Eğitim-Sen Antalya Şube Başkanı Kadir Öztürk, öğretmenlerin ve öğrencilerin

baskı altına alınma girişimlerine bir an önce son verilmesi çağrısı yaptı.

Antalya’da bazı okullarda bakanlık müfettişleri ilkokul öğrencilerine yazılı ifade tutanağı doldurtup, imzalatmak istediğini ifade eden Öztürk, ” Olay sadece öğrencilerle sınırlı kalmayıp velileri de sorguya çekilmeye başlandı. Mahkemelerde şahitlikleri bile kabul edilmeyen çocukların yazılı ifadeleri alınarak, okullarda siyasi propaganda ve hükümet eleştirisi yapılıp yapılmadığı gibi akla ziyan sorular yöneltilmektedir.” şeklinde konuştu.

Öğretmenlerin ve öğrencilerin baskı altına alınma girişimlerine bir an önce son verilmelidir.
Milli Eğitim Bakanlığı müfettişlerinin Türkiye’nin çeşitli illerinde olduğu gibi Antalya’da da özel okul, yurt ve dershanelerde öğrencileri sorgulamaya başladığı, sadece öğrencilerle sınırlı kalmayıp velileri de sorguya çekmeye başladığı görülmektedir. Mahkemelerde şahitlikleri bile kabul edilmeyen çocukların yazılı ifadeleri alınarak, okullarda siyasi propaganda ve hükümet eleştirisi yapılıp yapılmadığı gibi akla ziyan sorular yöneltilmektedir.
Antalya’nın çeşitli ilçelerinde ve merkezdeki bazı okullarda başlayan uygulamalara göre bakanlık müfettişleri ilkokul öğrencilerine yazılı ifade tutanağı doldurtup, imzalatmak istemektedir. Müfettişlerin öğrencileri sorgu odaları gibi ayrı mekânlarda sorgulayarak bilgi almak istemesi, hatta reşit olmayan çocukların imzalı ifadelerinin alınmak istenmesi, siyasi iktidarın içine düştüğü çaresizliğin göstergesidir.

Benzer örneklerine ancak bütün yetkilerin tek elde toplandığı, baskıcı otoriter rejimlerde görebileceğimiz bu tür sorgulama yöntemleri ve fişleme girişimleri ilk değildir. Ancak MEB’in Türkiye’nin dört bir yanında olduğu gibi Antalya’da da çok sayıda öğrenci ve veliyi en temel hukuk kurallarını, temel hak ve özgürlükleri ihlal eden bir şekilde sorgulayarak fiilen istihbarat örgütü gibi hareket etmesi utanç verici bir durumdur.

Son yıllarda belirgin bir şekilde artan, 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonu sonrasında dizginlerinden boşanırcasına yaygınlaşan anti demokratik uygulamalar, polis şiddeti ve siyasi kadrolaşma girişimlerine ek olarak MEB’in MİT’e özenerek sorgulama ve fişleme çabaları siyasi iktidarın içine düştüğü çıkmazın somut bir yansımasıdır.

Hiçbir yasal dayanak ve gerekçesi olmadığı gibi, tamamen toplumu baskı altına almak ve eğitimi kendi çıkarları doğrultusunda biçimlendirdikleri yetmiyormuş gibi, öğrenci ve velileri de sindirmek amacıyla yapılan bu tür istihbarat faaliyetleri Türkiye’deki egemen yönetim zihniyetinin iç yüzünü açıkça göstermektedir. Milli Eğitim Bakanlığı öğrencileri ve öğretmenleri fişlemeyi bir an önce bırakmalıdır. Eğitimin demokratikleştirilmesi için gerekli adımları atmalıdır. Okullarda öğretmenlerin ve öğrencilerin baskı altına alınmasına bir an önce son verilmelidir.

A.Kadir ÖZTÜRK
Şube Başkanı

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here