
Haziran Direnişinin 1.yılı tüm yurtta çeşitli etkinliklerle sürdü.
Geçen yıla nazaran birçok şehirde katılım daha azdı belki de ama insanların içindeki umut ve öfke daha da yükselerek meydanlara taşmıştı. Taksim’de ve birçok şehirde polis yine olağanüstü hal ilan ederken, birçok arkadaşımız gözaltına alındı. Gezi Parkında başlayıp Tüm Türkiye’yi saran direniş dalgası milyonları yeniden sokağa döktü.
Yıllardır ayrıştırıcı taraflarıyla tanıdığımız İp çevresi, Geçen yıl gezide yer alırken bu yıl hiçbir yerde yoktu. Zaman zaman Aydınlık’ta AKP’ye selam çakan Aydınlık yazarları ve başta Perinçek zaten geçtiğimiz yıllarda gösterdikleri şoven yaklaşımlarını yeniden gösterdiler.
Hapisten çıktı. Çıkar çıkmaz da Cemaatlerin Tarikatların kökünü kazıyacağız dedi. Doğu Perinçek. Hapisten çıkmanın pazarlığını ortaya döktü, bir taraftan da, Yıllarca Solu karalayan, Solcuları, Danıştay’ı hedef gösteren, Atatürk için de Olmasaydı da olurduk diyen Akit Gazetesine röportaja verdi. Bir nevi pazarlığı anlattı bu sahte Kemalist arkadaş. Çıkarken yaptığı güzellemeyi bir kenara attı ve çıkmasını sağlayan AKP’ye sizinle birlikte cemaatlerin kökünü kazıyacağız diyerek desteğini gizlemedi. Birçok yerde seçimlerde oy bölmeye yönelik tavır da sergiledi zaten. Bu da AKP’ye nasıl yedeklendiğinin göstergesi oldu sanırım. Şimdi bu pazarlık sonucunda yoluna devam ediyor bu zat, İşçi Partisi Soma’da yoktu, Uğur Kurt öldürüldü Cem Evi bahçesinde, Alevilere olan tutumuyla Alevi Dernekleri karşısına kendi alevi derneklerini kuran bu zihniyet yine alanda yoktu ki, Başbakanın Ali ‘siz Alevi sözüne de destek olmaktan uzak durmuyor. Yaptığı açıklamada da kışkırtma olduğu iddiasında bulunuyor ki bu da Erdoğan’ın Polis sabır gösterdi sözünü destekledi ve daha beklenen birçok yedekleme var. Hapisten bir pazarlıkla çıkan Perinçek bir nevi içinde bir Erdoğan’la çıktı.
Zaten geçen Temmuz’da Perinçek’in Temmuz’da yazdığı Sola Kadıköy eğitimi diye yazısının ortasından girdiği başlığa nasıl bir cevap vermek gerekir bilinmez. Ancak bilinen bir gerçek sol kendisini pek de sallamayınca her zaman yaptığı kendi anti söylemlerini de kendi yaratmaya devam ediyor.
Dün Mehmet Ali Güller isimli zat Aydınlık’tan karanlık bir sesleniş gerçekleştirdi 31 Mayıs Dersleri adlı yazısında, yaptığı girizgâhta 31 Mayıs direnişinin yıldönümünün umut verici olduğunu vurgulayan arkadaş artıları olduğu kadar eksileri olduğunu da vurguluyor. Bu arkadaş göre Taksim’e Türk bayrağıyla gidilir diyor, ona göre Türk Bayrağı en geniş kesimleri bir arada tutmayı sağlar, oradakileri ezmeye gelen kolluk kuvvetlerine karşı güçlü olunurmuş, tabi bunu söylerken o bayrakla toma altında kalan, tazyikli suyla 2 metre havalanan insanları unuttuğu nasılda belli. Mustafa Kemal’in askerleri sloganı yoktu, Çünkü alanda İp yoktu, çünkü artık İp AKP’ye selam duruyor. Her yer Lice Her yer Direniş sloganı AKP’nin halk hareketlerini PKK ile bölme girişimi olarak değerlendiriyor bu arkadaş, lafı fala uzatmaya da gerek yok, bir çok yerde ayrıştırma üzerine kurulu yaklaşımlarıyla tanıdığımız bu çevre haziran direnişinin yıl dönümünde alanda olmanın eylem yapmak için eylem diyerek sokağa çıkmayı reddeden, Haziranın ruhunu 7 Temmuz’da yaptıkları (ulusalcı şovenist tarza dönüştüren ) Gazdan adam Festivali’ni direniş ruhunun önüne çıkaran bu arkadaşlardan, Gezi şehitlerinin yakınlarına, içindeki öfkeyi umuda çevirmek için yola çıkan Halka karşı, halkın yanında duranlara başıbozuk diyen bu arkadaşlardan bölücülükten başka ne beklenebilir ki zaten.