
Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunun üzerinden 91 yıl geçti.
Ne diyelim Türkiye’nin Demokrasisini savunanlara gelsin bu yazım.
Cumhuriyeti ve demokrasiyi çok seven ; Devlet gücünü elinde tutan unsurlar, “cumhuriyet”e sahip çıktı.
Devlete ait olan tüm kamu kurumları “zarar etti” gerekçesiyle yandaşlara peşkeş çekildi. Tebaa, Camlarına ülke bayrağı astı.
Bankalar hortumlanırken, örtülü ödenekten kamu yağmalanırken “Vatandaş Türkçe konuş”tu.
Aleviler; Maraş’ta, Çorum’da, Sivas’ta Alevi oldukları için yakılıp öldürülürken “İslam hoşgörü diniydi”.
Laik Devletin derslerinde Hanefi mezhebi zorla eğitiliyor, küçük kız çocuklarımız artık geleceğe başı kapalı bakıyordu.
Ayakkabı kutularında milyonlarca lira para “saklanırken” , halk yapılan duble yolları sevinçle karşılıyordu.
Sırf Kürt olduğu için öldürülen, kaybedilen; her şey olup Kürt olamayan bir kadim halkın talepleri görmezden geliniyor, “Yeni Türkiye”nin kalan yeşillikleri AVM yapılmak üzere yıkılıyordu.
Devlet dersinde öldürülen çocuklara şiirler yazılan bir ülkedir bu memleket. “Ama öldü efendim” acımasızlığıyla büyüyüp gelişen bir cebberruttur bu cumhuriyet. Çocuk bedeninde, yaşından fazla kurşun çıkarılan “Uğur”suz bir demokrasidir bu cumhuriyet.
Fabrikalarında, Madenlerinde, İnşaatlarında binlerce işçimizi köle olarak çalıştırıp “iş kazası” olarak öldüren zihniyet, cumhuriyetin yegane bekçisidir. “Emri ben verdim” diyendir cumhuriyet. Kendinizi sakın kandırmayın ey halk! Siz ne öncesinde ne de sonrasında iktidar olmadınız.