
Öğretmenlik Meslek Kanunu Tasarısı’nın TBMM Genel Kurulu’na getirilmesine yönelik olarak Eğitim Sen Antalya Şubesi basın toplantısı düzenledi.
Şube Binasında düzenlenen basın toplantısında konuşan Şube Sekreteri Güneş Adsız, Öğretmenlik Meslek Kanunu Tasarısı, eğitim emekçilerinin ve alanda örgütlü sendikaların tamamına yakınının eleştirilerine ve karşı çıkmasına rağmen 1 Şubat Salı günü TBMM Genel Kurulu gündemine getirilmesine yönelik ülke genelinde eylem ve etkinlikler düzenleyeceklerini söyledi.
ÖĞRETMENLİK MESLEK KANUNU TASARISI DERHAL GERİ ÇEKİLMELİDİR!
Öğretmenlik mesleği gibi 18 milyon öğrencinin eğitim hakkını, kamu özel ayırt etmeksizin bir milyonu aşkın öğretmenin çalışma koşullarını ve özlük haklarını düzenlemesi gereken Öğretmenlik Meslek Kanunu Tasarısı, eğitim çalışanlarının ve sendikaların tamamına yakınının eleştirilerine rağmen TBMM Genel Kurulu gündemine getirilmeye çalışılmaktadır.
Eğitim sisteminin en önemli unsurlarından birisi olan öğretmenlik mesleği gibi önemli bir konunun birkaç kanun maddesi üzerinden büyük ölçüde statü farklılaşması ve maaş artışına indirgenmesi doğru bir uygulama değildir. Ülkemizde bulunan bütün meslek kanunları, kamu özel ayrımı yapmaksızın ilgili mesleğe ilişkin düzenlemeler içerirken, Öğretmenlik Meslek Kanunun sadece kamuda çalışan öğretmenlere yönelik sınırlı düzenlemeler içermesi büyük bir eksikliktir.
Tasarıda uzman öğretmen ve başöğretmenlerin görev, yetki ve sorumlulukları diğer öğretmenlerden ayırt edilemediği için eşit işe eşit ücret ilkesi ihlal edilmektedir. Aynı işi yapan öğretmenlerin statü farklılıkları üzerinden ayrıştırılması, hatta kendi içinde bölünmesi işyerinde çalışma barışının bozulmasına neden olacak, eğitim sistemi bu durumdan kaçınılmaz olarak olumsuz etkilenecektir.
Öğretmenler arasında halen var olan sözleşmeli, kadrolu, ücretli öğretmen ayrımlarına yenilerini ekleyerek eğitim sisteminin rekabetçi ve eleyici yapısına öğretmenler de dahil edilmektedir. Yıllardır eğitim sisteminin ve öğrencilerimizin mecbur bırakıldığı sınav merkezli eğitim uygulamasına öğretmenlerin de katılmak istemesi, aynı işi yapan öğretmenlerin farklı statü ve maaş uygulaması üzerinden bölünmesi ve ayrıştırılması kabul edilemez bir durumdur.
Tasarıda aday öğretmenlere yönelik adaylık sınavının kaldırılması bir müjde olarak sunulurken, sınavın işlevinin Adaylık Değerlendirme Komisyonu’na devredilmesi, atamalarda yoğun olarak gündeme gelen mülakat-torpil uygulaması ve güvenlik soruşturması üzerinden çok sayıda mağduriyetin ortaya çıkmasına neden olacaktır.
Kanun tasarısı hazırlanırken Türkiye’nin onayladığı, ILO-UNESCO ortak belgesi olan Öğretmenliğin Statüsü Tavsiye Kararı yok sayılmıştır. 5 Ekim 1966 yılında kabul edilen ve Türkiye tarafından da onaylanan Tavsiye Kararı öğretmenlerin toplumsal statüsüne yönelik olarak bugüne kadar atılmış en önemli ve kapsamlı adımdır. TBMM gündeminde olan mevcut kanun tasarısı sınırlı içeriği ile Öğretmenlik Meslek Kanunu niteliği taşımamaktadır.
Eğitim çalışanlarının bilgisi ve önerileri dışında hazırlanan, onların haklarını ve taleplerini içermeyen Öğretmenlik Meslek Kanunu Tasarısı derhal geri çekilmelidir. Bir meslek kanunu hazırlanacaksa “Öğretmenlerin Statüsü Tavsiye Kararı” temel alınmalı, sadece öğretmenlerin değil tüm eğitim emekçilerin hakları ve taleplerini güvence alına alan yeni bir düzenleme yapılmalıdır.
