Metin Lokumcu ölümünün birinci yılında  aralarında ÖDP, ESP, Halkevi, DİSK Devrimci Turizm-İş, KESK Şubeler Platformu ve Pir Sultan Abdal Kültür Derneği

Antalya Şubeleri’nin bulunduğu örgütler tarafından düzenlenen bir yürüyüş ve basın açıklaması ile anıldı

Kapalı Yol Halk Bank önünde  bir araya gelen eylemciler sloganlarla Attalos Heykeline kadar yürüdü. Yürüyüş esnasında sık sık “Her yer Hopa her yer Direniş, Metin Lokumcu ölümsüzdür,Metin’in katili AKP’nin polisi,Hopa’da düşene dövüşene bin selam” şeklinde sloganları  atıldı.

Basın açıklaması öncesi Yalova’da polisin sıktığı biber gazıyla öldürülen Çayan Birben ve Nurhak dağlarında ölen devrimci önderler Sinan Cemgil, Kadir Manga ve Alparslan Özdaoğan için saygı duruşu yapıldı.

Eyleme katılan gruplar adına basın açıklamasını ÖDP Antalya İl Başkanı Zeynel Abidin Ergen okudu.

“Basına ve Kamuoyuna

Bir yıl önce  Artvin`in Hopa ilçesinde yeterli desteği bulamayacağı endişesiyle ve Başbakanın fermanıyla çevre illerden taşınan yandaşlarıyla AKP bir miting gerçekleştirdi.

Miting alanına yaklaşmasına izin verilmeyen Hopalılar sularının ve topraklarının satılmaya çalışılmasını protesto etmek ve seslerini duyurmak amacıyla  demokratik tepkilerini gösteriyorlardı.  Sesleri AKP`nin miting meydanında konuşan Tayyip Erdoğan`a ulaşmış olmalı ki, çevik kuvvet polisleri bir anda şiddetli bir saldırıya başladı. Biber gazları, coplar ve plastik mermilerle Hopa bir anda polis eliyle savaş alanına döndürüldü.

Adeta istilaya gelen AKP`nin saldırıları sonucunda devrimci emekli öğretmen, Metin Lokumcu hayatını kaybetti. Lokumcu`nun ölümünü protesto eylemlerine pek çok ilde polis amansızca saldırdı. Demokratik tepkilere katılanlar  terör örgütü üyeliğinden cezaevine dolduruldu.

Lokumcu`nun katledilmesi, AKP`nin 10 yıldır kurmaya çalıştığı gerici-faşist- karanlık düzenin sonucudur. Dün Metin Hocayı bugün Çayan Birben’i katleden aynı zihniyet aynı iktidardır.  31 Mayıs 2011’den bu yana yaşadığımız her gün tüm muhaliflere, sendikacılara, Kürt halkına, gazetecilere, sanatçılara, üniversitelilere, devrimcilere, doğasını ve yaşamını savunan halka yönelik saldırılar; Roboski katliamı; kentsel dönüşümden, 4+4+4’e; sağlıkta dönüşümden, güvencesizlik yasalarına kadar arka arkaya gündeme gelen yapısal dönüşüm ve yıkım programları, iş cinayetleri AKP’nin, faşizmin, sermayenin iktidarı olduğunu yeniden ve yeniden kanıtlamıştır.

Fakat ne yaparlarsa yapsınlar bu direnci ortadan kaldırmaya güçleri yetmiyor. Polislere “Beni de alın memleket kurtulsun” diyerek isyan eden Metin Lokumcu`nun direnme mirasını geleceğe taşımak, eşitlik ve özgürlüğün ülkesini kurma mücadelesi gençlerin, kamu emek-çilerinin, gazetecilerin, sanatçıların, HES`lere karşı direnen köylülerin dilinde yayılıyor, eşkıyalar pes etmiyor direniyor.

Bizim eşkıyalığımız, gücünü tarihten alır. Talan düzeninin, bozuk dümenine yaptıkları müdahalelerden güç alır. Bizim eşkıyalığımız; bozguncu, talancı iktidar sahiplerinin korkulu rüyaları olurlar.  Bizim eşkıyalığımız İngiltere’de Robin Hood, Meksika’da Pancho Villa, Endülüs’te Diego Corrientes, Rusya’da Stenka Razin’dir. Ülkemizde Köroğlu’dur, Dadaloğlu’dur, Karacaoğlan’dır, Pirsultan’dır ve Metin Lokumcu’dur.

Bizim eşkıyalar şarkılara, şiirlere, romanlara ve filmlere konu olurlar. Adları değil, direnişleri anlatılır, yazılır tarih boyunca. Onlar yeni bir dünya inşa etmez. Sadece yanlışları düzeltir, bazen zulmün baş aşağı edilebileceğini gösterirler. Onlar Türkiye’nin dört bir yanında “Hepimiz Hopalıyız, hepimiz eşkıyayız” diyerek AKP karanlığına meydan okuyanlar; Boynunda puşi’si ile Cihan Kırmızıgül Ve akademisyenler,O panzerin ayaklarımın altında ne işi vardı diyen Ankaralı eşkıya; “…yahu sizde kimsiniz tiyatrocular” diyene karşı, iyide sen kimsin diyen tiyatrocular; Halkının sağlığını korumak ve herkesin kolay ulaşabileceği sağlık hizmeti verebilmek için çalışan doktorlardır.

Yansak da dokunacağız diyen yazarlar, şairler, çizerler, bu toprakların öykülerini anlatan yönetmenler, müzisyenler, oyuncular; Medya patronlarının karşısında takla atmadığı için köşeleri ellerinden alınan gazeteciler,pencerelerini özgürlüğe açan köşe yazarları ,Eğitim hakkına sahip çıktığı için tokat yiyen, eğitim hakları ellerinden alınan öğrenciler; 4+4+4 aldatmacasına karşı Ankara sokaklarını inleten eğitim emekçileri; Güvenceli iş güvenli gelecek isteyen işçiler, sendikalar, meslek örgütleri, konfederasyonlar; HES’lere karşı doğasına, yaşam alanına sahip çıkan dere başlarındaki nöbetçi köylüler; . Yaşam alanlarını gasp edenlere karşı, haklarını savunan, halkın “eşkıya devrimci” kahramanlarıdır onlar.”  Bizdeki eşkıyalık budur işte.

Değerli basın değerli katılımcılar; dün Metin Lokumcu’nun bugün Çayan Birben’in gaz bombalarıyla katledilişinden AKP iktidarı sorumludur. Bu sorumluluktan kaçamayacaklardır. AKP’nin bugün getirdiği baskı zülüm ve kandır.  Tüm devrimcileri emekçileri ezilenleri,dışlananları, özetle ötekileri AKP zülmüne karşı direnmeye ve mücadeleye çağırıyoruz.”

 

 

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here