Halk Cephesi yaptığı yazılı açıklamada  14 Nisan 2013 tarihinde

Bakırköy/İstanbul’da düzenlenecek olan 3. Bağımsız Türkiye Konseri’ne  katılım için  tüm Antalya halkına  çağrı yaptı. Konser için Antalya’dan araç kaldırılacağının belirtildiği açıklamada, Halk konserinin ücretsiz gerçekleştirileceği ifade edildi.

Grup Yorum’un 14 Nisan Pazar günü saat 15.00’te, Bakırköy Halk Pazarı’nda düzenleyeceği “3. Bağımsız Türkiye Konseri”nde; Adile Yadırgı, Derya Petek, Apolas Lermi, Cahit Berkay, Erdal Bayrakoğlu, Grup Abdal, Hakan Yeşilyurt, Karmate, Marsis, Nejat Yavaşoğulları, Niyazi Koyuncu, Sadık Gürbüz, Selçuk Balcı, Suavi, Yasemin Göksu, Yaşar Kurt, İsmail Hakkı Demircioğlu ve şiirleriyle Genco Erkal sahne alacak. Ücretsiz olarak gerçekleşecek halk konserinde, 18 kişilik orkestra Grup Yorum’a konser boyunca eşlik edecek. İdil Halkoyunları Ekibi ve Beşik Halk Dansları Topluluğu da kimi şarkılarda dans gösterisi yapacak.

Antalya Halk Cephesi’nin

Bağımsızlık Olmadan Demokrasi de Özgürlük de Olmaz

Emperyalizme ve Faşizme Karşı Bakırköy’de

BAĞIMSIZ TÜRKİYE İÇİN

OMUZ OMUZA

Bağımsızlık-demokrasi ve özgürlükleri

kazanmanın yolu tektir.

Bu yol emperyalizme ve onun ülkemizdeki

uzantısı işbirlikçi oligarşiye

karşı savaşmaktır.

Emperyalistlerin ve işbirlikçilerinin

sömürüsüne son vermeden

halkımız açlık ve yoksulluktan kurtulamaz.

Açlar ve yoksullar sömürücü

düzen için en büyük tehdittir.

Onun için işbirlikçi iktidarlar halkı faşizmle

yönetmek zorundadır.

Faşizmle yönetilen bir ülkede ne

demokrasi ne de özgürlük yoktur.

Demokrasi de özgürlükler de göstermeliktir.

Ülkemizde yaşananlar bunun

en somut göstergesidir. Bugün ülkemizde

kimse demokrasinin olduğunu

iddia edemiyor.

1950’lerden beri ülkemiz emperyalizmin

yeni-sömürgesidir. “Türkiye

yeraltı kaynaklarından dış ticaretine,

ekonomisinden politikasına,

kültüründen sanatına kadar Amerikan

emperyalizminin denetimi altında bir

ülkedir.” (Mahir Çayan)

Bu durum her geçen gün pekişen

ve güçlenen bir gerçektir. Emperyalizmin

gizli işgali ve oligarşinin

faşist diktatörlüğü altında ezilen bir ülkeyiz.

Ülkemizdeki sömürünün, baskının,

işkencelerin baş sorumlusu

başta ABD olmak üzere tüm emperyalistlerdir.

Ülkemizdeki emperyalist üslerden

dünya halklarının başına bombalar

yağdırılıyor. Türkiye halkları

olarak ağır bir sömürü altında yaşamaktayız.

Bu sömürünün devamı

için de tüm haklarımız kanla, faşist terörle

sindirilmek istenmektedir. Bağımsız

olmayan bir ülkede demokrasi

olmaz. Halk için demokrasi ancak halkın

kendi iktidar olduğu bir düzende

mümkündür.

14 NİSAN’DA BAKIRKÖY’DE

ÜÇÜNCÜSÜNÜ DÜZENLEYECEĞİMİZ

BAĞIMSIZ TÜRKİYE

KONSERİ AKP FAŞİZMİNİN HALKA

SALDIRILARINA KARŞI EN

GÜÇLÜ CEVAP OLACAKTIR.

AKP, dinci-gerici ve burjuva basın

aracılığıyla Grup Yorum’a

karşı tam bir linç kampanyası yürütüyor.

Faşizme karşı direnen herkesin

ağzında Grup Yorum’un şarkılarının

olması AKP’yi korkutuyor. Çünkü

Yorum, faşizme boyun eğmeyen herkesin

direnç kaynağıdır. Onun için

susturmak istiyor AKP. Ama başaramayacak.

Grup Yorum halktır; AKP, halkı

susturamayacak, Grup Yorum’u

susturamayacak, devrimcileri susturamayacak,

işçileri, memurları, avukatları

susturamayacak.

AKP, bu ülkenin onurlu aydınlarını,

sanatçılarını, yazarlarını

susturamayacak. Grup Yorum’a yapılan

saldırılar halka yapılan saldırılardır.

Amerikan beslemesi AKP halkımızı

işbirlikçiliğine ortak edemeyecek.

Halkımız 14 Nisan’da BAĞIMSIZ

TÜRKİYE diyerek Bakırköy’de

Faşizme karşı Grup Yorum’la omuz

omuza haykıracak.

Kahrolsun Faşizm Yaşasın Mücadelemiz!

Kahrolsun Amerikan Emperyalizmi

ve Onun İşbirlikçileri!

Yaşasın Bağımsız Demokratik

 

500 Bin Kişilik Halk Korosu İçin

1000 Halk Komitesi Kuralım!

Halkın Gücünü Gösterelim!

