Devrimci Gençlik Hareketi’nin liderlerinden Deniz Gezmiş ile arkadaşları
Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın asılarak idam edilmelerinin 40’ncı yılında bir araya Emek ve Demokrasi Güçleri bir anma etkinliği düzenledi.
İdam edilişlerinin 40. yılında Deniz Gezmiş ve arkadaşları Antalya Emek ve Demokrasi Güçleri tarafından düzenlenen bir etkinlikle anıldı. Kapalı Yol Halk Bankası önünde toplanarak Attalos Heykeli önüne kadar “Şimdi Deniz Olunmalı” “Devrim Şehitleri Ölümsüzdür” “Denizlere Sözümüz Devrim” “Faşizme Karşı Omuz Omuza” sloganları ile yüzlerce kişi yürüdü.
Anılarına yapılan 1 dakikalık saygı duruşunun ardından basın açıklamasıi şiir ve müzik etkinliği ile anma sona erdi
DEĞERLİ BASIN EMEKCİLERİ, ONURLU DEMOKRATİK KİTLE ÖRGÜTÜ YÖNETİCİLERİ, SAVAŞSIZ SÖMÜRÜSÜZ BİR DÜNYA KURULMASI İÇİN MÜCADELE EDEN SİYASİ PARTİLERİN YÖNETİCİLERİ. SAVAŞA VE SÖMÜRÜYE KARŞI DENİZ VE YOLDAŞLARININ YOLUNDAN YÜRÜYEN GENÇLİK ÖRGÜTÜ YÖNETİCİLERİ; UNUTMAYACAĞIZ UNUTTURMAYACAĞIZ DİYEREK ANMAMIZA KATILAN DOSTLAR MERHABA SİZLERİ 6 MAYIS’ TA KARANLIĞI YIRTARCASINA HAYKIRAN O YİĞİT YOLDAŞLARIN SESİNDEN ALDIĞIMIZ ÇOŞKU İLE SELAMLIYORUZ.
BAĞIMSIZLIK, ÖZGÜRLÜK, ÖZLEMİ: DEVRİM VE SOSYALİZM GİBİ DENİZLER DE YAŞAMAYA DEVAM EDİYOR!
DOSTLAR; İnsanlar tarihsel olayları simgeler ve ona bağlı kavramlarla anlamaya, anlatmaya ve yaşatmaya çalışırlar. 6 Mayıs 1972’de idam edilen Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan, Türkiye devrimci hareketi için sadece; bir tarihi değil aynı zamanda bu günü ve geleceği ifade etmektedir. Sadece simgelerle Denizleri anlamaya ve yaşatmaya çalışmak, her parka giyeni ve her birinci sigarası içeni devrimci yapardı. Ya da idam sehpasına çıkarak, “yaşasın Türk ve Kürt halklarının kardeşliği,” “yaşasın tam bağımsız demokratik Türkiye” diye haykırmaları soyut ve kendi başına bir ‘kahramanlığın’ değil, esas olarak ta işçilere emekçilere ve onların davalarına olan bağlılıklarının bir ifadesidir.
Çağımız elbette kahramanlar çağı değildir. Çağımız; emperyalizm ve proleter devrimler çağıdır. Bu gün ezilen sömürülen halkları kurtaracak olan güç de kendi kollarıdır. Kurtuluş yolunda birlik ve mücadelesidir. Ancak; gerek ulusal gerekse de sınıfsal her mücadele kendi militanını ve önderini yaratır. Sınıfı ve halkı ile bütünleşmiş, kendisini sınıflar mücadelesinin bilimsel yasaları ile donatmış önderler de tek başlarına değil, parti ya da örgütleri üzerinden bu misyonunun gereğini yerine getirmektedirler. Yaşadığımız ve yakın tarihimiz bu gerçekliğe dolaysız örnekler sunmaktadır.
DOSTLAR yine belirtmek gerekir ki: Dünya tarihine evrensel bir gençlik hareketi olarak geçen ve hiçbir iktidarın tarihten silemeyeceği kadar etkili olan 1968 hareketi, Amerikan üniversite gençliğinin, Vietnam savaşına karşı çıkan eylemleriyle başlamış ve oradan Avrupa’ya sıçramış, “üniversite reformu” ve gençlerin güvenli bir gelecek için iş ve özgür bilim ortamını savundukları, kurulu sisteme tepki olarak gelişen eylemler, ülkelerin özelliğine göre de biçimlenmiştir. Denizlerin katledilişinden bu yana 40 yıl geçti. 21.yüzyılın bu ilk çeyreğinde Irak ve Afganistan işgalleri gerçekleşti ve devam ediyor. Filistin halkına yönelik yapılan katliam hala sürüyor. Iran ve suriyeye yonelik isgal politikalari tum hiziyla devam ediyor. 68 döneminde Denizleri mücadeleye iten koşullar bugün daha da yakıcı ve sıcak bir şekilde sürüyor.