Öğretmenlik Meslek Kanunu Tasarısı, eğitim emekçilerinin ve alanda örgütlü sendikaların tamamına yakınının eleştirilerine ve karşı çıkmasına rağmen 1 Şubat Salı günü TBMM Genel Kurulu gündemine getirilmesinden dolayı genel merkezimiz Öğretmenlik Meslek Kanunu Tasarısı’nın TBMM Genel Kurulu’na getirilmesine yönelik olarak, ülke çapında aşağıda belirtilen eylem ve etkinliklerin yapılmasını kararlaştırmıştır;
- 28 Ocak Cuma günü, şube binalarımıza “Öğretmenlik Meslek Kanunu Tasarısı Geri Çekilsin” pankartının asılması
- 28 Ocak Cuma günü, ekte gönderdiğimiz metnin TBMM Başkanlığına, AKP ve MHP Grup Başkanlıklarına, fakslanması,
- 28 Ocak 2022 tarihinden itibaren Öğretmenlik Meslek Kanunu Tasarısı’na ilişkin ekte belirtilen talepler kullanılarak kısa videoların çekilip genel merkeze gönderilerek sosyal medya hesaplarımızda yayınlanması,
- 31 Ocak Pazartesi günü saat 11,00 den itibaren içeriği sonradan bildirilecek olan hashtag çalışması yapılması,
- 31 Ocak Pazartesi günü, Genel Merkez tarafından 1 Şubat alan eylemlerine ilişkin tüm sendikaların ve eğitim emekçilerinin tepkisini göstermek adına ortak eylem çağrısı yapılması,
- 1 Şubat Salı günü, alanlarda olunması
………..………………………. BAŞKANLIĞI’NA
ANKARA
Öğretmenlik Meslek Kanunu tasarısında öğretmenlerin nitelikleri ve seçimi başta olmak üzere oluşturulan komisyonlar, önerilen eğitim sertifika programları pek çok belirsizlik taşımakta ve bunların belirlenmesi Milli Eğitim Bakanlığı’na bırakılmaktadır. Bu durum anayasaya aykırı olarak yasama yetkisinin yürütmeye devredilmesi anlamına gelmektedir.
Eğitim sisteminin en önemli unsurlarından birisi olan öğretmenlik mesleği gibi önemli bir konunun birkaç kanun maddesi üzerinden büyük ölçüde statü farklılaşması ve maaş artışına indirgenmesi doğru bir uygulama değildir. Ülkemizde bulunan bütün meslek kanunları, kamu özel ayrımı yapmaksızın ilgili mesleğe ilişkin düzenlemeler içerirken, Öğretmenlik Meslek Kanunun sadece kamuda çalışan öğretmenlere yönelik sınırlı düzenlemeler içermesi büyük bir eksikliktir.
Öğretmenler arasında halen var olan sözleşmeli, kadrolu, ücretli öğretmen ayrımlarına yenilerini ekleyerek eğitim sisteminin rekabetçi ve eleyici yapısına öğretmenler de dahil edilmek istenmektedir. Yıllardır eğitim sisteminin ve öğrencilerimizin mecbur bırakıldığı sınav merkezli eğitim uygulamasına öğretmenlerin de dahil edilmesi, aynı işi yapan öğretmenlerin farklı statü ve maaş uygulaması üzerinden bölünmesi ve ayrıştırılması mesleki bir statüye denk düşmemektedir.
Tasarıda aday öğretmenlere yönelik adaylık sınavının kaldırılması ve sınavın işlevinin Adaylık Değerlendirme Komisyonu’na devredilmesi, atamalarda yoğun olarak gündeme gelen çok sayıda mağduriyetin bir benzerinin bu konuda da ortaya çıkmasına neden olacaktır.
Bir meslek kanunu hazırlanacaksa, ILO-UNESCO ortak belgesi olan “Öğretmenlerin Statüsü Tavsiye Kararı” temel alınmalı, sadece öğretmenlerin değil tüm eğitim emekçilerinin hakları ve taleplerini güvence altına alan bir düzenleme yapılmak üzere eğitim alanında ki tüm çevrelerin görüş ve önerilerinin alınacağı yeni bir süreç başlatılmalıdır.
Eğitim çalışanlarının bilgisi ve önerileri dışında hazırlanan, onların haklarını ve taleplerini içermeyen Öğretmenlik Meslek Kanunu Tasarısının geri çekilmesini talep ediyor ve bu talepler doğrultusunda karar almanızı bekliyoruz.