilme ilişkileri var olduğu sürece, güneşin ve ateşin çocuklarıda var olacaktır.
Bizler Türkiye halkının hak, adalet, özgürlük ve demokrasi mücadelesinin en köklü emek ve demokrasi güçleri olarak, AKP iktidarının despotik bir rejim oluşturma yönündeki bu saldırganlığının durdurulmasını, bugünün en yakıcı demokratik görevi olduğu kanısındayız. Gerek tutuklama, gözaltı ve aramaların niteliği ve gerekse TMMOB ve diğer kitle örgütlerine ilişkin tutumlar hukuksuzluğun ve adaletsizliğin tescilidir.
Halkımıza adeta savaş açan gerçek suçlu ve sorumlular yargılanmalı, Gezi Direnişiyle ilgili olarak bugüne kadar gözaltına alınanlar hemen serbest bırakılmalıdır.
Akan kan ve gözyaşı durdurulmalı, halk direnişinin meşru hak, adalet ve özgürlük talepleri karşılanmalıdır.
ANTALYA EMEK VE DEMOKRASİ GÜÇLERİ