20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’nde çocuk haklarına dikkat çekmek amacıyla Eğitim Sen Şubesi bir basın toplantısı düzenledi. Şube Sekreteri Hüseyin Karabulut yaptığı açıklamanın ardından okudu. Ortaokul öğrencisi Baver Ömer Aydın’da çocuk hakları sözleşmesinden kaynaklanan haklar ilişkin bir yazı okudu.

Merhaba, hoş geldiniz;

Ben çocuğum. 18 yaşına kadar bir çocuk olarak vazgeçilmez haklara sahibim.

Çocuk hakları beyaz çocuk, kara çocuk, kız çocuk, erkek çocuk fark etmez. Doğduğumuz yer, konuştuğumuz dil de fark etmez. Herkes için geçerlidir.

Büyüklerimizin inançlarının, görüşlerinin farklı olması yüzünden çocuklara ayırım yapılamaz. Ama ne yazık ki ülkemizde konuştuğu dilden dolayı, ailesinin köklerinden dolayı çocuklar aşağılanıyor.

Büyüklerin, çocuklarla ilgili bütün yasalarda, bütün girişimlerde önce onların yararını düşünmesini gerekiyor. Büyükler çocuklarla ilgili ödevini yapmıyorsa devletin çocuklara bakması ve koruması isteniyor ama büyükler hep kendini düşünüyor. Devleti de zaten onlar yönetiyor.
Çocuk Hakları Sözleşmesinde isteklerimi ve düşüncelerimi seçtiğim bir yolla açıklayabileceğim, resmini çizebileceğim veya yazabileceğim, arkadaşlarımla barış içinde toplanabileceğim, dernekler kurabileceğim ve kurulu derneklere üye olabileceğim söyleniyor.
Biz çocukların düşüncelerini geliştirmeleri ve istedikleri dini seçmeleri hakkına saygı gösterilmesi vurgulanıyor ama ülkemizde ilkokul çocuklarına bile belli bir din ve mezhep zorla öğretiliyor.
Hiç kimse unutmamalı ki çocuklar onurlu ve saygın birer insandır. Hiç kimse onların onurlarını kıramaz, onları küçük düşüremez, yaşadığı konut ve kurumundaki özel yaşantısına karışamaz.
Özürlü çocuklar özel olarak korunurlar ve kendilerine yeten saygın birer insan olmaları sağlanır, devlet onların bakımları, eğitimleri ve iş sahibi olmaları için gerekli kurumları oluşturur, ailelerine her türlü yardımı yapılır deniliyor ama devlet sağlıklı çocukları bile korumuyor.
Sağlığım ve hastalıklardan korunmam devletin ve toplumun güvencesi altındadır. Bunun için beslenmeme, aşılarımın yapılmasına, çevrenin temizliğine dikkat edilir. Hastalanırsam tedavi edilirim. Bütün çocukların sağlıkları, eğitim hakları, beslenme ve bakımları güvence altına alınır. Halbuki hastanelerde rehin kalan ve yoksul oldukları için ölümü bekleyen çocukları herkes biliyor.

İlköğretim herkes için parasızdır, kız olsun, erkek olsun her çocuk için zorunludur. Pekiyi ülkemizde, dünyamızda bu durum böyle mi?
Ben çocuğum. Büyükler gibi bir işte çalışamam. Ben okula gider ve oynarım. Eğer çalışmak zorunda kalırsam yapacağım iş eğitimime engel olmamalı, sağlığımı bozmamalı ama ne kadar çok çocuğun zor ve tehlikeli işlerde çalıştığını, eğitim hayatından uzaklaştığını hepimiz biliyoruz.
Bedenleri çocuklara aittir. Onları bedensel ve ruhsal yönden örseleyecek hiçbir yaklaşıma izin verilemez fakat çocuk yaşta gelin olanlar ve töre cinayetlerine kurban edilen çocuklar karşısında hepimiz sessiz kalabiliyoruz.
İnsanların birbirlerini öldürmesi kötüdür. Savaş insanların birbirlerini öldürmesidir. Çocuklar savaştan korunmalıdır. Ama ülkemizin etrafındaki coğrafyada ve hatta ülkemizde savaştan Arap, Kürt ve Ezidi çocukların katledilişine de maalesef seyirci kalabiliyoruz.
Umutsuz değilim, inanıyorum ki biz büyüdüğümüzde bu sorunların büyük bölümünü ortadan kaldıracağız. Tüm arkadaşlarımın, tüm çocukların gününü kutluyorum.

Ömer Baver AYDIN

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here