Genç Dostlar Denizleri yaşatmak sadece 6 Mayıs’da anarak değil ama, onların mücadelelerini sağlık ve eğitimdeki kesintilere karşı eylemlerde yer alarak, işçilerin emekçilerin hakları için gittikleri grevleri destekleyerek, savaş ve işgal politikalarına karşı gösterilerde yer alarak sürdürülebilir. Denizleri anmak ve yaşatmak ancak ve ancak, milyonlarca emekçinin mücadelesiyle kazanılan hakları savunarak, emperyalist işgal politiklara karşı halkların kardeşliğini haykırarak, ezilen, sömürülen tüm emekçilerle birlikte, kol kola örgütlenerek, mücadele ederek sağlanabilir.” İşte; denizleri anmak ve yaşatmak, onların ideallerini kavramaktan ve kendilerini adadıkları bağımsızlık, demokrasi ve özgürlük mücadelesinin bu gün öne çıkan ihtiyaçlarına bağlanmaktan ve onları yerine getirmek için seferber olmaktan geçer.
68’in 3 yiğit gençlik önderi, bugün ülkenin dört bir tarafında yapılan etkinliklerle anılıyor. Öğrenci gençlik mücadelesine önderlik eden, sonrasında işçilerin, köylülerin insanca bir yaşam davasının parçaları haline gelen 3 gençlik önderi, bugün bizlerin mücadelesine de ışık oluyor. Denizleri idam edenler, “ibret olsun ve bir daha yapmasınlar” diyerek aldılar bu kararlarını, ancak Türkiye gençliği ve halkaları, 6 Mayıs 1972’den günümüze dek sürdürdüğü mücadelesinin bayrağı haline getirdi Denizleri. Bugün Anadolu topraklarında süren her gençlik mücadelesinin, YGS eylemlerinde sokaklara dökülen liselilerin, YÖK’e karşı mücadele eden üniversitelilerin, işsizliğe karşı birleşme girişimlerinde olan işçi-işsiz gençlerin ve eşit haklara dayalı bir barış ve kardeşlik için ayakta olan Kürt gençlerinin mücadele bayrağı, Denizlerden devraldıkları bayrak olmaya devam ediyor.”
ABD emperyalizmi dünya halklarını, AKP gericiliğinin de Türkiye halklarını bölerek ve ırkcılığı körükleyerek yönetmeye çalıştığı açıktır. Bizler de DENİZLERİN şahsında Türk-Kürt halkının birliğini ve kardeşliğini savunarak ve sağlayarak bu baskı ve sömürü düzeninin çarkını bozacağımıza ve savaşsız, sömürüsüz bir dünyayı kuracağımıza inanıyoruz.
İşte bundan dolayıdır ki, Denizlerin sadece 24 olan yaşları değil, umutları, idealleri ve davalarına olan bağlılıkları hala gençtir. Ve onun içindir ki, son değil ama solmayan sözleri gibi, devrimde, sosyalizmde, barış da, kardeşlikte ve özgürlükte sadece kavram olarak değil, bir meşale olarak yolumuzu aydınlatmaya devam ediyor.
Yolumuzu aydınlatmaya idam karsısın da aldıkları baş eğmez tutumları halka bağlılıkları ile İdam sehpasına başı dik yürüyenleri cellâdın elinden almak için kendini feda eden eylemler planlayan Mahirlerin, Sinanların ve dünyanın dört bir yanında idamların durması için çabalayan güzel insanların bize bıraktığı mücadele birliği, İbrahimlerin ser veren sır vermeyen direngenliği, Mazlum Doğanların Kendileri hücrede olsalar bile Nevroz ateşin tutuşturma cesaretleri ve tutumları yolumuzu aydınlatmaya devam ediyor
Yaşasın tam bağımsız Türkiye!
Yaşasın Marksizm-Leninizmcin yüce ideolojisi!
Yaşasın Türk ve Kürt halklarının kardeşliği!
Yaşasın işçiler, köylüler!
Kahrolsun emperyalizm!