
Bu yazının başlığı pekâlâ Türkiye Eğitiminin 10 temel sorunu olabilirdi. Zira Türkiye’de Eğitim neyse Antalya’da da üç aşağı beş yukarı odur. “Milli geliri bilmem ne kadar artırdık”, “Türkiye’ye ileri demokrasi getirdik” safsatalarının ötesinde AKP iktidara geldiği 2002 yılından bu yana 4 Eğitim Bakanı değiştirmiş, eğitimi içinden çıkılmaz hale getirmiştir. AKP zamanında eğitim ticarileşmiş, paralı hale gelmiş, gericileşmiş, dini bir niteliğe bürünmüştür. AKP zaten sömürenlere ve onların efendisi ABD’ye hizmet eden eğitimi, sömürenlerin ve ABD’nin yeni liberal politikaları doğrultusunda yeniden şekillendirmiştir.
Gelelim sorunlara:
1- Antalya’da hala önemli ölçüde öğretmen açığı vardır. İstatistiksel rakamların ötesinde belli branşlarda bazı yerlere yığılma olmakta ama şehrin dış mahalleri, ilçeler ve beldelerde yeterli öğretmen bulunmamaktadır. Antalya’nın bazı ilçeleri hala zorunlu hizmet bölgesidir.
2- Okullaşma da hedeflere varılamamıştır. Şehrin dış mahalleleri ve ilçelerde okullaşma oranı düşüktür. Göç buradaki tek sebep olarak gösterilmektedir. Oysa normal doğum oranı artışına yetecek sayıda okul ve derslik yapılmamaktadır. Okul öncesi eğitimde hedef %100 okullaşma iken, bu dönem bu okullar zorunluluk kapsamından çıkarılmıştır. Ömer Dinçer’in eğitim anlayışı, Afganistan- Pakistan sınırındaki medreseleri taklit etmeyi hedeflemektedir. Çağdaş, Bilimsel, laik, Parasız ve Anadilinde Eğitimi değil.
3- Antalya şehir merkezi ile ilçeleri arasında eşitsizlik vardır. Bu eşitsizlik, ilçeler, semtler, okullar ve hatta sınıflar arasında bile devam etmektedir. Bu olanaklara erişememeyi getirmektedir. Okullar bölgelerde ve sınıflar okullarda eşitsizliği temsil etmektedir. İyi okullar- kötü okullar, iyi sınıflar-kötü sınıflar ayırımı vardır.
4- Antalya’da sınıflar hala çok kalabalıktır. İstatistiklerin ötesinde 50-60 kişilik sınıflar vardır ve normal karşılanmaktadırlar. Oysa eğitimin temel gereklerinden birisi kalabalık olmayan ve öğretmenin öğrencisi ile bire bir ilişki kurabildiği sınıflardır
5- Tüm kız çocukları hala okula çekilememiştir. Molla kafalı aileler ve çocuğunu çalıştıran aileler kızlarını okula göndermemektedirler. Bu tip veliler çocuklarını ekmek kapısı, gelin, hizmetçi olarak görmektedirler. Antalya, çocuk işçiliğin yoğun olduğu bir bölgedir. Seralarda çocuk işçiler çok yoğun olarak çalıştırılmaktadırlar. Yoksulluk, erken evlilik, engellilik, çalışma, ulaşım, aile baskısı, din gibi birçok nedenden ötürü binlerce çocuk okula devam edememektedir
6- Sınav sistemi çok sık değişmektedir. İl Milli Eğitim Müdürlüğü bunun gerisinde kalmakta ve çok sık değişen sınav sistemine ayak uyduramamaktadır. Bütçe olanakları elvermediğinden ve dinsel grupların özel eğitimine parsa çıkarabilmek adına kendisi de sınav sistemine ilave sınavlarla (deneme sınavları, İLBAP, vs) katkı koymaktadır. Devlet okullara yeterli bütçe ayırmamakta, Milli Eğitim Müdürlüğü velilerden zorla toplanan parayla bakanlığın yanlış uygulamalarını desteklemektedir.
7- Antalya’da Anadolu Liseleri niteliklerini yitirmişlerdir. Geçmişte sayıca az olan bu okullara ilkokul 5. sınıftan sonra girilebiliyordu. Müfredatları değişikti. Bugün aşağı yukarı her genel Lise Anadolu Lisesine dönüşmüştür. MEB bu okulları sıradanlaştırarak özel okul ve dershanelere müşteri yaratmıştır. Bu okullar vasıtasıyla yabancı dil öğrenme işi de ortadan kalkmıştır. Turisti bol bir kentte, eğitim sistemi bu kadar çok para harcamakta, ama kamusal eğitim de yabancı dil öğrenimi gerçekleşememektedir. Devlet bu yolla özel eğitim kurumlarını desteklemekte, okullarda Yabancı dil eğitimini kösteklerken özel kurslara ve okullara “müşteri” aktarmaktadır.
8- Öğretmenlerin Özlük Hakları ve ücretleri gerilemekte, çalışma koşulları ağırlaşmaktadır. Öğretmen maaşları yoksulluk sınırı altında kalmıştır. Özlük hakları birer birer ellerinden alınmaktadır. Çalışma saatleri uzamıştır. OECD ülkeleri arasında en düşük maaşla en uzun çalışma süresine sahiptirler. Meslekleri itibarsızlaştırılmakta ve toplumda değerleri küçültülmeye çalışılmaktadırlar.
9- Antalya’da eğitimin altyapısı eksiktir. Yeterli bina, araç-gereç, laboratuar, kütüphane, teknoloji sınıfı vs yoktur.
10- Göçle gelen ve anadili Kürtçe olan çok miktarda öğrenci vardır. Hem şehir merkezindeki okullarda hem de ilçelerde ve beldelerdeki okullarda anadili Kürtçe olan çocukların sorunları bu eğitim sisteminde çözülmemektedir. Antalya’da bir an önce anadilinde eğitim uygulaması başlamadır.