 

Bir büyük halk konserinin daha

arifesindeyiz. 14 Nisan günü Bakırköy

Halk Pazarı’nda tam beş yüz bin yürek

yine bir araya gelecek ve haykıracak

Bağımsız Türkiye diye. Bağımsız

bir ülkede yaşamak en büyük

özlemimiz, hayalimiz. Bunun için

bütün çabamız. Yaşadığımız baskınlar,

gözaltılar, tutuklamalar… hep bunun

için ödediğimiz bedeller.

Neden Bağımsızlık

Diyoruz?

Çünkü; bağımsızlığın olmadığı

bir ülkede; ne hak ne de adalet

olabilir.

Çünkü; bağımsızlığın olmadığı

bir ülkede; açlık ve yoksulluk içinde

yüzü gülmez halkın.

Çünkü; bağımsızlığın olmadığı

bir ülkede; biz çalışırız zenginler

alın terimizi çalıp zevk-ü sefa içinde

yaşarlar…

Çünkü; bağımsızlığın olmadığı

bir ülkede; ülkemizin hiçbir zenginliğinden

faydalanamayız, Amerika

ve ülkemizdeki işbirlikçi iktidarlar

yok ederler tüm zenginliklerimizi…

Suyumuzdan, yerdeki yeşil otumuza

kadar satışa çıkartırlar…

Çünkü; bağımsızlığın olmadığı

bir ülkede; çalıp-çırpma, uyuşturucu,

fuhuş… yozlaşmanın her türü büyütülüp,

halk bu şekilde uyutulmaya

çalışılır.

Çünkü; bağımsızlığın olmadığı

bir ülkede; ahlaktan, ar-namustan,

dürüstlükten söz edilemez…

Peki, biz böyle bir ülkede yaşamak

mı istiyoruz? Hayır, böyle bir ülkede

yaşamak istemiyoruz… Vatanımızı

bu hale getirenlerden hesap sormak

istiyoruz…

İşte üçünçüsü düzenlenen Bağımsız

Türkiye Konseri de bunun

için yapılıyor. Yüz binler haykıracak

adalet diye, açlığa yoksulluğa son,

biz geliyoruz bu vatan bizim diye.

Tüm Cepheliler, onur ve namus günüdür

14 Nisan. Kararlılığımızın, ısrarımızın

sınandığı bir gündür. Sorumluluğumuz

büyük ama iradi olarak,

programlayarak, sürekli denetimle başaracağız.

Bizim için asla olmazlar,

asla imkansızlıklar yoktur. Biz imkansızlıklar

içinde nice kahramanlıklar

yaratmış bir soydan geliyoruz. Bizim

için çözümsüzlük yılgınlık yoktur.

Umutsuzluk asla, yasaktır. Başaracağımızı

biliyoruz, inanıyoruz. Boş bir

güven değil tabi sarıldığımız, emeğimiz,

halkımız, tarihimiz, şehitlerimizdir.

AKP saldıracak ama biz AKP’nin

oyunlarını bozacağız. Bunun için

1000 komite kuracağız. Her yerde

okulda, fabrikada, pazarda, apartmanda,

sokakta her yerde komite

kuracağız. Komitelerimizle halka

ulaşacak AKP’nin saldırılarını örgütlenerek

aşacağız. Herkes, kendi

mahallesinde, hatta sadece kendi sokağında,

çalıştığı iş yerinde, atölyede,

sadece hısım akraba çevresi içinde,

kendi doğallığı içinde bir örgütlenme

yapabilir. En başta onların katılımını

sağlayabilir. İki kişiyi, üç kişiyi bir

araya getirip, onları da ayrıca seferber

eder. Yeter ki inanalım iş verelim,

örgütleyelim ve denetleyelim. Onlardan

da tanıdıklarının listesini yapmasını

ve en yakınından başlayarak

komiteleşmesini istemeli yaptırmalıyız.

“Bir iki kişiden ne olacak ki”

diye düşünmeden herkesi bir biriyle

çalıştırmalı bir kişiyi bile motive

ederek komiteleşmesini sağlamalıyız.

Bir kişiye bildiri dağıttırmalı, diğerine

afiş astırmalı, ötekine sohbetler düzenletmeli,

bir başkasını bizim için

her gün yemek yapmaya, para toplamaya

ikna etmelidir. Bunları komite

tarzı çalıştırıp yanına bir kişi bulmasını

istemeliyiz.

Der Ki Halkımız!

“Bana söylersen unutabilirim,

gösterirsen hatırlayabilirim ama beni

de katarsan anlarım ve yaparım.”

HALKIN KENDİ KENDİSİNİ

ÖRGÜTLEMESİDİR KOMİTELER.

İşte bunun için 1000 halk komitesi

kuracak ve 500 bin kişilik

halk korosu oluşturacağız. Binleri

kazanmak için komitelerle yürüyeceğiz

zalimin üzerine. Silahlarına,

gazlarına, bizi bitirme politikalarına

komitelerimizle cevap vereceğiz. Yok

olmayacak, bitmeyeceğiz! Halkı komitelerimizle

örgütleyecek, büyüyeceğiz.

Zalimlerin korkularını büyüteceğiz.

Binleri emperyalizme karşı

komitelerimizle bir araya getirecek,

Bakırköy’de 500 bin kişi olacağız.

14 NİSAN’DA 500 BİN KİŞİ

OLACAĞIZ!

HALKIZ HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ!

ANTALYA HALK CEPHESİ

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here