
Uzun bir süredir Dev Turizm İş genel merkez yönetimindeki içe dönük tartışmaların aldığı boyuta turizm işçileri artık yeter dedi.
Turizm İşçileri tarafından yapılan açıklamada özetle
Genel Merkezi Antalya’da bulunan Dev Turizm İş’te tek adam yönetiminin bir an önce sona ermesi ve DİSK’in temel ilkelerinden olan sendika içi demokrasi ve demokratik kurulların işletilmesi gerektiğini ifade eden turizm işçileri, “Yaşanan sorunların bir an önce ortadan kaldırılması için demokratik koşulları oluşturulmuş bir erken genel kurul en gerçekçi çözüm olacaktır. Sendika içi demokrasi ile bağdaşmayan uygulamaların durdurularak yaşanan sorunların genel kurula taşınıp tartışılmasının sendikamız açısından en doğru karar olduğuna inanıyoruz.” vurgusu yaptılar.
DEV TURİZM İŞ, TURİZM İŞÇİLERİNİN BİRLİĞİ VE MÜCADELE ÖRGÜTÜ OLACAK!
6 Haziran günü ‘Kamuoyuna Zorunlu Açıklama’ başlığıyla yaptığımız açıklamada, sendikamızda bürokratik-tek adam zihniyetinin var olduğunu belirtmiştik. Yine aynı açıklamada sendika çalışmasını binbir emekle yapan kadroların tasfiye edilmek istendiğini vurgulamıştık. Bu zihniyetin sendikamızdaki son ‘icraatı’ açıklamada da belirttiğimiz gibi 6 Haziran günü yapılan Genel Yönetim Kurulu toplantısında sendika eşbaşkanını, örgütlenme daire başkanını, eğitim daire başkanını disipline sevk etmek; genel örgütlenme uzmanını görevden almak olmuştur. Sendika kurullarında ve konfederasyon hukukunda çözmeye çalıştığımız sorunlar genel merkez yöneticisi sıfatını taşıyan kişilerin taşıdıkları zihniyet tarafından çözmek bir kenara dursun derinleştirilmiştir.
Devrimci Turizm İşçileri Sendikası büyüyen, örgütlenen bir sendikadır. Ancak sendikamızda iki farklı sendikal anlayış kendini göstermiştir. Ortada sendika kurullarında kimin yer alacağı kavgası yoktur. Genel merkeze şu an egemen olan zihniyet(şimdilik) kurulları ve taşıdıkları sıfatları mücadelenin önüne koymaktadır. Ancak bu çürümüş sendikal zihniyeti eleştiren başta tasfiye edilmek istenen sendika kadroları ve diğer sendika üyelerinin ‘kavgası’ ise büyüyen ve örgütlenen sendikamızın, gerçek anlamda turizm işçilerinin birliği ve mücadele örgütü haline gelmesinin yolunu bulmaktır. 6 Haziran’dan sonra bir kez daha anlaşılmıştır ki sendikaya pranga olan tek adamcı-bürokratik-tasfiyeci zihniyet ortadan kaldırılmadan Devrimci Turizm İşçileri Sendikası, gerçek manada turizm işçilerinin birliği ve mücadele örgütü haline gelemez.
Taşeron çalışan işçilerin, ‘aman orada toplu sözleşme yapamıyoruz’ diyerek örgütlenmesine soğuk bakan hatta taşeron işçileri sendikamızda örgütleyen sendika kadrolarına ‘bizi neden bu belaya bulaştırdın’ diyerek bakan bir anlayışın bu sendikayı ilerletme şansı yoktur. Çünkü bugün sınıfın güvencesizleştirildiğini, taşeron çalışma gibi esnek istihdam biçimleriyle çalıştırıldığını tespit etmeden 21.yy’da sendikal mücadele verilemez. Güvencesizlere, taşeron işçiye sırtını dönen, işçi sınıfına sırtını dönmüştür. İşçi sınıfına sırtını dönenlerin yeri de sendikalar değildir.
Hem evde hem işte iki kere sömürülen ve turizm sektöründe yoğun bir şekilde çalışan kadın işçilerin, sendikanın gerçek özneleri olması gerekirken; söylemleri ve eylemleri ile kadın düşmanlığı net bir şekilde belli olan bir anlayışın sendikayı kadınların da mücadele örgütü haline getiremeyeceği ortadadır. Kadın eşbaşkana yönelik mobbingler hatta psikolojik tacize varan tutumlar bu kadın düşmanı zihniyetin en açık örneğidir. Bütün bunlar dışında kişilerin özel alanına girmeye kendine huy edinen bu zihniyetin, esas derdinin işçi sınıfı mücadelesi olmadığı açık bir şekilde görülmektedir.
‘Başkan ne derse o olur’, ‘Başkanın takdiri’ diyen bir zihniyetin sendikayı ilerletme şansı yoktur. ‘Akıl akıldan üstündür’ felsefesiyle, kolektif çalışmayı büyüten ve sendikal demokrasiyi tabana doğru yayan bir anlayış ancak sendikayı büyütebilir. Sendika binalarına işçinin gelip örgütlenmesini bekleyen, ‘durak görüyor’ diyerek 200 metre arayla iki sendika binası açan bu zihniyetin, sınıfın güncel görevlerini karşılamayacağı gün gibi ortadadır. Ayrıca; sendika Ankara temsilciliğine, bir işletmenin patronu olan ve sigortasız işçi çalıştırmaktan ceza almış bir ismi önermeleri ve Ankara’daki sendika üyesi işçilere bu ismi tanıtmaları bu zihniyetin bürokratikliği ile beraber ‘sarılığını’ da göstermektedir. Sendika içinde yaşanan bu sorunları yeni örgütlenilen işyerlerine yansıtmamakta gösterdiğimiz tüm özene rağmen bu zihniyet, bu özeni hiç göstermedi ve sendika örgütlenmesine darbe vurdu.
Dev Turizm İş’in gerçek sahipleri, sendikayı kendi çürümüş zihniyetinin çöplüğüne çevirmek isteyenler değildir. Sendikanın gerçek sahipleri, önce sendika üyeleridir sonra tüm turizm işçileridir. Bu sendika DİSK’e bağlı bir sendikadır. DİSK’in ilkeleri ve değerleri ortadadır. Bir işçi örgütlenmesine gittiğimizde ‘DİSK ise satmaz’ diyen bir işçinin kafasına bu fikri sokan DİSK’in ilkeleri, değerleri ve anlayışıdır. Bugün, sendikanın gerçek sahipleri olarak bizlerin ortaya koyduğu anlayış tam olarak da DİSK’in ilkelerine, değerlerine ve anlayışına sahip çıkmaktır. Bugün ‘muhalif’ olan bizler değiliz. Bugün ‘muhalif’ olan bu sarı-bürokratik-tek adamcı-tasfiyeci-çürümüş zihniyettir. Bu zihniyet DİSK’e ‘muhaliftir’, Dev Turizm-İş’e ‘muhaliftir’. Bugün DİSK’in ilkelerine, değerlerine ve anlayışına sahip çıkan Dev Turizm İş üyeleri, bu çürümüş ve artık tarih olması gereken bir zihniyete teslim olmayacaktır. Bu zihniyeti tarihin çöplüğüne gönderip, turizm işçilerinin birliğini ve mücadele örgütünü kuracağız!
İNADINA DİSK!
İNADINA DEVRİMCİ TURİZM İŞÇİLERİ SENDİKASI!
DİSK/DEVRİMCİ TURİZM İŞÇİLERİ SENDİKASI