“Sarayın Savaşına Karşı Acil Barış, Acil Demokrasi” talebiyle Antalya’da bir araya gelen barışseverler Aydın Kanza Parkında toplanarak Cumhuriyet Meydanı’na yürüdü.

Yol boyunca sık sık “Susma Haykır Savaşa Hayır”, “Savaşa Hayır Barış Hemen Şimdi”, Faşizme Karşı Omuz Omuza” sloganlarıyla yürüyen yüzlerce kişiye çevre deki esnaf ve vatandaşlarda alkışlarla destek verd.

Cumhuriyet Meydanında ortak basın açıklmasını Av. Nüsret Gürgöz okudu.

Barış ve demokrasi için mücadeleye…

7 Haziran seçimleri ülkemizin bir numaralı problemi olan Tayyip Erdoğan’ın, çürümüş diktatörlüğünü yasal bir başkanlık sistemine çevirecek AKP iktidarına son verdi.

Kendisine darbe yapılacağını iddia edip demokrasi sandıktır diyen, Gezi direnişinde sokağı bırakın sandığa gelin diyen Tayyip Erdoğan’ın sandık hayranlığı 7 Haziran seçimlerine kadarmış. Halkın iradesine tahammülsüzlüğün, sonuçlarını bugün bütün ülke halkı olarak yaşıyoruz.

AKP halkın iradesine, demokratik güçlere savaş açmıştır

Seçim yenilgisini hazmedemeyen AKP, hem içte hem dışta ülkemizi savaşın kanın ölümün bataklığına sürüklemektedir. Beş yıldır emperyalistlerin güdümünde Suriye’ye yaptıkları müdahale bütün bir Ortadoğu’yu ve ülkemizi ateş çemberinin içine atmıştır. Üç yıldır “çözüm süreci” adı altında yürüttükleri süreçle Kürt sorunun demokratik siyasi çözümü doğrultusunda hiçbir adım atmamışlardır. Üçlü seçim sürecinden galip çıkarak kurdukları diktatörlüğü yasallaştırmak istemişlerdir.

7 Haziran seçimlerinin sonuçları, Kürt sorunun demokratik siyasi çözümü için yeni bir yol açmışken, siyasi iktidar hesapları ve kişisel korkularıyla yeniden savaşı körüklemişlerdir. Kişisel korkularıyla davranmaktadırlar. Çünkü, 17-25 Aralık yolsuzluk operasyonu hırsızlıktan ülkemiz mahkemelerinde yargılanmalarının önünü açmıştır. MİT tırları operasyonu ile Uluslararası Ceza Mahkemesinde savaş suçlusu olarak yargılanmalarının önü açılmıştır.

Ülkemizin ağır sanayi işçilerinin direnişinden tutun, doğasını yağmalatmayan Karadeniz köylülerine, kentlerini yağmaya karşı savunanların direnişlerine kadar, toplumsal muhalefetin yükseldiği bir dönemde savaşın kışkırtılmasının nedeni açıktır.

AKP iktidarı Gezi direnişi ile ülkemizde genişleyen demokratik siyaset alanını daraltmaya, sokağı baskılamaya, bütün demokratik ilerici sol güçleri yok etmeyi hedefleyen bir çizgi izlemektedir. Herkes bilsin ki, bu savaş sadece Kürt halkının demokratik taleplerine değil hepimize açılmıştır.

Barışı kardeşliği demokrasiyi getirmek bizim ellerimizdedir

1 Kasım’da ilan edilen seçim de bu iktidarı kurtaramayacak. Başta ölümüne neden oldukları askerlerin cenazelerindeki feryatlar onların bütün seçim hesaplarını bozacak.

Asker ve polis cenazelerindeki anaların feryadları, AKP’nin kan deryasında oy avlama hesabının tutmayacağının göstergesidir.

Üstünden Gezi direnişi geçmiş bu ülkenin sokaklarını teslim alamazsınız. Bu ülke halklarını susturamazsınız.

Ülkemizin her yerinde Sarayın savaşına ve faşizmin iktidarına karşı barış ve demokrasi mücadelesi yükselerek sürecek.

Ülkemizin kentlerini doğasını yağmalayan, savaş yoluyla ayakta durmaya çalışan, savaşın ve yağmanın iktidarını ve onun diktatörünü bu ülkenin başından atmadan ülkemiz halklarına rahat yok. O nedenle görev belli. Diktatörü ve AKP’yi yıkmak, barışı, kardeşliği ve demokrasiyi inşa etmek için mücadele edeceğiz.

Yaşasın halkların kardeşliği. Barış için demokrasi için mücadeleye.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here