Bugün Baro’da çay içtik…

Sohbet ettik… İster istemez konu ne olacak bu avukatlığın, avukatların, baroların, birliğin hallerine temas etti…

Dün bir meslektaşımız daha tutuklanmış.

Av. Mehmet Ali Kodan, yöneltilen suçlama kabul etmediği by lock kullanımı…

Yaklaşık 15’i tutuklu 50 civarında meslektaşımız hakkında soruşturma olduğu, bu arada eski Baro Başkanımız Av.Gürkut Acar hakkında çıkan söylentinin doğrulanmadığı söylendi…

Hafta başında göz altına alınan Stj.Avukat Furkan Açıkgöz halen mahkemeye çıkarılmayı beklerken göz altı süresi uzatılmış…

Genç yaşlı, çiçeği burnunda avukatlar mesleklerinin kurbanı edilmeye devam ediliyor, yasal etkinliklerde yer almaları sorgulanmalarına neden oluyor, töhmet altında bırakılmaktan çekinilmiyor…

Birkaç gün önce de İstanbul’da 14 avukat tutuklandı… KHK mağduru, işlerine iadeleri için açlık grevine devam eden Nuriye ve Semih’in avukatları olarak savunma yapamadılar… Antalya Baro Başkanı ile birlikte bir kaç Baro Başkanı dayanışma dediler, savunmanın hakkını savundular…

Baş edilemeyen, husumet beslenen, işaret edilen herkes hedefte…
Dolayısıyla hedefte avukatlar olması da kaçınılmaz görünüyor…
Zira sorun iktidarın hedefinde olmakla kalmıyor…
Hedeftekinin hukukunu savunmak da suçlanmak için yeterli hale gelmiş durumda…
Oysa hak ve özgürlüklerin hukuku sınırlandırılamaz.
Kimlik tanımaz, ırk tanımaz, inanç ayrımı yapmaz, evrenseldir…Bu nedenle gerçeğin, haklının, sindirilmek, güdülmek istenenin hukuku asla hasır altı edilemez…

Onun için Avukatların, Baroların ve Birliğin temel sorunu devlet katında haklı/haksız suçlanan,eziyete maruz bırakılan yurttaşının/meslektaşının hukukuna/haklarına ayrımsız, kayıtsız, şartsız sahip çıkabilmesidir…
Aynalarla barışık olabilmek en iyisidir…

Sonra, Baro’da içtiğimiz çay bize bir gerçeği daha öğretti;
Bekleyen her şey soğur, acır ve bayatlar.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here